Kredi notu
Başarısız darbe girişimi sonu ekonomide en önemli gelişme, kredi derecelendirme kuruluşlarının, kredi notunu aşağıya çekme girişimleri oldu.
Geçen hafta sonu NTV’de yayınlanan bir söyleşide İş Bankası Genel Müdürü, “kredi derecelendirme kuruluşları, sadece teknik değerlemelere bakarak not vermiyorlar. Bunların objektif, tarafsız kuruluşlar olmadığını bilelim. Politikadan etkileniyorlar. Neyin ne olduğu belli değilken, politik gelişmelere bakarak not düşürüyorlar” dedi.
Sonra da ekledi, “Kredi notu ülkenin borçlanma maliyetini, borçlanma vadesini, borçlanma kalitesini belirliyor. Kolay kaybediliyor, ama kolay geri alınamıyor. İşte bu nedenle kredi notu önemlidir” dedi.
Türkiye’nin kısa vadeli borcu 168 milyar dolar. Bu toplam borcun 100 milyar doları bankaların borcu. 63 milyar doları özel sektör kuruluşlarının, 5 milyar doları kamunun ve Merkez Bankası’nın kısa vadeli borcu.
Bu borçların vadesi hemen gelmiyor. 12 ay boyunca vadeleri geldikçe her ay 5 milyar dolar veya 6 milyar dolar borç ya ödenecek ya da yenilenecek.
Burası çok önemli, öyle bir hava yaratılıyor ki yabancılar 168 milyar dolar kısa vadeli borcu yarın isteyecekler, Türkiye para bulamayacak, Merkez Banksı'nın döviz rezervleri de bu borçları ödemeye yetmeyecek.
Böyle bir şey yok.
İş Bankası Genel Müdürü 168 milyar dolarlık kısa vadeli borcun yapısını anlattı.
Toplam 168 milyar dolar borcun 100 milyar doları bankaların borcu. Bunun tamamı dışarıdan alınan kredi değil. Sadece 50 milyar doları dışarıdan alınan kredi. Bir yılda yenilenecek kısım budur. Kalanı bankalarda tutulan yurtdışı kaynaklı mevduattır.
Bankacılık kesiminin kısa vadeli 100 milyar dolar yükümlüğüne karşı; (1) Bankaların Merkez Bankası’nda zorunlu karşılık olarak tuttukları 40 milyar dolar döviz likiditesi var. (2) Bankaların döviz depoları piyasasında 50 milyar dolar limiti var. Merkez Bankası bu limiti artırabileceğini açıkladı.
Özetle bankalar 100 milyar dolarlık yükümlülükleri bir günde ödemeyecekler. Tamamı geri istense, krediler yenilenmese de bankaların 100 milyar doları karşılayacak döviz imkanları var.
Gelelim finans sistemi dışındaki kısa vadeli borca, özel sektörün 63 milyar dolarlık borcuna. Özel sektörün kısa vadeli borcunun tamamı kredi değil; (1) 30 milyar doları kredi, (2) 33 milyar doları mal ticareti ile ilgili, ithalattan kaynaklı, karşılığında mal olan, ticari borçlar.
Bütün bunların ne olduğuna bakmadan alt alta toplayarak, 'Kısa vadeli borçlar için ülkeden yarın pat diye 168 milyar dolar çıkacak. Alacaklılar kapıya dayanacak. Merkez Bankası’nın net rezervi ise sadece 30 milyar dolar' şeklinde değerleme yapmak yanlış bir değerlemedir.
Türkiye’nin borç rakamları şeffaf olduğuna göre, bu tür olumsuz değerleme ancak kötü niyetli ve politik yaklaşımla yapılabilir.
Ne var ki kredi değerleme kuruluşlarının değerlendirmeleri ülke için önem taşıyor. Bu değerlemeleri yok sayamayız. Onun için ne yaparlarsa yapsınlar diyemeyiz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının not kırmalarını engellemek, kırılan notu yükselttirmek için çaba göstermeye mecburuz.