Koşullar ve bağımlılıklar hareket yeteneğimizi daraltıyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta başında yaşanan hesapsız bir gelişme, Türkiye özelinde beklentileri hızla olumsuzlaştıran bir süreci tetikledi. Sınır ihlali yapan bir Rus uçağının düşürülmesi sonrasında yaşananlar, çok büyük bir belirsizlik yarattı ve kırılganlık algısı hızla yükselmeye başladı. Kafalar çok karıştı, oluşan bilgi kirliliği anormallik sınırlarını aştı. Seçim sonuçlarının derinlik sarhoşluğundan kurtulamayan siyasi irade neye uğradığını şaşırdı; iş dünyası ve finansal piyasalar olumsuz baskılar altında bunaldı. Yeni Dünya Düzeni konusundaki kutuplaşma ve büyük çekişme konusunda gerçekçi olamayanların hesapları tümü ile anlamsızlaştı! 

Ankara’nın yetkili ağızlarından gelen açıklamalar, yaşanan gelişmenin sonuçları açısından ciddi bir şok yaşandığını düşündürüyor. Belli ki etki tepki zincirinin kendi kontrollerinden çıkabileceğini öngörememişler ve son pişmanlığın fayda etmeyebileceğini görememişler! ABD’nin başını çektiği Batı Dünyası sakinleştirici mesajlar vererek şimdilik gelişmeleri izlemeyi tercih ediyor, karşı tarafın oyun planını ve muhtemel yaklaşımlarını öngörmeye çabalıyor! Rusya ise Orta Doğu Bölgesindeki dengeleri kendi lehine değiştirebilmek adına yakaladığı hamle avantajını sonuna kadar kullanmaya çalışıyor! 

Türkiye ise küresel koşulların olumsuzlaşmakta olduğu koşullarda, büyük çekişme içinde olan kesimlere olan yüksek düzeyli bağımlılıkların yarattığı açmazlarda ne yapacağını bilemiyor! Yeni Hükümetin yapısı ve programı ile para otoritesinin aldığı kararlar, kırılganlık algısının güçlenmesini engelleyemediği için önemsizleşiyor ve kötüye gidişi terse çeviremiyor. Rusya’nın kararlılığı, özellikle küreselci olarak bilinen etkili ve yetkili kesimleri fazlası ile sarsarak hareket yeteneklerini daraltıyor; onları mucizelere bel bağlamak zorunda bırakıyor! 

Yaşanan gelişmeye sadece Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler açısından ve kısa vadeli bakış ile yaklaşmak, gerçekçi olunabilmesini engelliyor. Bu durumun farkında olamayanlar, eğer söz konusu uçak düşürülmese idi her şeyin normal seyrinde ilerlemeye devam edeceğini varsayarak yanılıyor; özür dileme anlamına gelebilecek herhangi bir girişimin işe yarayabileceğini düşünmek gafletinden kurtulamıyor. Suriye konusundaki ABD taşeronluğunun, söz konusu karşı kutbun çıkarları açısından kabul edilemez olduğu görmezden geliniyor! Durum böyle olunca iktidarı ve Meclis çatısı altındaki muhalefeti ile siyasi yapının çatırdaması, iş dünyası ve finansal piyasaların önünü göremez hale gelmesi, çok yönü istikrarsızlık tehlikelerinin yeniden artış eğilimine geçmesi kaçınılmaz olmaya başlıyor! 

Yaşanan talihsiz gelişme ülkemizin geleceği açısından bir milat niteliği taşıyor, bir devri tüm eğilimleri ile sonlandırmaya başlarken yenilerinin tohumlarını ekiyor olabilir! Bazı değişkenler açısından Batı’ya ve diğerleri konusunda ise komşularımıza aşırıya kaçan oranda bağımlıyız! Gerek söz konusu kesimler arasındaki büyüyen çıkar çatışması ve gerek ise küresel koşulların olumsuzlaşıyor olması, böyle devam edilebilmesini olanaksız hale getiriyor! Önümüzdeki tüm seçenekler, kısa ve orta vadede olumlu düşünmeye izin vermiyor. 

Ya sonuçlarına katlanarak Batı taşeronluğuna devam edeceğiz ve sonuçlarına katlanacağız! Ya da aktif tarafsızlık veya saf değiştirmek yönünde hamle yapmak durumunda kalacağız, yine ciddi bedeller ödemeye hazırlanacağız! Bu aşamada sormak gerekiyor: yukarıdaki seçeneklerden herhangi birine hazır mıyız? Düşen uçağı tartışarak bu gerçeklerden kaçmak sorunlarımızı çözebilir mi? Kararsızlık, ülkemize yönelik beklentilerin olumsuzlaşmasını ve kırılganlık algısının güçlenmesini önleyebilir mi? Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemine Geçiş, bu açmazdan kurtulmamıza ve hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmemize yardım edebilir mi? Aldatılmışız edebiyatı işe yarar mı? 

Tüccar mantığı ile gerçekleri görmezden gelmeye çalışarak tehlikeyi fırsata dönüştürmeye çalışmanın, doğru söyleyeni dokuz köyden kovmanın ve hesapsızca risk almanın sonuçları kapımızı çalıyor! Yağmurdan kaçar iken doluya tutulmak böyle oluyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar