Krizlerin ruşeymi "rehavet"
Fransızlar,insanın kendi köyünde peygamber olamayacağını söyler.
Halkımızın akıl birikiminde binlerce yıl süzdüğünü dört sözcükte anlatır :" Ev danasından öküz olmaz" der.
Thomas L.Friedman bizim köyün çocuğu değil…Üstüne üstlük yazıları, kitapları ve anlattıkları ile uluslar arası eleklerin üstünde kalabilmiş, entelektüel gücünü kanıtlamış bir aydın insan.
ABD'nın "sessiz çöküşünü" analiz ederken iki etkene dikkat çekiyor.
Birincisi, "Soğuk Savaş sonrasında ekonomik büyümenin beş temel ayağındaki zayıflama".
" Eğitim konusunun ihmal edilmesi.
" Altyapı yatırımlarının yetersizliği.
" Zeki ve girişimci insanların ABD'ye göçlerinin zayıflaması.
" Risk alan ve dinamik gelişme yaratan girişimcileri teşvik eden kuralların geliştirilememesi.
" Bilim ve teknoloji desteklerine yeterli kaynak ayrılmaması.
İkincisi, "Bütünleyici ve kapsayıcı bir stratejiden yoksunluk"
Friedman gibi çok sayıda düşünür, toplumların gerileme sürecine girmesini araştırırken bir ortak noktada birleşiyor: Zenginlik ve başarılarına aşırı değer veren toplumlar "rehavete" kapılıyor da ondan.
Hollanda petrol üretime başladıktan sonra, verimlilik yarışında gerilere düştü…
Petrol zengini Arap Ülkelerin refahı toplumun derinliklerine yayamadı…
Yunanistan gibi büyük yardımlar alan ülkelerde insanların üretimden ve girişimci enerjisinden uzaklaşmasının ardında rehavete kapılma vardı.
Kibir ve üstünlük inancı insanın zihninde bir kez yer ettiğinde, kendini sorgulama ve geri bildirim gibi gelişmenin dinamiği olan iki insanı özellik gerilemeye başlıyor.
Douglass North, kurumların, ekonomik aktörler arasındaki 'oyun kuralları" olduğunu söyler. Kuralları da üçe ayırır: Birincisi, "resmi kısıtlar", anayasalar, yasalar, yönetmelikler , yönergeler vb. yapı bileşenlerinden biri olan hukuk çerçevedir. İkincisi
"resmi olmayan kısıtlar", geniş anlamda kültürün değerleri ve unsurlarını kapsar; davranış normları tarafından belirlenir. Üçüncüsü, "maliyet ve özendirme yapıları": Dönüşüm ve işlem maliyetlerini belirleyen etkenler…
Maliyet ve özendirme sistemlerinin temel araçlarından biri teşvik sistemleri…Ülkemizin gündeminde ilk sıralarda yer alıyor günün koşullarına uygun bir teşvik sistemi oluşturma…Sistem, ithal ikameci ekonomi politikalarının yarattığı rehaveti aşana kadar çok önemli kaynak israfına yol açtı. Teşvik Sistemleri'nin yeniden tasarlandığı bugünlerde, karar odaklarına bir kez daha çağrı yapmak istiyorum: Mekana ve sektörlere dayalı teşvikleri alabildiğine sınırlı tutmak gerekir. İnsan kaynağının eğitimini, altyapı yeterliliğini, zeki ve girişimci insanın önünü açmayı, bilim ve teknolojiye gerekli desteği sağlamayı dikkate alan bir "bütünsel strateji" bağlamında "proje- odaklı teşvikler" öne çıkarılmalı…
Proje-odaklı teşvikler, bizi rehavetin uyuşturucu etkisinden uzaklaştırarak, risk alan, araştırıcı, atılımcı, kendinle hesaplaşan ve kendini kanıtlama enerjisi ile beslenen girişimci enerjimizi artırabiliriz…