Köprü günüyle ölür, köprü günüyle dirilirsin
Kılıçla yaşarsan kılıçla ölür, şöhretle yaşarsan şöhretle ölürsün. Peki ya istatistiklerle yaşarsan? “Köprü günü”, istatistiklerde özellikle ekonometri gibi uygulamalı alanlarda öne çıkan bir kavramdır.
Resmi bir tatil ile haftasonu arasında kalan günler, “köprü” özelliği kazanabilir. Örneğin ülkemizde çok karşılaştığımız bayram tatillerinin hafta geneline uzatıldığı dönemler. Resmi verilerde çalışma günü sayılan pazartesi ya da cuma günleri fiilen vatandaşların tatili şeklinde geçebilir. Hatta bazen salı ve perşembe günleri bile “köprü” mertebesine yükselebilirler.
Yılın ikinci çeyreğinde hem Ramazan hem de Kurban bayramlarını kutladık. Ramazan bayramı, resmen 9 Nisan Salı günü ila 11 Nisan Perşembe günü arasında takvimde yer alırken Kurban bayramı, 16 Haziran Pazar günü ila 19 Haziran Çarşamba günü arasında takvimde yer aldı. Her iki bayram da haftasonu ile birleştirilince Ramazan için Pazartesi ve Cuma, Kurban bayramı için de
Perşembe ve Cuma günleri “köprü” özelliği kazandılar.
Dolayısı ile çalışma günü ayarlamalarında istatistiksel açıdan yılın ikinci çeyreğinde 4 günlük bir açık ortaya çıktı. Haliyle TÜİK’in açıkladığı sınai üretim endeksinde Nisan ve Haziran aylarında ciddi daralma görünüyor: Nisan ayındaki %1,7’yi Haziran ayında %2,2 izledi. İstatistiksel etkilerden arındırılmış endeks Mart ayı sonundaki 110 seviyesinden yılın ikinci çeyreğinde 105 seviyesine geri çekildi. Yılın çeyrekleri itibariyle dönemsel açıdan %3,9 oranındaki gerileme GSYİH verisinde standart bir regresyon ile %1,6 daralmaya karşılık geliyor.
Gerçekten de özel tüketim harcamaları ile korelasyonu yüksek dayanıklı tüketim malı kalıbına bakıldığında benzer hız kaybı ile karşılaşıyoruz: Otomobil satışları ODD verisine göre yıllık %3,6 oranında daralırken, beyaz eşya satışlarında ise TÜRKBESD verisine göre %4,4 oranında gerileme söz konusu . Dayanıklı mal üretimindeki düşüş ise %3,2 oranına tekabül ediyor.
Daha az çalışma günü sayısı daha az üretimle sonuçlanmış. Türk Lirası’ndaki görece istikrar, artık tüketicilerin alelacele alışveriş yaparak tüketim talebini öne çekme paniğinden uzaklaştıklarını gösteriyor. TÜİK’in açıkladığı tüketici güven endeksi Temmuz ayındaki keskin düşüş öncesinde yılın ikinci çeyreğinde 80 seviyesinde direncini koruyabildi.
Dayanıklı tüketim malından arda kalan paranın yılın ikinci çeyreğinde ısınan havalarla birlikte hizmet sektöründe harcandığı anlaşılıyor. Zira yılın ikinci yarısında özel tüketim harcamalarıyla korelasyonu yüksek bir gösterge pozitif işaret almayı başarmış: İç hat uçuşlar. 25 milyon ile iç hat uçuşlar, DHMİ verisinde geçen yıla göre %7,1 oranında artış kaydetmiş durumda. TÜİK’in açıkladığı hizmet sektörü güven endeksi yılın ikinci çeyreğinde 116,5 değeriyle tüketici güven endeksinden güç almış görünüyor. Sektörde enflasyon oranı aynı dönemde üç haneli seviyelere yakın seyrederek talep canlılığını yansıttı.
“Köprü günleri”nin, sanayide üretimi azaltırken çalışanlara tatil fırsatı vererek talebi hizmet sektörüne yönelttikleri anlaşılıyor. Maliyenin topladığı toplam vergiler enflasyondan arındırıldığında reel bazda yıllık %11,2 oranında artış kaydetmiş. İç tüketimi yansıtan dolaylı vergilerdeki artış ise %15,5 oranında.
Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yıllık %5,7 oranında büyüme ile soğumaya geçmeden önce son bir atak yaptığını biliyoruz. Özellikle ana ihracat pazarımız Avrupa ekonomilerinde yaşanan sıkıntılar dış talep kanalı üzerinden içeriye sirayet ediyor. İçinde bulunduğumuz üçüncü çeyrekle birlikte ekonomideki soğumanın belirginleşeceği, sanayideki hız kaybının “köprü günü” etkisinden hariç reel anlamda meydana geleceği, çıktı fazlasının azalacağı ve hatta yerini çıktı açığına bırakacağı aşikâr. Ancak ikinci çeyrek büyümesindeki hız kaybı, canlı kalan hizmet sektörü sayesinde sınai üretimin “köprü günü” etkisinde ima ettiği kadar ani gerçekleşmeyecektir. Zaten Türkiye ekonomisinin bir büyüme sorunu bulunmuyor. Mühim olan bu tüketim talebinin törpülenip üretim yapısını güçlendirerek büyümenin kalitesini arttırabilmek!
“Köprü”ler hayatın her alanında stratejiktir ve derin manalar içerebilir. Bazen köprü başının tutulması bir savaşı kazandırabilir ya da kaybettirebilir. Kimi zaman köprüler atılır, yakılır. Belki de Boğaziçi’ndeki gibi “köprü”ler kıtaları birbirine bağlayıp medeniyetleri kavuşturur. İstatistiklerle yaşayanlar içinse “köprü”ler, sayıların önündeki işaretleri negatiften pozitife çevirebilecek güçte, yaşamakla ölüm arasındaki fark gibidir.
İç hat uçuşlar, yılın ikinci çeyreğinde hizmet sektörünün canlı kaldığını gösteriyor…
Zaten salgın dönemi sorasında Türkiye ekonomisini tüm Dünya’daki gibi hizmet sektörü ayakta tutuyor.