Korkutan eko
Küresel piyasalar, iki hafta önce yaşanan kaostan çıkıp toparlanmaya başladı. Risk iştahının en önemli barometreleri olan S&P 500 Endeksi ve EUR/USD paritesinden pozitif sinyaller geliyor. ABD'den gelen olumsuz verilere, Yunanistan ile ilgili endişelere rağmen, bu göstergeler iyi performanslarını sürdürüyor.
S&P 500 Endeksi, geçen hafta boyunca yükseldi. Kritik seviyelerin üzerinde kalmayı başardı. Yeni bir Fed programı olmadan, istikrarlı bir yükselişe başlaması zor olabilir. Mart 2009'dan itibaren bakılırsa; Fed programlarının endeksin yükselişinde ne kadar etkili olduğu görülebilir. Fed ilk tahvil alım programını açıkladıktan sonra, endeks yükselmeye başlıyor. Fed, 2009 sonlarına doğru programın süresini uzattığını söylüyor. Endeks yoluna devam ediyor. İlk tahvil alım programı Mart 2010'da bittikten birkaç hafta sonra, S&P 500 zirve yapıyor. Ardından on hafta boyunca düşüyor. Bernanke, Ağustos 2010'da yeni programın sinyalini verdikten sonra endeks tekrar yükselmeye başlıyor. Fed'in ikinci tahvil alım programı geçen hafta sona erdi. Yeni bir program sinyali yok. Buna rağmen; ABD'nin en önemli borsa endeksi iyi gidiyor. Geçen sene olduğu gibi, kısa bir süre daha yükseliş devam edebilir. Ancak; farklı göstergelerden olumsuz sinyaller de geliyor.
Şubat ayında DÜNYA'da yazdığım yazıda, 2011 senesinin ilk yarısının 2008'e benzeyebileceğini belirtmiştim. Beklediğim gibi geçti. Son on günde moraller biraz düzelse de, aynen 2008'de olduğu gibi, emtia fiyatları genel olarak ışık vermiyor. Buğday fiyatı, şubat ayından beri yüzde 36 düştü. Emtialar ile olan korelasyonu son derece yüksek olan Baltık Endeksi, son on ayda yüzde 53 civarında değer kaybetti. Gümüş fiyatı, mayıs başından itibaren yüzde 32 azaldı. Mısır fiyatı, birkaç hafta içinde yüzde 25'e yakın düşüş yaşadı. Petrol, bugün için emtia sınıfında ayrı bir yere konulabilir. Tarımsal emtialar ve değerli metallere göre daha dengeli duruyor. Aslında 2008 yılında da benzer bir süreç yaşandı. Buğday, Şubat 2008'de zirve yaptıktan sonra, aynı yılın temmuz ayına kadar yüzde 30 düştü. Petrol temmuza kadar yükselmeye devam etti. Sonrasında çöküş başladı. 2008 başlarında, diğer emtialardan da uyarı sinyalleri geliyordu. Değerli metaller Mart 2008'de ralliye son verdikten sonra, ABD'de büyük fonlar battı. Kısacası; yaklaşan riskleri öngörme konusunda, emtiaların oldukça başarılı olduğu söylenebilir.
Risk iştahının diğer önemli göstergesi olan EUR/USD da 2008 yılına benzer bir hareket gösteriyor. EUR/USD'ın Ocak 2008-Temmuz 2008 dönemi ile Ocak 2011-Temmuz 2011 dönemini inceledim. İki periyot arasında yüzde 87'lik bir pozitif ilişki var. EUR/USD, Temmuz 2008'de 1.60 ile zirveye ulaştıktan sonra yatırımcıların güvenli limanlara kaçması ile sert bir şekilde düştü. Bugün olduğu gibi, o dönemde de Avrupa Merkez Bankası'ndan (AMB) faiz artırımı bekleniyordu. AMB, Temmuz 2008'de faizleri artırdı. Büyük bir olasılıkla yarın da faizi artıracak. 2008 ile 2011 arasındaki benzerlikleri görünce, insan şaşırıyor. 2008 senesinin son bölümünde finans sistemi çöktü. Küresel ekonominin çarkları durdu. 2011'de bunların yaşanması çok düşük bir ihtimal gibi duruyor. Politika yapıcılar likiditenin gücünü gördüler. Çok olumsuz durumlar yaşanırsa, bu yola bir kez daha başvurmaktan çekinmezler. Fazla karamsar olmaya gerek yok. Sadece biraz temkin gerekiyor.