Kredi kartı faizleri neden yüksek?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

GENİŞ AÇI / Serhat Gürleyen Kredi kartlarının faizinin mevduat faizlerinin en fazla iki katı ile sınırlandırılması girişimi üzerine tartışmalar hararetle devam ediyor. Tasarıyı destekleyenler bankaların kredi kartlarında uyguladıkları faiz oranının çok yüksek olduğunu geri ödenmesinin mümkün olmadığını savunuyor. Karşı çıkanlar ise kamunun piyasalara müdahalesinin kaynak dağılımını bozacağını ve faydadan çok zarar getireceğini savunuyor. İktisatçı olarak bizim görüşümüz belli. Kamunun görevi mal ve hizmet fiyatlarının serbest rekabet ortamında piyasa mekanizmasıyla belirlenmesi için gerekli koşulların oluşturulmasını sağlamak. Üreticiler tekelci, oligopolist bir yapılaşmaya giderek toplumsal faydaya aykırı bir denge oluşturmadığı müddetçe kamu, piyasalara müdahale etmemeli. Türkiye'de bankacılık sektöründe 1980'lerin başından bu yana güçlü bir rekabet yaşanıyor. Yabancı kurumların ortaklık ve satın almalarla sektöre girmeleri nedeniyle son yıllarda pazar paylarında önemli değişiklikler görüldü. 2002 Aralık-2008 Mart döneminde kamu bankalarının sektör aktiflerinden aldıkları pay yüzde 36'dan yüzde 29'a geriledi, özel bankaların payı yüzde 57'den yüzde 52'ye düştü. Aynı dönemde yabancı bankaların payı yüzde 3'ten yüzde 16'ya çıktı. Bankacılık sektörü uluslararası anlamda rekabetçi, yenikçi, girişimci bir sektör. Bankacılık sektöründe mevduat ve kredi faizleri üzerinde genel anlamda bir kamu kontrolü yok. Sektör oyuncuları piyasa koşulları içinde serbestçe ürünlerinin ve hizmetlerinin fiyatlarını belirliyorlar. Kredi kartları piyasası sektörün serbest rekabetçi yapısı açısından bir istisna oluşturuyor. Mevcut düzenlemede kredi kartlarına uygulanabilecek azami faiz oranı Merkez Bankası tarafından belirleniyor. Merkez Bankası kredi kartlarına uygulanacak aylık azami akdi faiz oranını tüketici kredilerine uygulanan faiz oranlarının düştüğü gerekçesiyle 2007 Aralık ayı sonunda aylık yüzde 5.55'ten yüzde 4.93'e düşürdü. Bankaların bugün itibariyle uygulamakta oldukları kredi kartı faiz oranları Merkez Bankası tarafından belirlenen kanuni sınırın bir miktar altında aylık yüzde 4.5 civarında yoğunlaşıyor. Söz konusu oran tüketici kredilerinin yüzde 1.8 civarındaki faizlerine göre 2.5 kat daha yüksek. Bu bağlamda kaçınılmaz olarak iki temel soru akla geliyor. (i) Sektörde giderek artan rekabete rağmen kredi kartı faizleri niçin tüketici kredilerine göre bu kadar yüksek? Kredi kartı işlemleri bankacılık sektöründeki en kârlı işlerden birisi. Bankalar yüksek kâr marjı nedeniyle kredi kartı harcamalarının tamamını ödeyemediği için borçlanan müşterilerin sayısını artırmak istiyorlar. Ancak kredi kartı borçlarındaki riskin diğer bireysel kredilere göre daha yüksek olduğu bir gerçek. BDDK verilerine göre bireysel kredilerdeki takipteki kredi oranı yüzde 1 mertebesinde. Buna karşı kredi kartı borçlarındaki takipteki kredi oranı yüzde 6 civarında. Riskin yüksekliği faiz oranının yüksek olmasını gerektiriyor. Bu nedenle kredi kartı segmentindeki rekabet faiz oranları yoluyla değil hizmet rekabeti şeklinde oluyor. (ii) Hanehalkı neden kredi kartı borcunu kapatıp tüketici kredisi kullanmıyor? Bireysel kredilere göre daha kolay kullanıldığı, teminat ve kefil gerektirmediği için yüksek faize rağmen kredi kartı yoluyla borçlanma devam ediyor. Buna karşı son yıllarda ihtiyaç kredileri kredi kartlarına göre çok daha hızlı artıyor. Bankalar Birliği verilerine göre bireysel kredilerin toplam krediler içinde aldığı pay son beş yılda 2.5 kat artarak 2002 yılındaki yüzde 13 seviyesinden 2008 Mart itibariyle yüzde 33'e yükseliyor. Söz konusu büyüme ağırlıklı olarak konut kredileri ve ihtiyaç kredilerindeki artıştan kaynaklanıyor. İhtiyac kredilerinin toplamdan aldığı pay yüzde 2 seviyesinden yüzde 11 düzeyinde yükseliyor. Buna karşı kredi kartlarının yüzde 8 olan payı pek değişmeyerek yüzde 9 düzeyinde kalıyor. Lafı fazla uzatmadan toparlayalım. Kredi kartı faizlerinin yüksekliğine bulunacak en iyi çözüm piyasa mekanizmasının içinde kendiliğinden gelecektir. Kamu otoritesinin yapması gereken tek şey piyasa mekanizmasının yolunu açmaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019