Kördüğüm sandıkta mı çözülecek Meclis'te mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Eylül ve ekim ayında yapılan anketler ve Mutsuzluk Endeksi modelimiz kasım başında yapılacak erken genel seçimlerin Meclis'teki parçalı yapıyı değiştirmeyeceğine işaret ediyor. Seçmenin siyasi tercihinde önemli değişikliklere yol açacak olağanüstü gelişmeler yaşanmazsa haziran seçimlerinde olduğu gibi parçalı bir Meclis yapısı ile karşı karşıya kalacağız. 

Neden iyimseriz? 

Ancak  haziran seçimlerinin tersine bu kez politikacıların ayrılıklarını tırpanlayıp ortak paydalar üzerinde çalışarak hükümet kurabileceklerine inanıyoruz.

Haziran seçimleri sonrasında yeniden seçimlere gidilmesine konsensüs piyasa görüşünün tersine yüzde 60 ihtimal vermiştik. Bu kez daha iyimser bir görüş bildiriyor ve yeniden seçim senaryosuna sadece yüzde 20 ihtimal veriyoruz. 

İyimserliğimizi arkasında Ak Parti, CHP, MHP ve HDP liderlerinin seçim öncesi yaptıkları konuşmalarda verdikleri yapıcı mesajlar yatmıyor. Politikada ‘dün dündür bugün bugündür’ şiarının geçerli olduğunu yaşayarak öğrendik. 

Tam tersine, iyimserliğimizin arkasında kötümserliğimiz yatıyor. Küresel büyüme ile ilgili risklerin arttığı, mali piyasalarda havanın hızla değişebildiği, Türk Lirası'nda sert değer kayıplarının yaşanabildiği bir konjonktürde Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğuna inanıyoruz. 

Böylesine zorlu bir konjonktürde Türkiye’yi bir yıl içinde üçüncü kez seçime götürmenin maliyeti çok yüksek olur.  Türkiye’yi bir seçim sarmalı riski ile karşı karşıya bırakacak, risk priminin yükselmesine ve belki de yatırım yapılabilir notunun sorgulanmasına yol açacak bir faturanın bedelini hiç bir partinin ödemek istemeyeceğine inanıyoruz.  

Nasıl bir hükümet kurulur? 

Politikadaki düğümün sandıkta değil Meclis'te çözüleceği bir senaryoda Ak Parti - CHP koalisyonu ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanıyoruz. 

Barış sürecinin sona ermesi sonrasında PKK’nın artan terör eylemleri ve MHP’nin koalisyon için ortaya koyduğu şartlarda esnemeye gitmemesi Ak Parti ile CHP arasında bir koalisyon kurulması ihtimalini artırıyor. İktidara 20 yıldan uzun süredir gelemeyen CHP’nin iktidar konusundaki istekliliği koalisyon görüşmelerinin olumlu sonuçlanacağı yönündeki görüşümüzü destekliyor. 

Her ne kadar son seçim anketleri 7 Haziran'a benzer bir sonuç göreceğimize işaret etse de, tek parti Ak Parti hükümeti olasılık dışında değil. Hesaplamalarımızda kullandığımız sekiz anket şirketinden ikisi Ak Parti oylarını yüzde 43-44 bandında gösteriyor. Bu nedenle zayıf tek parti Ak Parti iktidarına yüzde 20 ihtimal veriyoruz. 

Seçimlerin tekrarlanmasının caydırıcı politik ve ekonomik maliyetine rağmen yeniden seçim senaryosuna yüzde 20 ihtimal veriyoruz. Ak Parti oylarında kayda değer bir artış yaşanması ve HDP’nin baraja yaklaşması durumunda Ak Parti son kez seçmene giderek şansını denemek isteyebilir. 

Piyasalar nasıl tepki verir?

Önümüzdeki bir aylık sürede yeni hükümetin -ister tek parti olsun isterse koalisyon- kurulması sürecinde  Türkiye piyasalarının gelişmekte olan ülkelere göre daha olumlu bir  seyir izlemesini bekliyoruz. 

Fed’in faiz artışını ötelemesi, Avrupa ve Japonya  merkez bankalarının ilave parasal genişlemeye gideceği beklentisi  Türkiye gibi yüksek betalı ülkelerin dünyayı yenmesini destekleyecek.

Son bir ayda küresel piyasalarda yaşanan iyimser havaya rağmen Türkiye hisse senetleri 9.2x F/K ile gelişmekte olan ülkeler ortalamasına göre yüzde 18 iskonto ile işlem görüyor. Son dört yıllık dönemin ortalama iskonto seviyesi olan yüzde 8’in çok üzerindeki bu iskonto, piyasaların politik belirsizliğin azalmasını satın alması ile kademeli olarak azalacak. Seçim sonrası kalıcı bir koalisyon hükümetinin kurulmasının ıskonto oranını yüzde 5’e kadar daraltabileceğini tahmin ediyoruz. 

Tek parti hükümetine yüzde 20 ihtimal ile 85.000 hedef, koalisyon hükümetine yüzde 60 ihtimal ile 90.000 hedef, tekrar seçime gidilmesine yüzde 20 ihtimal ile 71.000 hedef vererek yaptığımız çalışma yeni hükümetin kurulmasına kadar olan sürede borsada yüzde 7 civarında bir getiri potansiyeline işaret ediyor. 

Riskler neler?

Ancak bu stratejinin küresel risk iştahının bozulduğu durumda ciddi kayıplara yol açabileceği unutulmamalı. Orta vadede piyasaların yönü seçim sonuçlarından ziyade kurulacak hükümetin piyasa dostu bir reform programı uygulayıp uygulamamasına bağlı olarak belirlenecek. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019