Konutta TOKİ hayaleti dolaşıyor!

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

 

 

1 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi'ni yazan "el" Maliye Bakanlığı'nın "yolunacak kazları hangi kümeste bulacağını bilen" bürokratlarına ait. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Toplu Konut İdaresi (TOKİ) de katkıda bulunmuş.
 
Konu, geçen yıl gündeme gelmiş; konut alım satımında metrekare esasına göre yüzde 1 ve 18 oranlarında uygulanan katma değer vergisini (kdv) rayiç bedel esasına bağlayan kanun tasarısının TBMM'de kabulüyle de kesinleşmişti. Düzenleme, son yıllarda inşaat sektörü içinde hızla yayılan konut üreticisi kesimde eleştiri ve tepkilere yol açmıştı.
 
Sektör temsilcilerine göre, şimdiye kadar 150 metrekarenin altındaki konutlara yüzde 1, üstündekilere yüzde 18 düzeyinde uygulanan kdv rejimi Maliye Bakanlığı ile yaşanan iade sorunu nedeniyle zaten adaletsizdi. Yeni rejim ise ortalıkta müteahhit bırakmayacak, özellikle  "yap-satçı" olarak adlandırılan kesimi yok edecekti!
 
Tartışmanın özü
 
Bakanlar Kurulu'nun kanundan kaynaklanan yetkiyi kullanarak yaptığı vergi düzenlemesine yönelik eleştirilerin başında konut piyasasının kamu üretimi- kentsel dönüşüm lehine, özel sektör aleyhine yapılandırıldığı geliyor.
 
Daha açık ifadeyle, bu eleştiriyi benimseyenlere göre, kararname TOKİ'nin gerek olağan gerekse kentsel dönüşüm alanı olarak ilân edilmiş ve edilecek yerlerdeki konut üretimine büyük vergi avantajı sağlıyor, böylece bu kuruluşu tekel konumuna oturtarak, piyasada özel sektörün rekabet gücünü kırıyor.
 
Bir diğer husus, rayiç bedel ile birlikte vergi hesabına esas metrekare ölçütünün yarattığı sorun. Meselâ, tüm özellikleri aynı, nitelikleri eşit iki konuttan biri net 149 diğeri 151 metrekare ise, ilki yüzde 1, ikincisi yüzde 18 kdv'ye tabi tutulacak.
Bu noktada başka bir sorun daha var: Özellikleri, nitelikleri aynı, net metrekareleri arasındaki fark çok küçük iki konutun satış fiyatları aynı hemen hemen aynı düzeyde olacak ama  ödenecek kdv oranları arasında 17 puan gibi fahiş bir fark oluşacak.
 
Ortak kaygı TOKİ
 
Konut sektörü kararname ile TOKİ'ye sağlanan rekabet gücünden kaygı duymakta ve yeniden düzenlenmesini istemekte haklı. Ancak, bir şeyin altını çizelim: Bu haklılık TOKİ'nin kamu kuruluşu olarak konut üretmesini kapsamıyor. Devlet, hem piyasayı dengelemek hem de özel sektörün ilgilenmediği sosyal konut üretimi için piyasaya girebilir.
 
Eleştirilen şu: TOKİ, kuruluş kanunu ile kendisine verilen sosyal konut üretimi yerine, temel amacını ve görev sınırlarını aşarak lüks konut alanına da el atmış bulunuyor. Bu sorun KDV düzenlemesini içeren kanun tasarısının TBMM'de görüşülmesi sırasında da ısrarla eleştirilmiş, TOKİ'nin frenlenmesi istenmişti.
 
Bu eleştiriler Bakanlar Kurulu Kararnamesinde dikkate alınmadı. Dolayısıyla sorunun ucu ve ortamı açık bırakıldı. TOKİ, mevcut konut üretim alanlarında lüks konut üretip satmaya devam edecek ama satışta tek kuruş vergi ödemeyecek. Özel sektör aynı alanlarda benzer ürünü satarken yüzde 18 vergiyi yüklenecek. Bu, gerçekten adaletsiz bir koruma.
 
Sektörün rayiç bedel konusunda da kaygıları var. Bu noktada belediyeleri keyfi rakamlardan uzak tutacak adil,  net ve makul ölçütler belirlenmesi isteniyor. Yeni uygulamanın konut piyasasını nasıl etkileyeceği konusunda ise rivayet muhtelif: Bir kesime göre stoklar eritilecek, bir kesime göre piyasa en az yüzde 25 daralacak, kimilerine göreyse bu düzenleme zaten stokta sıkışanları rahatlatmak için yapıldı!
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013