Kötü verilen bir demokrasi sınavı

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

SİYASET PENCERESİ / İlter TURAN Hiç tartışmadığı bir anayasa değişikliği konusunu birdenbire gündeme sokarak iki-üç hafta içinde gerçekleştiren, bunu yaparken toplumda kolay giderilemeyecek gerilimler ve tepkiler yaratan hükümetimizi anlamak pek kolay gözükmüyor. Üstelik, getirilen değişikliklerin, en son tahlilde, derde deva olacağı da kesin değil. Anayasa Mahkemesi'nin bunları iptali olasılığı oldukça yüksektir. Araştırmalar türbanın öncelikli bir sorun olarak görülmediğini söylüyor. Başbakanımız önceki demeçlerinde bu işi zamana bırakarak çözeceğiz mealinde sözler söylemişti. Ne olduysa, birden heyecanlanıverdi. Heyecanı o kadar ağır bastı ki, Türkiye'ye dönmeyi beklemeden, İspanya'dan anayasayı değiştirme planlarını ilan etti. Acaba neden? Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanının başbakana hem meydan okuması, hem de kendisini işbirliğine davet etmesi Sayın Erdoğan'ı eyleme tahrik etmiş olabilir. Ancak, muhalefet her zaman böyle işler yapar, iktidarın bunlara itibar etmesi gerekmez. Bu defa neden etkilendi? Herkesin kendine göre spekülatif açıklamalar ürettiği ortamda ben de tahminlerimi sunarak sizlerin vaktini çalmayayım. Hükümetin sorunu çözme yolunu demokrasi açısından eleştirmek istiyorum. Hükümetimiz anayasa değişikliğini devreye sokma kararı verdiği zaman, böyle bir öneriye karşı olanlarla herhangi bir diyalog kurmayı, ortak bir çözüm oluşturmayı denemedi. Muhaliflerinin de uzlaşma yanlısı olmadığını düşünebilirsiniz ve sanırım haklısınız. Yine de iktidarın uzlaşma arayışı içinde olduğunu göstermesi, muhaliflerini çözüm arayışına katması demokrasimizin işleyişini güçlendirmek açısından önemlidir. Pekala, Başbakan'ın rektörlerle toplantı yapıp, "Birbirimizi anlamaya çalışalım, herkesin sevmese bile katlanabileceği bir çözüm bulalım demesi mümkündü. Hatta, ana muhalefet partisinin "türban sorununu biz çözeriz" sözünden yola çıkarak, "sizin çözümünüzü dinlemeye hazırım" dahi diyebilirdi. Uzlaşma, siyasal yelpazede size yakın olanlarla değil, muarızlarınızla yapıldığı zaman toplumsal gerilimleri azaltır, huzur getirir. Zaten sizin gibi düşünenlerle teferruat üzerinde pazarlık yapmak yeterli değildir. Başbakanımız muhalefetin yargı yolunu kullanacağını ilan etmesi, başsavcının da değişikliklere ilişkin olumsuz görüş bildirmesi karşısında, daha önce de dile getirdiği görüşünü tekrarlamıştır. Buna göre, parlamentoda çoğunluğa sahip olan parti milli iradeyi temsil etmekte, diğerlerinin bu partinin istediklerini yapma hakkını teslim etmesi istenmekte, böyle davranmayanların hadlerini bilmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Siyasi demokrasi çoğunluğun parlamenter diktatoryası değil, muhalefetin de korunduğu ve yasama-yargı ve yürütme kurumların birbirini dengelediği bir sistemdir. Demokrasi ile yönetilen bir ülkede başbakanın çoğunluğun her istediğini gerçekleştirebileceği anlayışını sürekli savunması üzücüdür. Demokrasi olduğumuz iddialarını eleştiriye açar. Başbakanımız anayasa değişikliğine karşı çıkanların endişelerini giderecek bir girişimde de bulunmamış, haklılığı tecrübe ile sabit olan rahatsızlıkları kaale almamıştır. Halbuki dile getirilen konular dogmatik bir laiklik anlayışının tezahürü değil, samimi duygulardır. Türban sorununu halledeceğim diye yola çıkan başbakanımızın demokrasi ve uzlaşma kültürü ile arasının iyi olmadığı, maalesef gelecekte yapacağı işlere de güvenle bakılmasını güçleşirmektedir. İktidar çok kötü bir demokrasi sınavı vermiştir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019