Krizin en büyük dalgası dünya finans piyasalarını sarsıyor
Hakan N. Balsızan / A Yatırım
FED eski başkanı Paul Volcker ABD'nin finansal yapısının başarısızlıkla sonuçlandığını ve tüm finansal sistemin yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Gelişmeler kendisini haklı çıkarıyor. Son günlerde krizin çözümünde uygulanan yöntemler de acı ama yapılması gerekenler. Fannie ve Freddie sonrasında ABD kamu kaynaklarının Lehman Brothers için kullanılmayarak iflasa terkedilmesi büyük bir kriz dalgası yarattı dünya üzerinde. Ancak bu yaklaşımlar gelecek için umut verici. Büyük krizler finans sistemlerinde yok oluşlar ve konsolidasyonlar ile sonuçlanıyor daima. ABD ve belki de AB bölgesinden daha bir çok iflas ve konsolidasyon haberleri bekliyor piyasalar. Ve bu oluşumlar sonunda yeni bir dönem başlayacak. Ancak bu süreçte finansal sistemin sorunlarını çözmek adına merkez bankalarının piyasalara yüklü miktarda likidite verdiklerini görüyoruz. Bu para bolluğunun uzun vadeli olumsuz etkilerini ileride göreceğiz. İşin kötü yanı piyasalara para verilmesine rağmen gecelik faizlerin yüksek seyretmesi ve kredi piyasalarındaki tansiyonun düşmemesi. Bu sebeple yakın zamanda yeni iflas ya da satın alma haberlerini duymamız mümkün.
Ülkemiz açısından duruma bakıldığında zor bir dönemin bizi beklediğini söyleyebiliriz. Makro ekonomik verilerin çoğu moralleri bozuyorken bu kriz dalgasından çıkmamız için iyi bir yönetim gerekiyor. Büyük bir kriz tecrübesi kazanmış banka sektörümüzde tehlikeli bir yapı olmaması bizim için şanslı bir durum. Ancak diğer göstergeler durumumuzun ciddi olduğuna işaret ediyor. Büyümemiz son çeyrekte %1.9'a kadar düştü. Yatırım harcamaları, istihdam ve üretim rakamları son yılların en düşük seviyelerine inmişken cari açığımız da rekor seviyelere çıkmış durumda. Cari açığın yarısından fazlası özel sektörün yurtdışından yaptığı borçlanma ile finanse ediliyor. Diğer yandan yabancıların doğrudan yatırımları ve sıcak para girişi de hız kesmiş durumda. Döviz fiyatlarını yukarı itebilecek hızlı bir sıcak para çıkışı her zaman korkulan ve hazır olunması gereken bir durum. Üstelik AB ile ilişkilerimiz ilerlemiyorken ve IMF ile bir anlaşmamız yokken çıpa sorunu da yaşayabiliriz. Bu ortamda Merkez Bankası'nın ve ekonomi yönetiminin vereceği kararlar hayati önem taşıyacak ülkemiz için. Hisse piyasaları %69 oranındaki yabancı payı ve nisbeten derinliksiz olması sebebiyle yine bildik sıkıntılı seyri izliyor. Çıkmak istese de buna imkan bulamıyor yabancılar. Ancak İMKB'nin, ortalık durulduğu zaman ucuzlamış haliyle güzel fırsatlar vereceğini unutmamak gerekiyor.