Krize devam mı, atlatıldı mı?

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Her fırsatta söylediğim gibi Avrupa Birliği ekonomisi Türkiye açısından son derece önem taşımakta. Bu yönüyle baktığımızda Euro Bölgesi’nde 2014 yılında da ekonomik durgunluğun devam ettiğini ve ancak yılın üçüncü çeyreği sonrası yavaş yavaş da olsa büyümenin başladığını ve yanı sıra işsizliğin yüksek seviyede kaldığını, defl asyon riskinin de devam ettiğini söylemek mümkün. Diğer ülkelere göz gezdirdiğimizde ise, Japonya ekonomisi, son dönemlere daralarak resesyona girerken, küresel krizden günümüze, kademeli olarak yavaşlayan Çin ekonomisinde ise, öncelikli yılın son çeyreği olmak kaydıyla büyüme hızında önemli ölçüde düşüş yaşanmıştır. 

Son dönemde en çok dikkat çeken ülkelerin başında Rusya gelmektedir. ABD ve Avrupa ülkelerinin uyguladığı yaptırımlar, Ruble’nin yaşadığı değer kaybı ve bütçenin yarısını oluşturan petrol ve doğalgaz fiyatlarında yaşanan düşüşün etkisiyle, 2014'te Rusya pek çok sıkıntı ile mücadele etmek durumunda kaldı.r. Özellikle turizm alanındaki en büyük gelirimizi sağlayan bu ülkede yaşanılan sıkıntıların bize de zarar vereceği aşikardır. Bu dönemde en çok toparlayan ülke ise ABD oldu. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren büyümesini artıran ABD'de işsizlik, Kasım itibariyle %5.8 oldu, yani bir hayli pozitif bir gelişme sağlanmış oldu. Bu gelişmeler ışığında; piyasalarda, FED’in 2015 sonuna doğru faiz artırımına gideceğine yönelik beklentiler artmış, bu da başta Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomileri olmak üzere, pek çok ülke ekonomisini önemli ölçüde etkiler hale geldi. Türkiye, 2014'ün ilk çeyreğinde de %4.8 büyümüş ve OECD ülkeleri arasında birinci çeyrekte en çok büyüyen ülke olmuştur. Ardından 2. ve 3. çeyrekte de, %2.2 ve %1.7 büyüyerek, büyüme eğilimini hep devam ettirmiştir, ancak yine de büyümedeki düşüş piyasada zaman zaman endişelere de yol açmıyor değil. Detaylar incelendiğinde ise kamu ve özel sektör yatırımlarında bir düşüş olduğu ve Merkez Bankası’nın faiz politikasının bunda etken olduğu göze çarpmaktadır. Faiz oranlarında herhangi bir indirime gidilmemesi, enfl asyon oranlarında da, aralık hariç, bir düşüş sağlanamamış olması da göze çarpmaktadır. 2014 Ocak-Ekim döneminde cari işlemler açığı, geçen yılın aynı dönemine göre 19.3 milyar dolar azalarak 33.1 milyar dolar olmuştur. Cari açıkta sağlanan bu düşüş, olumlu görünse de, büyümeyi olumsuz etkilediği gerçeğini de göz ardı edilmemeli. 

2014 dış ticaret rakamlarına bakıldığında ise, 2013 yılına göre daha başarılı bir yıl geçmiş olup, Ocak-Kasım 2014 dönemi dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %15.5 azalarak, 76 milyar dolara gerilemiştir. İthalatın azalması ve önemli pazarlarımızdan AB, Irak ve Rusya’daki problemlerin olumsuz etkilerine rağmen, artan ihracat, cari açığa olumlu yönde etki etmiş olup, 2015'te; petrol fiyatlarındaki düşüşün, cari açığın daha da düşmesine neden olacağı beklenebilir. Ancak enerji ithalatımızın cari açıktaki payının %85’ler düzeyinde olduğunu düşündüğümüzde de bu tarafta önemli yatırımların gerekliliğini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Özetle, 2014’deki toparlanmaların 2015’de ülkemize olumlu gelişmeler olarak geri döneceği umudu ve beklentisinde olduğumu belirterek noktayı koyabilirim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar