Kötümserlikle beraber endeksler de zirve yapıyor

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Kasım veya Aralık ayına geri dönersek 2019 yılında resesyonun kaçınılmaz olduğuna dair görüşler ve ABD endekslerinin ayı piyasasına girdiğine dair tespitlerle karşı karşıya kalırız. O günlerin popüler bir argümanı da FED’in bilanço küçültmesinin endeksler üzerinde baskı yaptığıydı. Tabii o tarihten bugüne bilanço küçülmeye devam etti ve 2 çeyrek daha devam edecek. Ancak bütün bu kötümserliğe rağmen S&P ve Nasdaq 2018 zirvesini aştı ve tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. İlginç bir şekilde FED’in faiz artışlarına ara vermesinin Türkiye dahil genel gelişmekte olan ülkeler açısından çok olumlu olacağını savunan görüş de umduğunu bulamadı.

Çin ve Euro bölgesinde görülen yavaşlama ister istemez ekonomisi bu bölgelere entegre etmiş olan gelişmekte olan ülkeleri de zorluyor. Ekonomisinin yüzde 9'una varan bir büyüklükte kredi hamlesi yapan Çin aldığı diğer bazı önlemlerle beraber 1. çeyrek büyümesini dengelemeyi başardı. Bu dengeleme Çin endekslerinde de sert bir yükseliş olarak kendisini gösterdi. Ancak diğer gelişmekte olan ülke endekslerine baktığımızda hepsinin ABD endekslerinden daha kötü performans sergilediklerini görüyoruz. Peki bu kötümserliğin temelinde ne var? Önceki cümlede kullandığım “temel” kelimesini analiz türünden ziyade psikolojik köken anlamında kullandım. Zira pek çok önemli ekonomist, stratejist ve fon yöneticisi 2008 krizini ıskaladı. Roubini gibi 2005 yılından başlayarak devamlı aynı şeyi söyleyenler ise krizle beraber büyük ün kazandı. Bu hatıralar henüz taze olduğu için analistler sıradaki resesyonu kaçıran kişi olmamak için yıllardır daha güvenli kamp olarak gördükleri “ayı kampında” ısrar ediyorlar.

“Endekslerde balon var, ABD doları büyük bir çöküşün eşiğinde ve altında çok büyük bir rally başlamak üzere.” Yıllardır öne sürülen bu senaryo elbette bir noktada Godot’u beklemekten çıkarak realize olacak. Ancak asıl soru bunun ne zaman olacağı? Zira şayet kağıt üstünde değil de reel piyasalarda işlem yapıyorsanız birkaç yıl boyunca bu görüşü baz alarak yatırım yapmış olmanız iflas ettiğiniz anlamına geliyor. 2019 yılında ABD’de bir resesyon yaşanmayacağı görüşünü koruyorum, buna ek olarak S&P daha önceki momentumunda olmasa da yukarı hareketini sürdürecektir. Dolar endeksi ise henüz yükselişinin başında. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde anti AB grupların mevzi kazanması ve ekonomik yavaşlamaya ECB’nin her zaman olduğu gibi geç tepki vermesi Euro’nun değer kaybını hızlandırabilir. Öte yandan bu yazı yazıldığında G.Kore ekonomisi önceki çeyreğe göre yüzde 0.3 küçülmüştü. Çin’de yaşanan toparlanmanın Kore’ye çok etkisi olmadığı anlaşılıyor. Ki zaten ticaret rakamları negatif sinyaller veriyordu. Büyük bir ihtimalle Asya’da önümüzdeki aylarda kalıcı olmayacak bir toparlanma göze çarpacak ancak ABD ekonomisi hala kötünün iyisi olmaya ve sermaye hareketlerini çekmeye devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019