Konkordato kapsamındaki alacaklara karşılık ayırmak mümkün müdür?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

YILMAZ SEZER - Güncel Group YKB

Giderek yaygınlaşan konkordato uygulaması ekonomik hayattaki belirli kavramların değişmesine veya yeniden tanımlanmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bunlardan bir tanesi ise bize göre şüpheli alacak müessesesi ve bu alacaklara karşılık ayrılmasıdır. Şirketlerin şüpheli alacak karşılığı ayırmaları ve bunları gider olarak yazmaları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri ile düzenlenmiştir. Kanunun “Şüpheli Alacaklar” başlıklı 323. maddesinde;

“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
Şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara uygulanır.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir.”

hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, yasal tahsilat sürecinde bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile birden fazla kez talep edilmiş olmasına rağmen ödenmemiş olan, ancak dava ve icra takibine değmeyecek kadar düşük miktarlı alacaklar şüpheli alacak sayılmakta olup, söz konusu alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır. Anılan şartlardan herhangi birisinin mevcut olmaması halinde ise şüpheli alacak kaydına dolayısıyla karşılık ayrılmasına imkân bulunmamaktadır. Vergi Usul Kanunu’ndaki bu hükmün amacı alacağın şüpheli hale geldiğinin ispat edilmesidir.

Diğer taraftan, ekonomik durumu kötü olan ancak mahkeme tarafından düzelme potansiyeli kabul edilen firmalara, yine mahkeme tarafından onaylanmış bir plan çerçevesinde toparlanma, yeniden üretme ve katma değer yaratma imkanı verilerek, borçlarını ödeme kabiliyeti sağlamayı amaçlayan ve mali açıdan kötü durumdaki firmaların sıklıkla başvurduğu bir yol olan iflasın ertelenmesi modeline bakıldığında, alacağın şüpheli hale geldiği mahkeme kararı ile tescil edilmekte ve Maliye Bakanlığı da vermiş olduğu muktezalarla konuyu desteklemekteydi.

Ancak bize göre iflas erteleme müessesinin ortadan kaldırılması ve yerini konkordato müessesinin alması ile beraber bu konuda da iflas ertelemeye benzer bir düzenleme yapılarak konkordato talebinde bulunan şirketlerden alacaklı olanların da alacaklarını şüpheli alacak olarak kabul edip karşılık ayrılmasının yeni bir yolu olarak görülmeli ve kabul edilmelidir.

Çünkü konu ile ilgili yasal zemini oluşturan İcra ve İflas Kanunu’nda, konkordato kararının etkileri arasında, borçlu aleyhine hiçbir şekilde icra takibi yapılamayacağını, önceden başlamış takiplerin de duracağını belirtmektedir. Böyle oluncada konkordato talep eden firmadan alacağı olanların alacaklarını tahsil etme imkânını ortadan kaldırmaktadır.

Konkordato talep eden firmadan alacağı olan kişiler, süreç boyunca alacaklarını tahsil edememekte, süreç sonunda ise alacaklarını kısmen ve-veya taksitler halinde taksit etmesi mümkün olabileceği gibi firmanın iflasına karar verilmesi ile beraber alacaklarını tahsil etme imkânı tamamen ortadan kalkmaktadır. Yani konkordato talebi ile, bu firmadan alacakları olan firmaların alacaklarının akıbeti tam anlamı ile karışık bir hal almaktadır.

Aslında Vergi Usul Kanunu’nda tanımlanan şüpheli alacak sürecin bize göre aynısı konkordato süreci içinde geçerli. Yasal bir alacak var, ancak alacağın belli bir süre için ödenmesi kanun hükmü ile durdurulmuş durumda ve sonrasında nasıl bir işlem yapılacağı ise şu anda belirsizlik arz etmektedir. Yani aslında alacak şüpheli olmuştur. Dolayısıyla Vergi Usul Kanununda karşılık ayrılması için istenilen şartlar gerçekleşmiş olmaktadır. Bu nedenle fiili uygulaması ile mevcut olan konkordato sürecinde bulunan firmadan olan alacakların şüpheli alacak karşılığı ayrılması, Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesindeki şüpheli alacak tanımına konkordatonun talep edilmiş olması halinin eklenilmesi yerinde bir uygulama olacaktır. Aksi takdirde uygulaması her gün biraz daha artarak devam eden ve etmesi beklenilen konkordato uygulaması sürecinde gereksiz ihtilaflar çıkacak ve yürütülmesi zor olan süreç iyice zorlaşacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar