Kral çıplak mı?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

 

 

Küresel büyümeye son darbeyi Çin ekonomisi vurdu. Ağustos ayı PMI verileri 49,2 ile son 9 ayın en düşük seviyesine geriledi.  Piyasa beklentisi PMI verisinin Temmuz ayındaki 50,1 değeri ile benzer seviyelerde kalmasıydı.

İhracat siparişlerinin arka arkaya ikinci ay 46,6 seviyesinde kalması dış talep eksikliğinin Çin ekonomisinin büyümesine köstek olmaya devam edeceğini gösteriyor. Gelişmiş ekonomilerdeki durgunluk ve altyapı yatırımlarının büyük ölçüde tamamlanmış olması Çin'in ihracata ve yatırıma dayalı büyüme modelinden iç tüketimi teşvik eden daha dengeli bir modele geçmesini gerektiriyor.
İç tüketimin güçlendirilmesi için Çin'de ücretlerin artması gerekiyor. Ancak dünya ekonomisinin durgun ve küresel rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda ücretlerdeki reel artış sınırlı düzeyde kalıyor. Uluslar arası şirketler maliyetlerdeki artış nedeniyle Asya'daki daha rekabetçi ülkelere geçebiliyorlar. 

Pekin faiz oranlarında iki kez indirime giderek, bankaların Merkez Bankasında tutmak zorunda olduğu rezerv oranını düşürerek ve yatırım projelerinin onaylanma sürecini hızlandırarak 2011 yılı sonundan beri ekonomideki yavaşlamanın önüne geçmeye çalıştı. Enflasyonun %1,8 ile son 30 ayın en düşük seviyesine gerilemesi hükümetin genişleyici para ve maliye politikalarıyla ekonomiyi desteklemenin önünü açtı. 

Ancak 2008 yılında küresel kriz sonrasında açıklanan 585 milyar dolarlık dev paket sonrasında ekonominin hızla büyümesi ve konut sektöründe dev bir balon oluşması nedeniyle hükümet bu defa küçük adımlarla önünü görerek adım atmayı tercih etti.  
Açıklanan rakamlar Çin ekonomisindeki yavaşlamanın öngörülenden daha sert olacağını gösteriyor. Çin 2012 büyüme hedefini %7,5 olarak açıkladığında bazı uzmanlar hükümetin beklentileri düşük tutmak için hedefi özellikle düşük tuttuğunu savunmuşlardı. İlk sekiz aylık veriler büyümenin hedefin altında kalması ihtimalinin arttığını gösteriyor.
Şirketler cephesinden gelen haberler ekonomideki yavaşlamayı teyit ediyor. Demir-çelik şirketlerinden enerji sektörüne, makine üreticilerinden havacılık şirketlerine kadar uzanan geniş bir alandaki şirketlerin karlarında sert düşüşler yaşanıyor.

Avrupa'nın borç krizi ile uğraştığı, Amerika'nın büyümesinin durgunluk sınırında dolaştığı mevcut konjonktürde Çin ekonomisinden gelen yavaşlama sinyalleri endişe verici. Çin ekonomisinin yavaşlaması yalnızca Güney Kore, Tayvan gibi Asya ülkelerini, Brezilya, Rusya, Avustralya gibi emtia üreticilerini değil Avrupa Birliği ve ABD gibi dünya ekonomisinin ağır toplarını da  olumsuz etkileyecek. 

Türkiye ihracattan ziyade iç talebe duyarlı ekonomisiyle Çin ekonomisindeki yavaşlamadan doğrudan etkilenmiyor. Hatta Çin'in yavaşlaması ve büyüme modelinde tüketimin ağırlığını artırması nedeniyle emtia fiyatlarında yaşanan gerilemeden olumlu etkileniyor. Bu nedenle MSCI Çin hisse senedi endeksinin Ağustos sonu itibariyle sene başına göre %0,5 aşağıda  olmasına karşı Türkiye endeksi %35,7 yukarıda işlem görüyor. Ancak yavaşlamanın "sert inişe" dönüşmesi durumunda Türkiye'nin de olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019