Krizin 10. yıldönümünde ABD ekonomisi

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM [email protected]

Küresel krizin üzerinden tam 10 sene geçti. Krizi başlatan ABD ekonomisinin bugünlerde yüzde 4’lerin üzerine çıkan büyüme performansı ise gayet iyi. Her ne kadar bazı ekonomistler Trump’ın Obama’nın mirasına konduğunu iddia etseler de, bu çok doğru bir çıkarım değil. Obama çok daha genişlemeci bir maliye politikası ortaya koyarak, ABD ekonomisinin daha hızlı ve güçlü toparlanmasını sağlayabilirdi. Bunu yapmadı. (Aslında biraz da yapamadı, çünkü mecliste Cumhuriyetçiler genişlemeci politikalara oldukça engel çıkardılar. Tabii, Trump iktidara geldiğinden beri de genişlemeci politikalara yeşil ışık yakıyorlar.) Neticede Obama döneminde kriz öncesi trend büyüme seviyesi hiç yakalanamadı. (Bunun neden böyle olduğuyla ilgili Obama döneminde Ekonomik Konsey başkanlığı yapmış olan Larry Summers’ın ortaya attığı bir uzun süreli (secular) stagnasyon teorisi var, ancak bu ispatlanabilmiş bir teori değil.)

Trump’ın (şu ana kadarki) başarısında 2 noktanın altını çizmek gerekiyor. Birincisi, uygulamaya koyduğu 1.5 trilyon dolara varan vergi indirimi ve 300 milyar dolarlık merkezi hükümet harcamasını içeren canlandırma paketinin yarattığı etki. (Geçenlerde eski Fed Başkanı Ben Bernanke bu paketin büyüme üzerindeki etkisinin 2020’ye kadar sürebileceğini belirtti.)
Trump’ın başarısındaki ikinci nokta ise, esasen davranışsal iktisatın ilgi alanına giren ve ilk olarak Keynes’ın ortaya attığı bir kavramla ilgili: “Ekonomik Coşku” (animal spirits). Trump (hele de Obama ile kıyaslandığında) çok daha piyasa ve yatırımcı dostu olarak görülen bir figür. Zaten uzun süredir yatırımlardan imtina etmiş Amerikalı müteşebbislerin Trump döneminde coşkulanarak yatırımlarını artırmakta olmaları tesadüfi değil. Kendisi de bir müteşebbis olduğu için “Trump bizim arkamızı kollar” inancı içindeler.

Bugünlerde ise Trump’ın gümrük vergilerinin ABD ekonomisine olası etkileri sıkça tartışılmakta. Ben bu etkilerin pek çok ekonomistin düşündüğünün aksine ABD açısından o kadar da kötü sonuç vermeyeceğini düşünüyorum. Bir defa bu vergileri (artık alıştığımız) bir klasik Trump taktiği olarak görebiliriz: “Elini karşı tarafın köşeye sıkışacağı kadar yükseltmek, sonra da daha avantajlı bir “deal” elde etmek.” Açıkçası bu vergilerden en çok etkilenecek ülke olan Çin’in pek bir pazarlık gücü yok ve ABD’nin bu hamlesine karşı aldığı tedbirler de oldukça patetik. Bir defa 2 ülke arasında Çin leyhine çok büyük bir dış ticaret açığı var. Çin’in ABD kadar gümrük vergisi toplayabilmesi için anormal yüksek vergi oranları koyması lazım ki, bu da gerçekçi ve uygulanabilir değil. Ayrıca Çin (fiyat avantajını korumak için) parasını vergi oranları kadar devalüe etmeye başladı. Ancak bu ABD’nin daha da avantajına gelen bir durum. Düşünsenize hem gelen mallardan vergi alıyorsunuz, hem de net ithal maliyetiniz (dolar bazında) eskisiyle aynı, hatta daha da düşük!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019