Kriz, Avrupa’da kayıtdışı ekonomiyi büyüttü

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Uzmanlar Avrupa'da kayıtdışı ekonominin krizle birlikte hızla artışı konusunda alarm vermeye başladılar. İspanya'da GSYİH'nin yüzde 23'ünü kayıtdışı ekonomi oluşturuyor. İspanya'yı, yüzde 14.8 ile Fransa ve Almanya izliyor. İngiltere'de kayıtdışı ekonominin GSYİH'deki payı yüzde 13'e ulaşırken, bu oran Avusturya'da yüzde 8.6 civarında. ABD'de ise kayıtdışı ekonomi GSYİH'nin yüzde 8.8'ine ulaşıyor.

Ekonomistlere göre, yaşadığımız kriz Avrupa dahil olmak üzere tüm dünyada kayıtdışı ekonomiyi artırdı. Bunun başlıca iki nedeni olarak şirketlerin finansman zorluğu yaşaması ile hane halkının satın alma gücünün düşmesi gösteriliyor. İşsizlik rakamlarının artığı, yabancı yatırımın azaldığı bir dönemde, işveren ve işçilerin gelirlerini saklamaya ve vergi kaçırmaya daha fazla yönelebilecekleri ifade ediliyor.

Avrupa genelinde kayıtdışı ekonominin en yaygın olduğu ülke İspanya. IMF tarafından açıklanan rakamlara göre, İspanya'da GSYİH'nin yüzde 23'ünü kayıtdışı ekonomi oluşturuyor. İspanya'yı, yüzde 14.8 ile Fransa ve Almanya izliyor. İngiltere'de kayıtdışı ekonominin GSYİH'deki payı yüzde 13'e ulaşırken, bu oran Avusturya'da yüzde 8.6 civarında. ABD'de ise kayıtdışı ekonomi GSYİH'nin yüzde 8.8'ine ulaşıyor. Kayıtdışı ekonomideki artış o derece hız kazanmış durumda ki, uzmanlar alarm vermeye başladılar bile.

Fransız "Capital" dergisinde yer alan bir habere göre, ticaret alanından faaliyet gösterenler, KDV'den kazanç sağlamak amacıyla, ödemelerini nakit yapmayı tercih ediyorlar. Estetik cerrahlardan, kasaplara, dişçilerden antikacılara kadar çok sayıda alanda nakit ödemede KDV indirimi uygulanıyor. İşverenler ise vergi yüklerini mümkün olduğunca azaltmanın yollarını arıyorlar.

OECD'ye göre kayıtdışı ekonomide izlenen bu artış, Avrupa sosyal modeline zarar verecek nitelikte. OECD tarafından mart ayında yayımlana kayıtdışı ekonomi konusundaki rapor, yaşlanan nüfus ve ekonomik krizle birlikte zor bir sürece giren sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin patlak verebileceğine dikkat çekmişti.

Kayıtdışı ekonominin küresel krizle birlikte daha da artmasının nedenleri aslında çok açık. Ekonomik kriz nedeni ile daha da küçülen pastadan pay almak isteyenlerin sayısı artıkça, dilimler de gitgide küçülüyor. Kriz öncesinde sigortalı çalışanlar, krizde işleri kaybedince, kayıtdışı ekonomide iş aramaya başlıyorlar. Zaten yeterince sert bir rekabetin hakim olduğu kayıtdışı piyasalar, yeni işsizlerin gelmesi ile aşırı kalabalıklaşıyor. Diğer yandan, kriz sürecinden çok olumsuz etkilenen sektörlerde de, kayıtdışı çalışanların sayısı gitgide artıyor.

Kayıtdışı ekonomi "tampon" değil

Bu arada uzmanlar, kayıtdışı ekonominin kriz dönemlerinde işlerini kaybeden kayıtlı çalışanlar için tampon görevi üstlendiği düşüncesinin de doğru olmadığını ifade ediyorlar. Kriz döneminde kayıtdışı ekonomide istihdamın artması, bu ekonomide çalışanların zenginleştiği anlamına gelmiyor. Özellikle de kadınların oluşturduğu kayıtdışı işçiler, küresel ekonomik piramidin en dibinde yer alıyorlar. Formal ekonomide çalışanlara oranla çok daha az koruma ve esnekliğe sahipler. Öte yandan kayıtdışı ekonomide çalışanların sayısının artması, küçük bir pastanın gitgide daha küçük dilimlere ayrılmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da artan fakirlik, işsizliği gölgede bırakmış oluyor. Fakir işçi, daha da fakirleşiyor.

ILO'nun Küresel İstihdam Trendleri 2009 Raporu'nda, krizle birlikte dünya genelindeki işsiz sayısının 2007 sonundan bu yana yaklaşık 50 milyon kişi artacağı belirtiliyor. Yine aynı rapora göre, günde 2 doların altında bir gelire sahip olanların sayısı ise 200 milyon kişi artış gösterecek. Raporda dikkat çekilen konu, fakirlik sınırından kurtulamayan bu nüfusun çok büyük bir bölümünün kayıtdışı ekonomide çalışıyor olduğu. Kayıtdışı çalışanların sayısındaki artışta, kriz kadar önemli olan bir diğer unsur olarak AB'nin Doğu Avrupa ülkelerine genişlemesi gösteriliyor.

G-20 tehditlerine rağmen, vergi cennetleri hâlâ çok misafirperver

Kriz sonrasında tüm dikkatleri üzerilerine çevrilen vergi cennetleri, G-20'lerin tehditlerinin ardından uluslararası vergi otoriteleri ile işbirliği yapacaklarını söylemelerine rağmen, bu konuda hâlâ net bir tavır sergilemiş değiller. ABD'den Afrika'ya, Asya-Pasifik'ten Avrupa'ya kadar yayılan çok sayıda vergi cenneti, kara paralara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Kara para konusunda uzman bir isim olan Van Ruymbeke ise "Büyük bir yalana şahit oluyoruz. Bu ülkeler her şeyi değiştireceklerini söylüyorlar, oysa aslında hiçbirinin en ufak bir değişiklik yapmaya bile niyeti yok" diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar