Koşullar borçlanmak için uygun mu?..
Bazı bankacılar enflasyon ve faizlere ilişkin beklentilerin bozulmasını gerekçe göstererek borçlanmak için uygun bir dönem yaşandığını iddia ediyor. Şahsen bu söylemin bankacı olmayanlar açısından yanlış anlaşılması ihtimalinin çok yüksek olduğu endişesi ile konuyu irdelemeye çalışacağım. Evet düz bir mantıkla enflasyon ve faizdeki yukarı yönlü eğilim kaynak maliyetini artırarak, nominal bazda kredi maliyetini yükseltir. Fakat bir de işin diğer tarafı var. Hangi amaçla borçlandığımız bu aşamada özel bir önem taşıyor. Yatırım yapmak, menkul veya gayrimenkul almak, otomobil gibi dayanıklı tüketim mallarına sahip olmak gibi bir nedenle borçlanma yapılacaksa kredi maliyeti görece önemsiz bir konudur; salt kaynak maliyetindeki eğilime bakarak karar almak ciddi bir yanlış olur. Bu açıdan baktığımızda, bazı bankacıların iddia ettiğinden daha farklı bir sonuçla karşılaşabiliriz.
Normal koşullarda borçlanma maliyeti geriledikçe yatırım yapmak veya menkul veya gayrimenkul almak gibi eğilimlerde artış görülebilir; risk alma isteği arttıkça ekonomi canlanabilir. Zira kredi fiyatı düşerken talebinin artması, yatırım ve tüketim cephesinde yukarı yönlü bir eğilim anlamındadır. Fakat tam aksine borçlanma maliyeti yükseldikçe yeni kredi talebinin azalması doğaldır; yatırım ve tüketimdeki artış yerini durgunluğa bırakır, risk alma isteği azalır. Bu durum kredi maliyeti ile menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerleri arasında güçlü bir ilişki yaratır. Borçlanma ucuzlar iken varlık değerleri yükselir; tam aksine kredi maliyeti artar iken varlıklarda değer kaybı yaşanır. Her iki durumda da varlık değerlerindeki değişim, kredi maliyetlerindeki farktan çok daha büyük olur. Buradan çıkan sonuç nettir, eğer normal bir dönem yaşıyor isek ve borçlanma maliyeti artmaya başlamışsa yatırım yapmak amacı ile borçlanmak yanlış olur. Zira aınan riskten yaşanacak kayıp kredi maliyetindeki avantajı kat be kat aşacak, hatırı sayılır bir kayıp kaçınılmaz olacaktır.
Olağandışı durumlar ve çok ciddi bir belirsizlik içerir ve sağlıklı bir öngörü pek mümkün olmaz. Bu tür dönemlerde çok daha dikkatli olmak, kazanmak yerine kaybetmemeye odaklanmak daha önemli hale gelir. Bugünün küresel koşulları normal bir dönem yaşamadığımıza işaret ediyor. Bu tür dönemlerde hiçbir şey olduğu gibi görünmez, evlerde yapılan hesaplar çarşıya uymaz. Kısa vadeli spekülatif bir bakış açısı ile normal olan ile anormali birbirinden ayırt etmek ise genelde pek mümkün olmaz. Piyasaları beklentiler yolu ile yapay bir şekilde yönlendirme çabası algılamaları köreltir, tehlike ile fırsatı birbirinen ayırdetmek zorlaşır. Herkes kendi çıkarına göre bir başkasını aldatmaya çalışır... Menkul ve gayrimenkul şeklindeki yatırımlara veya dayanıklı tüketim mallarına talebi artırmaya bu yolla başkalarını düşünmeden kendilerini korumaya çalışanlar koşullar ne olur ise olsun borçlanmak için uygun zaman olduğunu iddia ederler. Kısa vadede haklı çıkabilirler, fakat orta ve uzun vadede durumun öyle olmadığı açığa çıkar.
Daha önce borçlanmış olanların durumu daha bir özeldir. Eğer kredi maliyetleri henüz artmaya başlamış ise bir an önce toplam borçlarını küçültmeye ve vadesini uzatmaya çalışmalıdırlar. Enflasyon ve faiz beklentilerinin daha da olumsuzlaşması durumunda yaşanacak kayıpları asgariye indirmenin başka bir yolu yoktur. Riskleri azaltmanın gerektiği bir dönemde tam aksini yapmak ve herkesi bu yönde hareket etmeye teşvik etmek çaresizlikten kaynaklanan bir kumardır; bu oyunu oynayanlar ve onlara aldananlar eninde sonunda hiç istemedikleri durumlarla karşılaşmak zorunda kalabilirler.
Borçlanmak bir çeşit risk almaktır; bu konuda isabetli karar almak için kredi maliyetindeki eğilime değil, risklere yönelik fiyatlar ile olası talep dalgalanmalarına odaklanmak özel bir önem taşır. Risk alma isteğinin istikrarsız bir şekilde dalgalanarak düşme eğilimine girdiği bir döneme girdik. Küresel krizde bugüne kadarki şoklar deflasyonist karakterli idi fakat bu kez enflasyonist olanı ile karşı karşıyayız. Durumun ciddiyetini farklı gerekçeler ile gizleme çabası ise ortaya çıkacak faturaya ilişkin belirsizliği artırıyor. Borçlanmak için hiç uygun olmayan bir döneme girdik!..