Kredi faizini aşağı çekmenin yolu çok engebeli

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Şu an Türkiye’de enflasyonun altında bir faiz var. Ama bu faiz mevduat faizi. Siyasilerin gerilemesini istedikleri faiz ise kuşkusuz kredi faizi. 

Mevduat sahibi enflasyona yenik düşüyor. Bu çok uzun süredir böyle. Zaman zaman enfl asyondan daha yüksek bir getiri söz konusu oluyorsa da, bu uzun soluklu ve kalıcı değil. Hem enflasyonla aradaki fark da pek öyle tatmin edici değil. 

Bizim temel sorunumuz, enflasyonun görece yüksek, mevduat faizinin de enfl asyon dolayında oluşması... Böyle olunca kredi faizi de haliyle enflasyonun çok üstüne çıkıyor. 

Siyasiler kredi faizleri düşsün istiyor ama bunu sağlamak pek kolay görünmüyor. Bir banka örneğin enfl asyon yüzde 10 düzeyindeyken teorik olarak en az yüzde 11 faizle mevduat toplamak durumundadır. Toplanan bu mevduatın tümü krediye dönüştürülemeyeceği için kullanılabilecek tutar daha az olacaktır. Dolayısıyla kullanılabilecek tutarın maliyeti yüzde 11’i haliyle aşacak ve örneğin belki de yüzde 12’ye çıkacaktır. 

Banka, yüzde 12’ye mal ettiği parayı krediye dönüştürürken üstüne kar koyacaktır. Ana kaynak durumundaki mevduat çok kısa vadeliyken, kredi çok uzun vadeli olduğu için banka bir risk primi koymak durumunda da kalacaktır. Bütün bunlarla da enfl asyon yüzde 10 düzeyindeyken, sonuçta kredi maliyeti yüzde belki 15’i bulacaktır. Nitekim bulmaktadır da... 

Dönüp dolaşıp geldiğimiz yer, paranın ilk maliyetinin ne olacağıdır. Merkez Bankası, bankalar için kaynaklardan biridir ama en önemlisi değildir. Bankaların temel kaynağı mevduattır. Kredi faizlerinin enflasyonun çok üstüne çıkmamasını sağlamanın yolu ise ne yazık ki engebelidir. Bunu sağlamak için ya temel kaynak olan mevduatın faizi enflasyonun çok altına çekilecektir ya da mevduat üstündeki yükler sıfırlanma derecesinde kaldırılacaktır. 

Mevduat faizi çok düşürüldüğünde neler olacağı bellidir. Mevduatın çok daha büyük bir kısmının krediye dönüşmesini sağlayacak şekilde mevduat üstündeki kesintileri azaltmak ise sistemde sıkıntıya yol açabilecek bir gelişme olacaktır. 

Dolayısıyla faiz konusu iki ucu keskin bıçaktır ve öyle bugünden yarına çok radikal adımlarla büyük mesafeler kat edilmesi mümkün olmayacaktır. 

Fonlama maliyeti 

Bu arada finans sistemindeki faizde temel belirleyici olan Merkez Bankası’nın faizindeki düşüşün eylülde de sürmesi bekleniyor. Ama şu soru da artık giderek daha çok soruluyor: “Nereye kadar?” Merkez Bankası piyasayı geçen yıl sonu itibariyle yüzde 10.75’lik tavan faiz üstünden fonluyordu. Gecelik borç verme faizini gösteren bu oran ocak ve şubat aylarında değiştirilmedi. Bu yıl ilk indirim mart ayında yapıldı. Gecelik borç verme faizi mart ayında yüzde 10.50’ye düşürüldü. 

Faiz indirimi daha sonraki aylarda bir süre yarımşar puan olarak devam etti. Tavan faiz nisanda yüzde 10’a, mayısta yüzde 9.50’ye, haziranda yüzde 9’a düşürüldü. 

Ama artık hareket alanı giderek daralıyordu ve Merkez Bankası da faiz indirimlerinde daha idareli hareket etmek durumundaydı. 

Temmuza geldik, bu kez faiz indirimi 0.25 puanda tutuldu. Oran yüzde 8.75’e inmişti. Son olarak da ağustosta yine 0.25 puanlık bir indirimle faiz yüzde 8.50’ye çekildi. 

Merkez Bankası mevcut durumda piyasayı haftalık repo ihale faizi olan yüzde 7.50’den ya da gecelik borç verme faizi olan yüzde 8.50’den fonluyor. Yani Merkez Bankası’nın fonlaması yüzde 7.50 ile yüzde 8.50 arasında değişiyor. 

Bu iki faizin, miktarla bağlantılı olarak bir ortalaması oluşuyor. İşte ortalama fonlama maliyeti olarak bilinen bu oran, son günlerde yüzde 8’in altına oturmuş bulunuyor. 

Hafta ortalaması yüzde 7.95 

Merkez Bankası’nın piyasayı fonladığı ortalama faiz, şubat ayında yüzde 9’larda gezinmekteydi. Bu oran, tavan faizle birlikte aşamalı olarak aşağı çekildi ve zaman zaman yüzde 8’in altında oluşmaya başladı. 

Bu faizin geçen haftaki ortalaması yüzde 7.95 oldu. Ortalama fonlama maliyeti, 22 Ağustos’ta yüzde 8.02, 23 Ağustos’ta yüzde 8, 24 Ağustos'ta yüzde 7.92, 25 Ağustos’ta yüzde 7.89 ve 26 Ağustos’ta yüzde 7.92 olarak gerçekleşti. 

Öyle görünüyor ki, ortalama fonlama maliyeti artık kolay kolay yüzde 8’in üstüne çıkmayacak. Hele hele şu anki tabloya göre Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faizinde indirime devam edeceği beklentisi ağır basıyorken ve bu çerçevede 22 Eylül’de yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısında gecelik borç verme faiz oranının yine çeyrek puanlık indirimle yüzde 8.25’e çekilmesi bekleniyorken, ağırlıklı ortalama faizin yüzde 8’in üstüne çıkması sürpriz olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar