Konukoğlu: Yerli üretim ve yatırım odaklı yeni atılım dönemi
Yeni dönemin başarı hikayesi için sanayi oda başkanlarının önerilerini ele almaya devam ediyorum. Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adil Konukoğlu yeni ilgi çekici hikayemizin yerli üretim ve yatırım odaklı yeni atılım dönemi olması önerisinde bulunuyor. Bunun için atılması gereken adımları sıralıyor.
GSO Başkanı Adil Konukoğlu:
“Türkiye son dönemde başarılı atılımlara imza attı. Siyasi ve ekonomik istikrarı sağladı, güçlü bir bankacılık sistemi ve mali denge kurdu. Avrupa’daki ve bölgedeki ülkelerden daha yüksek bir büyüme oranına sahip bir ülke. Başarılar büyük, ancak hedeflerimizin refah seviyesi yüksek. Gelişmiş ülkeler ligine çıkmak için önümüzde almamız gereken daha çok yol var.
Dünya ekonomisinde değişim ve dönüşümlerin yaşandığı, yeni dengelerin oluştuğu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemden geçiyoruz.
Dünyanın herhangi bölgesindeki siyasal ve ekonomik gelişmeler domino etkisiyle Türkiye’yi de etkiliyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomisini çok daha güçlü ve istikrarlı kılmak zorundayız. 'İnsan odaklı kalkınma anlayışını merkeze koyan, yüksek katma değerli yerli üretim ve ihracat ile yatırım odaklı’ yeni bir atılım dönemi başlatmalıyız.
Yeni dönemde hükümet tarafından; orta gelir tuzağından çıkmak ve uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yapısal reformlar cesaretle gerçekleştirilmeli, bütün sektörlerin potansiyelini harekete geçirmek ve milli üretim bazlı dönüşümü sağlamak için ekonomik reformlar yapılmalıdır.
Yeni atılım döneminin en önemli ayaklarından birini özel sektör oluşturmaktadır. Özellikle sanayicinin üzerindeki maliyet yükleri ve finansmana erişim sorunu, üretim ve istihdam üzerindeki yükler hafifletilmelidir. Bir bağlamda şu adımların atılmasını gerekli görmekteyiz:
-Tüm bankalar, kullandığı kredi hacmini artırarak, reel sektörü azami ölçüde desteklenmelidir.
-İstihdam üzerindeki vergi ve prim yükü, daha fazla destekleme rekabetçi seviyelere çekilmelidir. Mevcut çalışan işletmelere de sigorta primi ve vergi desteği sağlanmalıdır.
-Orta-yüksek teknolojiye dayalı üretim modeline ağırlık verilmelidir. Özellikle savunma ve havacılıkta yerlileştirme şarttır. Emek yoğun sektörlerde ise moda-tasarımın yanında tanıtım ve markalaşmaya yönelik destekler artırılmalıdır.
-Ürüne katma değer katacak Ar-Ge harcamalarının artırılması gerekmektedir.
-Yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına kararlılıkla devam edilmelidir. Türkiye’nin uluslararası alanda yatırım yeri olarak imajı geliştirilmeli ve olumsuz algı operasyonlarına karşı yurtdışnda güçlü lobi çalışması yürütülmelidir.
-Vergiyi tabana yayan bir vergi reformu yapılmalıdır.
-Eğitim sorunlarını ivedilikle çözecek, üreten ve nitelikli insan yetiştirmeyi hedef alan kapsamlı bir eğitim reformu görçekleştirilmelidir.
-Sanayinin vasıflı eleman ihtiyacını karşılamak için ülke genelinde mesleki ve teknik eğitim yaygınlaştırılmalı, özendirilmeli.
Ekonomik kalkınmanın en önemli kalelerinden Gaziantep üzerinden baktığımızda ise ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdürmekteyiz. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nde son 2.5 yılda 120 fabrika üretime geçerken, toplam tesis sayısı 966’yı bulmuştur.
İşgücü maliyetindeki arrtışa rağmen üretimi kesintiye uğratmamaya çalıştık. Gaziantep OSB’de 2016 yılında elektrik tümetiminde, bir önceki yıla göre yüzde 6.5 oranında artış da bunu teyit etmektedir.
Göç almasına ve 450 bin Suriyeliye ev sahipliği yapmasına rağmen gerçekleştirdiği yatırımlarla yeni iş aş olanağı sunan bir şehiriz. Gaziantep’te istihdam ettiği 282 bin 600 aktif sigortalı çalışan işçi sayısı ülke istihdamına güç katmaktadır.
Gaziantep’te 2016 yılını 6 milyar 258 milyon 347 bin dolar ihracatla kapatmış, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan beşinci şehir konumunu korumuştur. 2017 ilk çeyreğinde ihracat yüzde 5.1 artış göstermiştir.
İnşallah 16 Nisan’daki anayasa referandumundan sonra, Türkiye’yi istikrara daha ileriye taşıyacağımız yeni bir döneme gireceğiz. Bu bağlamda Gaziantep olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yapmayı, milli bir görev addederek, yatırıma, üretime ve ihracata devam edeceğiz.”
Görüldüğü gibi sanayi odaları başkanları, hem yeni dönem başarı öykümüzün ne olması gerektiği konusunda önerlerde bulunuyorlar hem de kendilerine düşen görevi yerine getireceklerini açıklıyorlar...