Krizden alınacak tek bir ders olsaydı, hangisini seçerdiniz?

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Ekonomik krizin yıkıcı etkileri yavaş yavaş azalmaya başlarken, IMF'nin 2009 yılı raporunda risklerin azaldığı, toparlanmanın ise 2010'da olacağı belirtiliyor. G-20 liderleri de ekonomik canlandırma ve destek programlarını, küresel iyileşme güçlenene kadar sürdürme sözü verdiler. Herkesin korkusu yakın bir gelecekte yeniden benzer bir krizle karşı karşıya kalmamak. Le Monde gazetesi de işte bu amaçla ekonominin önde gelen isimlerine şu soruyu soruyor: "Eğer ekonomik krizden alınacak tek bir ders olsaydı, hangisini seçerdiniz?" Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, Gıda ve Tarım Örgütü Başkanı Jacques Diouf, Renault Başkan Yardımcısı Patrick Pelata gibi isimlerin krizden aldıkları dersler şöyle:

Jean-Claude Trichet, Avrupa Merkez Bankası Başkanı: Finans sisteminin kırılgan yapısı kesinlikle değişmeli

Krizden çıkartılması gereken en önemli ders, uluslararası finans sisteminin kırılgan yapısının kesinlikle düzeltilmesi gerektiği. Kendimizi bir kez daha benzer bir kriz içinde bulursak, bu affedilemez bir durum olur. Üç gözlemim var: Öncelikle, ekonomik durumda düzelmeler yaşandığı için, reform ihtiyacının ortadan kalktığını düşünenler çok yanılıyorlar. Merkez bankaları ve hükümetlerin etkili politikaları sayesinde, çok daha kötü sonuçlar verebilecek bir krizi engellemiş olduk. Sonuçta risk kontrolü, piyasaların işleyişi, derecelendirme kuruluşları dahil tüm finans sistemi başarısız oldu. Dolayısıyla sistemin tamamının reforma ihtiyacı var. Bugüne kadar izlenen en olumlu gelişme ise, G-20 kararları ve finans reformları konusunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki uyum oldu. Özellikle merkez bankaları düzeyinde bu uyum çok başarılı bir şekilde gerçekleşti. Fakat en zor soruya halen bir cevap verebilmiş değiliz: Avrupa, ABD ve Çin, IMF'nin önerileri doğrultusunda, küresel ekonominin istikrarı için, makroekonomi politikalarını değiştirmeye hazırlar mı?

Patrick Pelata, Renault Başkan Yardımcısı: Nakitte kalmak çok önemli

Krizden çıkartılacak ilk ders, dünyanın gerçekten küreselleştiği. Bir sene öncesine kadar, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümeleri arasında kopukluk olduğundan bahsedilirdi. Oysa hiçbir kopukluk söz konusu değil. Krizden alınacak ikinci ders, ciddi yapısal sorunların olduğu. Özellikle de otomotiv sektöründe önemli yapısal sorunlar mevcut. Üçüncü ders olarak, krizle birlikte nakitte kalmanın çok önemli olduğunu anladık. Esas olan, elimizdeki, sahip olduğumuz para. Dördüncü ders ise, krizin ileri gitmek için gerçek bir fırsat olabileceği. Yıkıcı enerji potansiyeli çok yüksek; bu potansiyeli yapıcı enerjiye dönüştürmemiz gerekli. Değişimlere ayak uydurmak zorundayız. Bu süreçte yönetim, teknik, pazarlama, marketing alanlarında tutucu bir tavır izlemek şirketler için felaket olabilir.

Prof. Thomas Philippon, New York Üniversitesi: Finans sisteminin demokratikleşmesi gerekiyor

Demokrasi, bireylerin bilgilendirilmesi, güç dengesi, yasalar karşısında eşitlik anlamına geliyor. Bu üç açıdan bakıldığında, finans sisteminin demokratik olmadığını görüyoruz. Mevduat sahipleri doğru finansal kararları verebilmek için gerekli bilgilere ulaşamıyorlar; yatırımlarını çeşitlendiremiyorlar. Finans piyasaları o kadar karmaşık bir yapıya ulaştı ki, çok kişi nasıl işlediğini anlayamıyor. Finans endüstrisinin etkin bir düzenlemeye ihtiyacı var. Merkez bankalarının enflasyonu kontrol altına almak için bağımsız olmaları gerektiğini ne kadar destekliyorsam, risk alma konusunda demokratik bir kontrol olmasını da o derece destekliyorum. Öte yandan, büyük şirketlerin varlığı, yasalar karşısındaki eşitliği olumsuz etkiliyor. Bu şirketlerin iflası tüm sistemi zor durumda bırakıyor.

Jacques Diouf, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Direktörü: Gıda krizi devam ediyor, tarıma yatırım şart

Tarıma yatırım yapmak gerekiyor. Yani son senelerde yapılanın tam tersini yapmak ve sadece para jimnastiğini ön plana çıkarmamak zorundayız. İşsizliğin artması ve göçmenlerin kendi ülkelerine yaptıkları para transferinin azalmasının sonucu olarak, dünya genelinde aç insanların sayısı 100 milyon artarak, 1 milyarı geçti. Finans sektörünü düzene sokmak gerekiyor, fakat gıda krizinin de hala devam ettiğini unutmamak gerekli.

Heiner Flassbeck, BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Direktörü: Fiyatlar, finans piyasalarının kaprisine bırakılmamalı

Krizden çıkartılacak en önemli derslerden birisi, piyasaların çok ender olarak doğru fiyatlandırma yaptıkları. Piyasalardaki bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi her zaman doğru şekilde yapılmıyor. Aşırılıklar söz konusu olabildiği gibi, kaynakların yanlış değerlendirilmesi de gündeme gelebiliyor. Aynı piyasadaki tüm aktörlerin ekonomik verilere veya şoklara aynı şekilde tepki verdiği düşünülürse, risk almalarının da aynı şekilde olması doğal. 2008 krizi bu durumu son derece net bir şekilde ortaya koyuyor. Tüm ekonomilerde, finans sistemleri birbirlerinden çok farklı olsalar da krizden benzer şekilde etkilendiler. Bu benzerliğin tek açıklaması, fiyatların aynı yönde değişmesine neden olan spekülasyonlar. Dolayısıyla bu krizden çıkartılması gereken ders şu: Fiyatlar, finans piyasalarının kaprisine bırakılmamalı. Son yirmi senenin neo-liberal yaklaşımı olan "Bırakın yapsınlar" başarılı olamadı. Dolayısıyla uluslararası finans piyasalarının, ulusal ve uluslararası kurumlar arasında kurulacak bir işbirliği yoluyla kontrol edilmesi gerekiyor.

Daniel Cohn-Bendit, Avrupa Parlamentosu Üyesi: Kredi-borçlanma-büyüme üzerine kurulu mantıksız sistem sona ermeli

Finansal fırtına sakinleşmeye başlamış olsa da, ekonomi, enerji, ekoloji, gıda krizleri devam ediyor. Bu krizler, "kredi-borçlanma-büyüme" üçgeni üzerine kurulu mantıksız sistemin sona ermesi gerektiğini ortaya koyuyor. Yaşam tarzımızda ciddi bir değişime ihtiyaç var. Bu derece kredi birikimi yaratmanın ne anlamı var? Bunun tek anlamı her zaman daha fazla tüketim, daha fazla kar ve daha fazla arzı destekleyen kapitalist büyüme makinesini beslemek. Her şeyin sınırlı olduğu bir dünyada GSYH'nin sınırsız büyümesi son derece mantıksız. Bu mantıksızlığa son vermek gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar