Kriz de neymiş, yoksulluk geriliyor!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Çelişki gibi görünse de durum bu; tüm dünya gibi Türkiye'nin de küresel krizin etkilerini hissetmeye başladığı bir dönemde, yani 2008 yılında yoksulluk oranı gerilemiş görünüyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun hesaplamasına göre geçen yılki yoksulluk oranı yüzde 17.11 oldu ve 2007 yılındaki yüzde 17.79'a göre az da olsa geriledi. Yoksulluk oranı, kentlerde yüzde 10.36'dan yüzde 9.38'e, kırsal kesimde ise yüzde 34.80'den yüzde 34.62'ye indi.

Türkiye, küresel krizin etkilerini geçen yılın son çeyreğinde yoğun bir şekilde hissetmeye başladı. Son çeyrekte sanayide üretimin düştüğünü, işsizliğin tırmanışa geçtiğini, GSYH'nin hızlı bir gerileme gösterdiğini izledik. Ekonomi, son çeyrekteki hızlı bozulmanın etkisiyle 2008'de kötüye gitti. Ama nasıl oldu bilinmez, ekonomideki bu kötü gidiş vatandaşa pek "yansımadı" ve yoksulluk oranı artmak şöyle dursun, geriledi.

Yoksulluk oranı sürpriz bir şekilde gerilerken, bazı detaylar gerçekten ilginç. Yoksulluğun en çok iş arayanlarda gerilediği gözleniyor. Bu durum sizce de tuhaf değil mi? Yani bu verilere göre, iş arayan yoksullar, geçen yıl 2007'ye göre daha az yoksul durumdalar ya da cümleyi tersinden kurgularsak, biraz zenginleşmişler. Çünkü iş arayanlardaki yoksulluk oranı yüzde 26.01'den yüzde 17.78'e gerilemiş.

İş arayanlardaki yoksulluk oranı, kentlerde yüzde 20.21'den yüzde 13.54'e, kırsal kesimde ise yüzde 50.85'ten yüzde 35.44'e düşmüş durumda.

Bir insan iş arıyor, ama yoksulluğu azalıyor. Bunun açıklaması ne olabilir? Birincisi, olsa olsa iş arayanların niteliği değişmiştir. Beyaz yakalı olarak tanımlanan kesimde küresel kriz yüzünden işsizler artmış, bu kesim de görece elinde birikimi olan kişilerden oluştuğu için ortaya böyle bir tablo çıkmıştır.

Diğer bir olasılık da, iş arayanlara yapılan yoksulluk yardımı olabilir. Böylece, iş arayanların yoksulluğunda azalma sağlanmıştır.

Bunlar kuşkusuz varsayımdır. TÜİK, iş arayan bir kişinin yoksulluğunun nasıl olup da azaldığını açıklayıncaya kadar bu gerilemeyi yalnızca varsayımlarla açıklamaya çalışmaktan başka yapacak bir şey görünmemektedir. 

Toplam yoksulluk oranının yüzde 17.79'dan yüzde 17.11'e gerilemiş olmasında en büyük etkiyi iş arayanların yoksulluk oranındaki gerilemenin yaptığı çok açık. Çünkü istihdamdaki fertler arasında yalnızca işverenlerin yoksulluk oranında bir gerileme var. İşverenler dışında kalan ücretli-maaşlı, yevmiyeli, kendi hesabına ve ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların tümünde yoksulluk oranı artış göstermiş durumda.

Çalışmayan grupta iş arayanların yanı sıra ekonomik olarak aktif olmayanlar bulunuyor. Bu kesimdekilerde de yoksulluk oranı az da olsa gerilemiş görünüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'na bir görev düşüyor. Açıklanan, her ay ilan edilen ne dış ticaret verileridir, ne enflasyon verileri. Bu tür verilerin nasıl oluşturulduğu iyi kötü biliniyor. Ama böyle yılda bir kez açıklanan yoksulluk istatistiği gibi, gelir dağılımı gibi verilerin nasıl oluşturulduğuna ilişkin detaylı bilgiye ihtiyaç var. 2003 yılında yüzde 28'in üstünde bulunan yoksulluk oranının 2008'de nasıl olup da yüzde 17'ye gerilediğini, hele hele bir önceki yıla göre nasıl gerileme ortaya çıktığını ve iş arayanların yoksulluğunu hangi etkenlerin azalttığını daha iyi anlayabilmek için hesaplama yönteminin detaylı biçimde açıklanması zorunlu. Yoksa, yedi grupta toplanan fertler arasında yoksulluk oranında dördüncü sırada bulunan iş arayanlar, bir bakarsınız birkaç yıl sonra yoksulluk oranının düşüklüğü açısından sıralamada daha da yukarı tırmanırlar. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar