Konuşmamız gereken başlıklar

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Likidite akışının hızlanmasına paralel risk iştahında gözlenen canlanma gelişmiş ve gelişmekte olan ülke varlıklarını uzun bir süredir pozitif etkiliyor. Öyle ki, Kasım ayında rallinin başlangıç dönemine ulaşmış olacağız. Geride kalan bir yıllık süre içerisinde çoğunlukla, görülmesi gereken dönemlerde, risklerin göz ardı edildiğini ve pozitif yaklaşımla varlık fiyatlamalarının gerçekleştiğine şahitlik ettik. Oynaklıktaki düşüş, gelecek açısından fikir yürütmeye imkan tanımasa da Ağustos ayından bu yana varlık fiyatlamalarında zorlanma görüyoruz.

Ağustos ayının genelinde küresel fiyatlamalarda gerçekleşen hacim düşüşünü ön plana çıkarmaya çalışmıştık. Yatırımcı kesiminin risk iştahında artışın doğan bir sonucu olarak tatile çıkmasını ertelemesi nedeniyle 2017’de yaz ayları da oldukça hareketli geçti. Eylül ayı birlikte bir takım risklerin, riskli olarak ifade edilebilecek başlıkların belirmeye başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ne gibi? Erbil, Berlin ve Katalonya seçimleri gibi. Üzerine konuşmak ve yol haritası çıkarmak gerekiyor. Deneyelim.

Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen ve Bağdat hükümeti tarafından yasa dışı ilan edilen bağımsızlık referandumunun sonuçları öncelikle bölge riskleri açısından kritik önemde bulunuyor. Türkiye, İran ve Irak’ın nasıl bir tutum takınacağı, Erbil yönetimini attığı adımdan vazgeçirmek için tercih edeceği caydırıcı önlemler merakla bekleniyor. Sınırda başlatılan askeri tatbikata Irak ordusundan da 30 kişilik bir ekibin katılımı söz konusu. Kısa vade için beklenti, sınır kapılarında yönetimin ele geçirilmesi üzerine yoğunlaşılması. Akabinde ise Kasım’da gerçekleştirileceği açıklanan parlamento seçimlerinin doğuracağı yeni siyasi yapı ile birlikte diyalog yollarının kapanması durumuna göre farklı adımların atıldığını görebiliriz. Askeri seçenek masadaki yerini korumakla birlikte -caydırıcı olması nedeniyle- tercih listesinin son sırasında yer almaya devam ediyor. Risk başlığı olarak Erbil konusu, öncelikle bölgenin, devamında ise enerji piyasası üzerinden minimal düzeyde kalacak da olsa genelin problemi.

Almanya’da sandık sonuçları bir kez daha gösterdi ki Avrupa kıtasında merkezin çözülme durumu devam ediyor. Merkel’in dördüncü dönemi sanılanın aksine bir takım problemlerle karşılaşmasına neden olabilir. Aşırı sağın Almanya’daki yükselişi AfD’nin Bundestag çatısı altına ilk kez girmesi ile taçlanmış olsa da politik arenada gelecek dönem içerisinde Merkel’in politikada sıkışması Almanya ve doğal olarak Avrupa Birliği’nin Türkiye ve Rusya politikalarına da yansıyacaktır. Fransa’da Macron’un elde ettiği zaferin ardından “euroda politik risklerin azalması bölge varlıkları açısından pozitif olacaktır” fikrinde sekteye uğrama ihtimalinden son iki yazıda bahsetmeye çalışmıştık. Düşüncemizde şu an için herhangi bir değişiklik yok; üstelik, İspanya konusu da belirmişken.

Pazar günü Katalonya’da halkın sandığa gitme nedeni, İspanya içerisinde sağladıkları özerkliği bir adım öteye taşıyarak bağımsızlık ilanına gitmekti. Avrupa demokrasisinin sorgulandığı, insan haklarına yönelik eleştirilerin had safhaya çıktığı, kolluk kuvvetlerinin müdahalesi sonucu oluşan olumsuz karelerin dünyaya servis edildiği gün içerisinde birçok oy verme noktasında sandıklara el konuldu. Katılım oranının hesap edilen rakamın gerisinde kalmasına rağmen beklendiği şekilde evet cephesi baskın çıkarak zafer ilan ettiğini belirtti. Berlin başlığı sonrasında ortak para birimi için İspanya meselesi de negatif katalizör müdür? 2018’de olası İtalya seçimi de düşünüldüğünde katalizördür.

Net/net toparlayacak olursak; yukarıda da özetlemeye çalıştığımız şekilde, bir takım risk unsurlarının son dönem içerisinde belirdiği aşikardır. ABD tahvil faizlerinde Eylül ayı FOMC toplantısından bu yana gözlenen yükseliş her ne kadar gecikmeli de olsa getiri eğrisinin uzun tarafına da yansımış durumda. Yüzde 2.35 bölgesinde sıklıkla dirençle karşılaşan 10Y vadeli kıymet faizi kısa vade için gelişmekte olan ülke varlıkları açısından risk unsuru olarak takip edilmeli. Üstelik, risk iştahı hisse senedi piyasaları nezdinde sürdürülme çabası içerisindeyken, en hızlı fiyatlama tepkisi genellikle para piyasalarında gerçekleşir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019