Kopan bağları ihdas etmek neden bu kadar zor?

Öner GÜNÇAVDI
Öner GÜNÇAVDI Öner GÜNÇAVDI oner.guncavdi@dunya.com

Göreve geldiği ilk aylarda TCMB Başkan Yar­dımcısı Cevdet Akçay öncelikli amaçla­rının, kendilerinden önceki dönemde kopar­tılan iktisadi bağları tekrar “ihdas” etme ol­duğunu söylemişti. Ama bu bağların neden koparılmak zorunda olduğu sorusu cevapsız bırakılmıştı.

Çok daha ilginç olanı, bu açıkla­maya pirim veren piyasa aktörleri de, geçmiş­te para politikasının piyasalarla bağlarının kopmasına neden olan Türkiye’ye özgü siyasi koşulları yok sayarak, “liyakat” sahibi üç kişi­nin bu bağları kurabileceğini düşünmüştü. İti­raf edeyim ki, bu bağların kurulması para poli­tikasının işlevselliğini arttırabilmek için şart.

Önceki TCMB yönetimleri tarafından bu bağ­ların koparılmasının ana nedeni, siyasi otori­tenin taleplerine alan açmaktı. Konun liyakat eksikliği meselesi olduğuna çok fazla pirim vermek istemem. Dahası siyasetin Banka üze­rindeki etkisi devam ettiği müddetçe, bu bağ­ların tekrar kurulabilmesi kolay olmayacaktır.

Yan yollara saptılar

Geçmiş yönetimlerinin sorunu bir yandan bilimin öngörülerinin dışında uygulamalar yaparken, bu politikaların iktisadi olarak ya­ratacağı sorunları siyasilere anlatmakta ye­tersiz kalmalarıdır. Aksine bunun yerine, bu uygulamaların ekonomide doğuracağı olum­suz etkileri gidermek için “yan yollara” sap­mayı tercih ettiler. Elbette bu durum para po­litikasını karmaşık bir hale getirirken, banka­nın öngörülebilirliğini azalttı. Maalesef yeni yönetim bu yapısal gerçekleri göz ardı ederek, kopan bağları tekrar kurarak enflasyonla mü­cadeleyi daha kolay yürütebileceğine inandı.

Ayrıca bu süreç içinde, Türk iş çevrelerinin geçmişte yaşanılan yüksek enflasyon dönem­lerinde edinilmiş olan tecrübelerin bugüne yapacağı etkileri de bu liyakat sahibi yönetim yeteri kadar ciddiye almadı. Ekonomideki ak­törlerin beklentilerini para politikasının tek­nik sınırları içinde kalarak, kolayca kontrol edebileceğini düşündüler.

Maalesef bu da beklendiği gibi olmadı.

Sonunda piyasa, TCMB’yi kendi beklenti­leri yönünde hareket etmeye zorladı. Teknik açıdan bu ciddi bir öngörü hatasının göster­gesidir. Ama bu hatanın ana sebebi bankanın bu konudaki “beceriksizliği” gibi bahaneler değil. Sanırım sayın yöneticiler bu işte siya­setin rolünü oldukça küçümsediler. Banka yönetiminde görev alan yöneticileri benim­de mensubu olduğum bilim camiasından ta­nırım.

Dahası çok beğenir ve söylediklerine önem veririm. Bu konuda eleştirilere açığım. Ama arkadaşların bilim dünyasındaki yerle­ri ile uygulamada yarattıkları algının da fark­lı olduğunu kabul ediyorum. Bunun nedeni­nin, para politikasının salt bir teknik mesele olmadığı gerçeğini küçümsemeleri olduğunu sanıyorum. Bizim gibi kalkınma süreci için­de olan ülke ekonomilerinde hem kurumsal eksiklikler, hem de kurumların işleyişi bakı­mından maruz kalınan tecrübe eksiklikleri para politikasının öngörüldüğü gibi işlemesi­ni engelliyor.

İçsel nedenler ne olabilir?

Bu süreçte Türkiye’yi farklı kılan bir diğer konu ise, ülkenin yönetim şekli ve neredeyse tüm kararların tek bir kişi ve çevresi tarafın­dan alınabilmesi. Böyle bir yönetim şeklinde para politikası uygulayacak bir bankanın “ba­ğımsızlığı” konusunda bir güven oluşturmak neredeyse imkânsız. Sayın Cevdet Akçay gö­reve geldiğinde öncelikle para politikası uy­gulamalarının basitleştirilmesini ve uygula­nan politikaların tahmin edilebilirliğini sağ­lanacağını kamuoyuna açıklamış ve destek almıştı.

Geçen Cuma günü sunulan enflasyon raporundan sonra yapılan açıklamalar ban­kanın içinde bulunduğu zor durumu gösterir nitelikteydi. Öncelikle Cevdet Akçay enflas­yonun tahmin edilebilirliğinin zorlaştığına vurgu yaparak, enflasyon raporunun sunum amacıyla neredeyse çelişen bir pozisyon al­dı. Ama daha da önemlisi, geçmişte iddia et­tiği para politikası araçları ile piyasa arasın­da inşa edilmeye çalışılan bağın aradan geçen bir buçuk yıllık bir sürenin ardından hala ku­rulamadığını da, üstü kapalı ilan etmiş oldu. Bu bağlar kurulmuş olsaydı, para politikası­nın enflasyon üzerinde yapacağı etkiler da­ha kolay tahmin edilebilirdi.

Özellikle dışsal çevrenin istikrarlı olduğu, hatta bankanın yü­rüttüğü mücadeleye destek verdiği böyle bir ortamda enflasyonu tahmin etmekte zorlan­manın nedeni büyük ihtimalle içerideki fak­törler olmalı. Elbette bizlerde merak ediyoruz tabi. Acaba enflasyon hedeflerinde sapma ya­ratan ve TCMB’yi tahminlerini revize etmeye zorlayan, Türkiye ekonomisine ait içsel ne­denler ne olabilir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Fahiş fiyat 09 Ocak 2025