Kredi artış oranı hedefi değişti mi?

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU [email protected]

 

 

Hafta başında ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke'nin bir konuşması vardı. Önümüzdeki dönemde ABD ekonomisine ilişkin iki önemli riskten söz etti. İkisi de maliye politikasına ilişkin. Birincisi, yılbaşında Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında yapılan anlaşma çerçevesinde bazı otomatik harcama kesintilerine ilişkin kararlar şubat ayına ertelenmişti. İkincisi ve daha önemlisi, borçlanma tavanı sorunu.
 
Üst sınır yükseltilmezse ABD Hazinesi harcamalarının bir kısmını finanse edememe durumuna düşecek. Şubat ortası ya da Mart başında bunun gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Her iki sorunun da bir yolla halledilmesi tüm dünya için oldukça önemli. 2013 için daha önce yaptığım değerlendirmelerde ABD'nin bu sorunu çözeceği varsayımını yapmıştım. 
     
2013'te Türkiye ekonomisi için bir diğer kritik unsur, kredi artış oranının ne düzeyde şekilleneceği. Hatırlarsanız, temel kabulüm, yıllık kredi artış oranının yüzde 15 düzeyinde kalacağı şeklindeydi. Kredi talebi olmadığından değil. Bankaların kredi açabilecek kaynakları olmadığından da değil. Aksine, diğer belirleyici unsurlarda bir kötüleşme olmadığına göre, faiz oranlarındaki düşüş çerçevesinde kredi talebinin artması beklenir. Bankaların yurtdışından borçlanma olanakları son aylarda yükseldi. Kredi açabilecek fon sıkıntıları yok gibi görünüyor.
 
Yüzde 15 sınırının geçerli olacağını kabul etmemin temel nedeni, Merkez Bankası'nın bunu finansal istikrar açısından bir eşik değer olarak kabul etmesiydi. Yapılan açıklamalar çerçevesinde ekonomi yönetimince de bu kabulün desteklendiği anlaşılıyordu. Ancak dün Sayın Maliye Bakanı'nın açıklamaları bu kabulümü sorgulattı bana. Ekonomi kanallarının özet olarak aktardıklarından edindiğim izlenim şu: Sayın Bakan, 2013 büyümesine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, büyümenin daha yüksek olacağına dair göstergelerden biri olarak son haftalarda kredi artış oranının yükselmesini göstermiş.
 
Gerçekten de kredi artış oranında bir yükseliş var. Kur oynamalarından arındırılmış toplam kredi stokunda durum şöyle: Haftalık artış oranlarının on üç haftalık ortalamalarının yıllıklandırılmış değerlerini alınca, 2012'nin üçüncü çeyreğinde ortalama kredi artışı yüzde 16,3 düzeyinde. Son çeyrekte ise yüzde 15,4. Oysa aralık ayının son iki haftası ile ocak ayının ilk haftasını kapsayan dönemdeki ortalama artış oranı yüzde 20. Aynı düzeyde olmasa da tüketici kredisi artış oranında da bir yükselme var: 2012'nin son çeyreğinde yüzde 18,8 iken son üç haftada yüzde 20,7.
 
Bu artışların 2012'nin son çeyreğindeki büyümeye bir katkısı yok elbette. 2013'ü ilgilendiriyorlar. Kredi artış oranı bu düzeylerde seyretmeye devam ederse 2012 için yaptığım ve yüzde 4 ve biraz üzerinde büyüme oranı tahmini gözden geçirmem gerekecek. Yüzde 20'nin de üzerinde bir kredi artış oranı, büyümeyi belirleyen diğer unsurlar kötüleşmedikçe, büyüme oranını yukarıya çekebilir.
 
Öyle anlaşılıyor ki bu kredi artış oranı meselesi bir süre zihin karıştıracak. Merkez Bankası'nın 2013'e ilişkin para politikası uygulamasını anlattığı ve daha iki hafta önce yayınlanan önemli metinde, açık biçimde yüzde 15 düzeyine atıfta bulunuluyordu. Daha yüksek bir artış oranı isteniliyor mu istenilmiyor mu? Bu açıdan biraz daha bilgiye ihtiyaç var.
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018