Konut satışları bildiğiniz gibi...
Konut satışlarının nisan ayında normal seyrine döndüğünü söylemek yanlış olmasa gerek. Nisandaki satış yine 100 bin sınırının altında kaldı. 84 bin olarak gerçekleşen nisan satışı, geçen yılın aynı ayının yüzde 18 altında.
Konut satışları mart ayında görece canlı ve yüksek seyretmiş, biz de bu durumun mart sonunda biteceği sanılan vergi avantajından yararlanmak isteyenlerden kaynaklanabileceğine dikkat çekmiştik. Hatırlanacaktır, diğer bazı sektörleri de kapsayan vergi avantajının süresi mart sonunda bitecek şekilde açıklanmış; ancak mart ayı içinde konutla ilgili avantajın süresinin yıl sonuna kadar uzatıldığı duyurulmuştu. İşte mart ayındaki satışların, süre uzatımı kararı ilan edilmeden önce “Avantajı kaçırmayalım” diye düşünenlerin etkisiyle canlı seyretmiş olabileceği vurgulanmıştı. Biz de geçen ay (18 Nisan) bu köşede şunları yazmıştık:
"Mart ayındaki bu hareketliliğin başka bir nedeni varsa nisandaki satışların da iyi gelmesi gerekir. Yok eğer nisanda yeniden belirgin bir yavaşlama görürsek, marttaki bu harekette gerçekten vergi avantajını kaçırmak istemeyenlerin etken olduğunu söylememiz gerekir."
Nitekim mart ayındaki 105 binden nisanda 84 bine doğru hızlı bir iniş gerçekleşti.
İlk satışlar hızla azalıyor
Konut satışlarını değerlendirirken bazı detaylara dikkat etmek gerekiyor. Toplam konut satışı aslında çok şey ifade etmiyor. Önemli olan ilk satışlar. Daha önce de kaç kez vurguladık; ikinci el satışların ekonomiye pek katkısı yok.
Konut sektörünü canlandıracak, stokların azalmasını sağlayacak olan ilk satışlar. İşte ilk satışlara bakıyoruz; durum hiç de iç açıcı değil.
İlk satışlar nisanda geçen yıla göre yüzde 30 azaldı. Ocak-nisan dönemindeki azalmanın oranı ise yüzde 24 düzeyinde.
İlk satışların lokomotifi olması gereken ipotekli satışlardaki durum çok daha vahim. İpotekli ilk satışlar nisanda yüzde 66, dört ayda ise yüzde 60 azaldı.
İpotekli ikinci el satışlar da iyi gitmiyor. Bu satışlar nisanda yüzde 58, dört ayda yüzde 57 gerilemiş durumda.
İpotekli satışlara ilişkin veriler, vatandaşın kredi kullanarak konut satın almaya yanaşmadığını ya da yanaşamadığını gösteriyor.
Güven ve para...
Yeni konut yapımında önceki yıllara göre biraz frene basılıyor gibi. Belediyelerden alınan yapı ruhsatlarına ilişkin veriler bunu gösteriyor. Yapı ruhsat izni alınan daire sayısı 2017 yılında 1 milyon 377 bin düzeyinde bulunuyordu. Sayı geçen yıl 643 bine indi. Ama bu azalmanın etkisini konut arzında hemen göremeyeceğiz. Dolayısıyla bir süre daha konut arzı yüksek düzeylerde kalmaya devam edecek.
Arz yüksek seyredecek ama talep çok sınırlı; konut almaya pek cesaret eden yok. Bunda en büyük etken ülke ekonomisin yarın ne sergileyeceğinin bilinemiyor olması. Vatandaş işini kaybedip kaybetmeyeceğini bilemiyor, fiyatların nasıl seyredeceğini kestiremiyor; adeta sisin içinde yol almaya çalışıyor.
Bütün bunlar yaşanmasa bile konut alınabilecek para yok. Özellikle orta ve düşük gelirli kesim günlük döngüyü ancak sağlayabilirken konut almayı hiç düşünemiyor bile.
Öyle anlaşılıyor ki konut satışlarının canlandığını görmek için uzun süre geçmesi gerekecek.