Konkordato modasına Maliye çok geç uydu ve şüpheli alacak olarak kabul etti!
Yılmaz Sezer/ YMM Güncel Group Yön. Krl. Başk.
Hiç şüphesiz geçtiğimiz yılın en çok konuşulan ve moda olan terimi "Konkordato" oldu. Ticaret hayatının dışında sosyal hayata ve yaratıcı esprilere de güzel bir malzeme oluşturdu. Oysa konkordato uzun yıllardır Ticaret Kanunu’nda ve dolayısıyla ticaret hayatında var olan bir müessesedir. Bu müessesenin popüler hale gelip çokça konuşulmasına ve bilinirliğinin artmasına neden olan ise iflas erteleme müessesesidir. İflas erteleme müessesinin kaldırılması ile yerine konkordato ikame edilmiştir. Ekonominin daralması, sistemdeki para dönüşünün azalması ise ilginin ve talebin bir o kadar artmasına neden olmuştur.
Konkordato, borçlunun kanunda öngörülen şartlar dahilinde, yine kanunda öngörülen süre içerisinde alacaklıları ile mahkeme nezdinde anlaşma sağlaması olarak kısaca tanımlanabilir.
Gelelim Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın da bu modaya geç olarak uyması konusuna.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, 14.02.2019 tarihinde 112 No’lu Vergi Usul Kanunu sirkülerini yayınlanmıştır. Söz konusu sirkülerde iflas erteleme müessesesi yerine getirilen konkordato müessesi anlatılarak, konkordato sürecinin farklı aşamalarında şüpheli alacak uygulamasının nasıl uygulanabileceği detaylı olarak anlatılmıştır.Yani söz konusu düzenleme ile konkordato uygulaması sonucu tahsil edilmeyen alacakların konkordatonun belirli aşamalarında (geçici süre, kesin süre, konkordatonun başarılı olması, konkordatonun başarılı olamaması) nasıl şüpheli alacak haline gelebileceği açıklanılmıştır. Buna göre konkordato dönemlerinde hangi şartlar dahilinde alacağın şüpheli hale geleceğine ilişkin net düzenlemeler yapılmıştır.
Ancak bize göre söz konusu düzenlemede biraz geç kalınmıştır. Konkordatonun iflas ertelemenin yerine getirilmiş bir düzenleme olması itibarıyla, Maliye Bakanlığı yine sirküler ile yaptığı düzenlemeler ile iflas erteleme sürecinde tahsil edilemeyen alacakların şüpheli alacak olarak kabul edileceğini duyurmuştu. Yani iflas erteleme müessesinde tahsil edilemeyen alacaklar için zaten şüpheli alacak karşılığı ayrılmaktaydı, dolayısıyla onun yerine ikame edilen konkordatoda da şüpheli alacak uygulamasının devam etmesi, tarafımızca doğal bir sonuç gibi değerlendirilmektedir.
Bu yüzden, bize göre uzun sayılabilecek bir süre beklenilmeden de yasal bir düzenleme yapılabilirdi!
Ayrıca söz konusu sirkülerde Vergi Usul Kanunu’nun, konkordato ile ilgili olan 324. maddesinden söz edilmemiştir. Vergi Usul Kanunu’nun vazgeçilen alacaklar başlıklı 324. maddesinde "konkordato ve sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınacağı" hükmü yer almaktadır.
Tarafımızdan kaleme alınan ve 21 Mart 2017 tarihli DÜNYA Gazetesi’nde yayınlanan"Konkordato Döneminde Tahsil Edilemeyen Alacaklar için Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılır Mı?" başlıklı yazımızda konu, Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre detaylı olarak değerlendirilerek, kanun hükmü gereğince konkordato döneminde vazgeçilen alacakların, borçlu yönünden pasifte bir azalma yaratmış ve özsermayeyi arttırmış olduğu ve dolayısıyla vazgeçilen alacağın borçlu yönünden hasılat (kâr) hükmünde olduğu, ancak kanun hükmü bu kârın alacaktan vazgeçildiği yılda değil daha ileriki yıllarda kâr yazılmasının gerektiği belirtilmiştir.
Özetle Konkordatoda tahsil edilemeyen alacaklar için (ilgili sirkü hükümlerine göre belirli şartlar dahilinde) şüpheli alacak olarak karşılık ayrılabilirken, söz konusu alacakların borçlu tarafında (kanun hükmü gereği) hasılat hükmünde olduğu unutulmamalıdır.
Aslında konkordato sürecinde alacaklı ve borçlu için yapılması gereken farklı vergisel ve muhasebesel işlemler bulunmaktadır. Ancak Maliye Bakanlığı madalyonun sadece bir tarafını görmekte (onu da uzun bir süre geçtikten sonra) olup, buna ilişkin yasal düzenlemeyi de, hatta neredeyse konkordato uygulamasının fiilen ortadan kalktığı bir dönemde yapmış bulunmaktadır. Madalyonun diğer tarafını ise hala görmemekte ısrar etmektedir.
Maliye Bakanlığı’nın yapmış olduğu bu düzenleme bize göre oldukça gecikmiş bir uygulama olup; konkordato sürecinin de tamamını kapsamaktan uzak kalmıştır. Çünkü; konkordato talep eden firmanın her aşamasında (geçici süre kesin süre, konkordatonun başarılı olması, konkordatonun başarılı olmaması gibi) yapması gereken vergisel ve muhasebesel uygulamalar Maliye Bakanlığı tarafından hala belirlenmemiştir.
Konkordato sürecinin neredeyse sona erdiği bu süreçte, geç kalınmanın ötesinde hala eksik kalınmasının değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu tarafımızdan düşünülmektedir.