Kredi derecelendirmesi ve piyasa tepkileri

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Ülkemizde hisse senedi ve tahvil borsalarına ilginin artmaya başladığı 1990'ların başına kadar, tahminen bankacılar ve yurtdışından kaynak sağlayan sanayiciler hariç kimse kredi derecelendirmenin ne anlama geldiğini pek bilmiyordu. 1994 krizinde, gerçekte tam olarak ne anlama geldiğini o zamanlar anlamasak da S&P, Moody's ve onların kredi notlarıyla tanıştık, daha sonra aralarına Fitch ve JCR'da katıldı.

Cuma günü S&P'nin Türkiye'nin kredi görünümünü negatif yönde düzeltmesiyle, eski günlerde olsa sert tepkiler verecek olan piyasa, haberi soğukkanlılıkla ve yumuşakça karşıladı. Peki neler oldu da bugünlere geldik? Bu konuyla ilgili herkesin değişik bir fikri veya yaklaşımı olabilir. Örnek vermek gerekirse; geçtiğimiz haftalarda, kredi derecelendirme kuruluşlarının hergün üst üste bir çok ülkenin notlarını indirmesini ve görünümlerini değiştirmesinden dolayı, o satış furyası içinde notu değişmese de ülkemizin nasiplenmiş olması, ki bu akıla yakın gelen bir sebep. İyi de bu satışı kim yaptı? Neden yaptı? Türk yatırımcı, Romanya zor durumda, İzlanda batmış, Macaristan çökmüş ya da Ukrayna borç denizinde yüzüyor diye ne için satış yapsın? Cevabınızı duyar gibiyim, satışı Türkler yapmadı, yabancılar yaptı. Benim cevabım: Evet, ben de sizin gibi düşünüyorum.

Bu köşede, yabancılar zaten önceden biliyordu, pozisyonlarını ona göre aldılar, doları da yükselttiler gibi komplo teorilerinden bahsetmeye gerek yok, çünkü öyle bir şey olmadı. 2003'den beri piyasayı yakından takip edenler, 10.000 endeksten başlayan yükselişimiz sırasında, izlediğiniz tüm yayın organlarında, piyasadaki yabancı payının nasıl arttığını, ne kadar arttığını, ne çabuk arttığını söylüyordu. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi bu yabancıların büyük çoğunluğu ise gelişmekte olan piyasalara yatırım yapan fonlardı. 2008 yılına geldiğimizde gelişmiş piyasalarda çıkan kriz, gelişmekte olan piyasalara sıçrayınca Türkiye piyasaları da bu sepette olmanın bedelini ödemeye başladı. Ülkeye özel bir şey olması durumunda, sadece o ülke piyasasına gelecek satış, genele yayılınca tüm sepete yayıldı.

Son söz olarak, bir ayı aşkın bir süredir değişik şekillerde tekrarladığımı bir kez daha yazmak istiyorum: Ayı piyasası bitmedi, satışların sonunu halen göremiyoruz, tüm dünya için güvenli liman şu an kısa vadeli mevduat ve USD. Bunu  yurtdışında 3 aylık Amerikan hazine bonolarına gelen rekor talep (ihracın 3 katı) ve tüm para birimlerinden dolara doğru giden koşuşturmadan ölçebiliyoruz.

İyi haftalar dilerim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017