Konut satışlarında sürpriz artış...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Önce bardağın dolu tarafına bakalım. Konut satışları ekim ayında yüzde 19 oranında arttı. Ekimde 147 bine yakın konut satıldı.

Toplam satıştan daha önemlisi belki de ilk satışlarda kaydedilen artış. Ekim ayındaki ilk satışlar yüzde 31 artışla 75 bine ulaştı. Öyle ki ekim ayındaki ilk satışlar ikinci el satışı geride bıraktı.

Bardağın boş tarafı da var kuşkusuz. Artık neredeyse kimse kredi kullanmıyor. İpotek tesisi yoluyla gerçekleştirilen satışlar geçen yılın tam yüzde 79 altında kaldı.

İpotekli satışlar ağırlıkla banka kredisi kullanılarak gerçekleştiriliyor. Firmaların ipotek koyarak sattıkları konutlar da var elbette ama ağırlık banka kredisinde.

Ekim ayındaki ipotekli konut satışı dramatik boyuta inmiş durumda. Ekimde ipotekli ilk satış 4 bin 712, ikinci el satış ise 3 bin 353 düzeyinde. Koskoca Türkiye’de işgünü olarak düşünürsek günde yalnızca 400 kadar ipotekli konut satılmış. Düşünebiliyor musunuz, günde yalnızca 400!

İpotekli konut satışı geçen yıla göre yalnızca ekim ayında gerilemiş değil. İlk on ayda da geçen yılın üçte bir altında kalınmış.

Durum çok net. Kredi faizi çok yüksek ve kimse bu faizlerden konut kredisi almaya yanaşamıyor.

Kafalar da çok karışık. Siyasi kesimden sürekli olarak faizlerin düşeceği mesajı gelince, “Yarın daha düşük faizli kredi kullanabilirim, hem ev fiyatları da artmak bir yana geriliyor” diye düşünenler alımlarını olabildiğince erteliyor.

Ve ortaya işte bu tablo çıkıyor. Geçen yıl ekimde 39 bine yaklaşan ipotekli satış, bu yıl 8 binde kalıyor. Geçen yılın ilk on ayında 402 bin olan ipotekli satış da bu yıl 264 bin düzeyinde gerçekleşiyor.

Artışın kaynağı ne?

İpotekli satışlar ekim ayında adeta yok denecek kadar az gerçekleşmiş ama öte yandan diğer satışlarda yüzde 64 artış olmuş. Üstelik diğer satışlar kapsamında ilk satışlar tam yüzde 75 artış göstermiş.

Diğer satışlardaki artışla birlikte toplam satıştaki artış da yüzde 19’u bulmuş.

Ve önemli bir ayrıntı daha; toplam ilk satışlar yüzde 31 gibi çok yüksek oranda bir artış kaydetmiş.

Peki sektör temsilcilerinin bile sürpriz bir gelişme olarak karşıladıkları ekimdeki bu artışların kaynağı ne olabilir?

Yabancıya yapılan konut satışındaki artış önemlidir ama bunun toplam satışı öyle çok da fazla etkilemesi pek söz konusu değil. Yabancıya ekim ayında 6 binin üstünde konut satıldı, geçen yıla göre yüzde 134 artış var; tamam da yabancıya olan satışın ekim ayındaki toplam içindeki payı yalnızca yüzde 4 düzeyinde. Yabancıların konut alımına ilgi göstermesinin altında vatandaşlık hakkı için gerekli konut edinme tutarının 1 milyon dolardan 250 bin dolara indirilmesi önemli bir etki yapmışa benzemektedir.

Ama sonuçta yabancının payı ekimde yüzde 4’tür ve bizim kalan 96’yı açıklamamız gerekir. Ağırlıkla dile getirilen görüş, indirimli vergi ve harç uygulamasının süresinin ekim ayının sonunda biteceğinin sanılmış olmasıdır. “Sanılmış olması” diyoruz, çünkü ekim ayında bitecek bu indirimlerin uygulaması yıl sonuna kadar uzatıldı. Ama ekimde bu sürenin ay sonunda biteceği sanılıyordu.

Vergi ve harç indirimi satışların böylesine yükselmesini sağlayabilir mi, bize pek olabilir gibi gelmiyor. Ne yani vergi ve harç konut piyasasında öyle satışları dibe oturtacak ya da patlatacak kadar öneme mi sahip?

Bu artışı izah kolay değil

Geçen yıl ekimde ipotekli olanlar hariç 40 bin düzeyinde gerçekleşen ilk satışların bu yıl nasıl olup da 30 bin artışla 70 bine çıktığını açıklamak pek kolay görünmüyor.

Bilmediğimiz, bilemediğimiz, anlayamadığımız bir ayrıntı var mutlaka!

Bu satışlar çeşitli kampanyalarla gerçekleştirilmiş satışlardan oluşuyor olsa, ipotek tesisi gerekir, o zaman da yer aldığı kategori değişir. Oysa bakıyoruz ipotekli ilk satış yalnızca 4 bin 712 düzeyinde.

Ya da şöyle söyleyelim, ekim ayındaki ilk satışların yalnızca ama yalnızca yüzde 6’sı ipotek tesisi yoluyla gerçekleştirilmiş, yüzde 94’ü ipotek tesis edilmeden yapılmış.

Eğer vatandaş, belki de yüksek kurdan dövizini satarak, kredi kullanmaya da gerek duymadan konut almaya koşmuşsa ve bu alımlar bir eğileme dönüşürse, inşaat sektörü derin bir nefes alacak demektir. Bekleyip görelim...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar