Kosova, Türkiye'ye örnek olamaz

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Kosova'ya akademik bir toplantı için 2007 yılının Kasım ayında gittim. Yaklaşık iki milyon nüfuslu (sayım yapılmadığı için kesin sayıyı bilmiyorlar), denize çıkışı olmayan bu küçük ülke etnik çatışmalar ve yoksulluk ile mücadele ediyordu.

Ülke sadece etnik guruplara göre değil, güvenlik açısından bölgelere ayrılıyor. Güvenlik 1999 yılından itibaren Birleşmiş Milletler'e emanet edilmiş durumda. Birleşmiş Milletler ülkeyi beş bölgeye ayırmış. Her bölgede farklı ülkelerin askerleri güvenliği sağlıyor. Ülkede başlıca dört etnik grup var. Arnavutlar, Sırplar, Makedonlar ve Türkler.

Kosova, Tito'nun ölümünün ardından parçalanan Yugoslavya'dan türeyen bir ülke. Kosova, 1389'daki Kosova Savaşı sonrası 1913 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kaldı. Daha sonra Sırbistan'ın yönetimine geçti ve kurulan Yugoslavya'nın içinde yer aldı. Yugoslavya'nın dağılması ile birlikte Kosova 1990'lı yıllardan itibaren etnik çatışma tuzağının içine düştü. Sırbistan'ın müdahalesi sonucunda binlerce Arnavut katledildi. 1999 yılında ülkenin Birleşmiş Milletler denetimine geçmesi sonrası ülkedeki Sırplar Sırbistan'a göç etti. Ülke her ne kadar 2008 yılında bağımsızlığını ilan etmiş olsa da gerilim halen devam ediyor.

Eski Yugoslavya'nın parçalanması sonrası yaşananlar etnik ve ırk temelli düşüncelerin politikacılar tarafından nasıl kullanıldığı ve etnik grupların nasıl çatışmaya sokulduğu ve bu çatışmaların nelere mal olduğunu görmek açısından iyi analiz edilmeli.

Bugün Kosova'da tam bir ABD ve AB egemenliği var. Özellikle de ABD egemenliği. Başkent Priştine'nin en büyük caddesinin ismi Clinton Caddesi. Cadde üzerinde bir binada ABD eski başkanının büyük bir portresi var. Kosovalılar Clinton'ı kurtarıcı olarak görüyorlar. Üniversiteyi ziyaretim sırasında beni en çok şaşırtan ise bir kaç fakülte dekanın masasında ABD bayrağı olması idi. İşgal buymuş diye söylendiğimi anımsıyorum.

Çatışmaların ve post modern işgalin sürdüğü Kosova'dan döndükten sonra izlenimleri soranlara kullandığım ilk cümle şöyle olmuştu. Mustafa Kemal Atatürk'e bir kere daha hayran kaldım. "Ne mutlu Türküm Diyene" özdeyişi Türkiye'yi Yugoslavya'ya benzemekten kurtarmıştı. Çünkü bu cümle etnik ve ırk temelli olmayan bir yönetim ilkesini anlatıyor.

Kosova tartışmasına girmemizin nedeni DTP eş başkanı Ahmet Türk'ün Türkiye'nin Kosova'yı örnek alması gerektiği yönündeki açıklaması oldu. Ahmet Türk sanırım Kosova'nın nasıl bir ülke olduğunu bilmiyor. Okumasa, araştırmasa bile gidip Türkiye'deki Kosovalılar ile konuşsa idi, bu insanların Türkiye'ye nasıl imrendiklerini anlayacak ve böyle bir istemde bulunmayı istemeyecekti.

Türkiye, Kosova'yı örnek alamaz. Çünkü, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde ağırlıklı olarak son otuz yıldır süren çatışmaya rağmen Türkiye'de kitlesel çatışma olmadı. Bu olgu ülkemiz insanının sağduyusu kadar, bugünlerde yerden yere vurulan Cumhuriyet'imizin biz de yarattığı vatanı sahiplenme duygusunun açık bir göstergesidir.

Türkiye, Kosova'yı örnek alamaz. Çünkü bu ülkenin halkı masasının üstünde bir başka ülkenin bayrağını görmek istemez.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019