Konkordato çare midir?

Talha APAK
Talha APAK MEVZUATIN İÇİNDEN

İflas erteleme sisteminde; yargılama ve uygulama süresinin uzunluğu, iflas erteleme sürecindeki şirketlerin mahkeme tarafından tam olarak denetlenememesi ve alacaklıların işleyişe müdahale edememeleri, birçok sorun meydana getirmekteydi.

Bunun üzerine, İcra İflas Kanunu’nun (İİK) İflas Erteleme Hükümleri 15 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklik ile “iflas erteleme” yürürlükten kaldırılmış, kapsam genişletilerek “konkordato” sistemi getirilmiştir.

Konkordato nedir?

 Piyasa ekonomisinin sıkıntıya girdiği dönemlerde gündeme gelen Konkordato; bir borçlunun alacaklılarına mahkeme aracılığıyla yaptığı ödeme teklifinin, alacaklıların en az yarısı (veya belirli durumda 2/3’ü) tarafından kabul edilmesi ve Ticaret Mahkemesi tarafından tasdik edilmesi şartıyla, borçlunun tüm adi (rehinli veya imtiyazlı olmayan) borçlarını, bu teklifi doğrultusunda ödeyebilmesidir. Rehinli alacaklar için borçlunun talebinin olması ve rehinli alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, rehinli borçlar da bu kapsama dahil olur.

Borçlunun yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nden, konkordato için gerekli belgelerin ve ön projenin sunulmasıyla konkordato talep edilir. Burada, uzmanlarınca hazırlanacak “ön proje” ve “makul güvence raporu” çok önemlidir. Mahkeme yapacağı incelemenin ardından konkordato talebini reddeder ya da kabul eder. Kabul halinde, verilecek “üç aylık geçici mühlet” ile konkordato için öngörülen süreç başlamış olur.

Konkordatonun kabulü ve süreci

 Kanunda, “mühlet verilmesi” olarak adlandırılan bu karar üzerine, konkordato talep eden borçlu aleyhine, haciz yoluyla icra takibi yapılamaz, başlatılan haciz takipleri durur, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir fakat rehinli mallarının satışı yapılamaz, borçlu aleyhine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulanmaz.

Borçlu; komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve taşınırlarını devredemez. Konkordatonun kabulüyle birlikte, verilecek üç aylık “geçici mühlet” ile birlikte kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek üzere konusunda uzman bir veya üç kişiden oluşan “konkordato komiser heyeti” görevlendirilir.

Komiserlerin verecekleri raporlar doğrultusunda 3 aylık geçici mühlet sonrası şartların olumlu olması halinde 12 aylık “kesin mühlet” verilir. Lüzum görülmesi halinde 3 aylık geçici mühlet 2 ay, 12 aylık kesin mühlet ise 6 ay uzatılarak süreç 23 aya kadar uzayabilmektedir. Tüm bu süreçlerin sonunda, konkordatonun ilgili mahkemece tasdiki sonrası, atanacak bir “kayyım” denetiminde projede öngörülen sürede (vadelerde) alacaklıların alacaklarına kavuşabilme imkânı doğmaktadır.

Ancak, ilgili mahkeme tarafından tasdik edilmemesi veya “iflas” kararı verilmesi halinde, dosya iflas masasına devredilmekte olup, alacaklılar için zorlu yeni bir süreç başlamış olacaktır.

Avantaj ve dezavantajları

Borcun uzun bir süre ertelenmesi ve sonrasında uygun vadelere yayılarak ödenmesi borçlu açısından önemli bir avantajdır. Diğer taraftan, firmanın iflastan kurtulması ve borcun ödenebilme imkânı doğması ise alacaklı açısından önemli bir avantajdır.

Mahkeme harçları ve komiser ücretleri dikkate alındığında önemli bir maliyet yaratması borçlu açısından bir dezavantajdır. Diğer taraftan, borcun uzun süre ödenememesi, konkordatonun tasdik olamaması, iflas gibi durumlarda ise alacaklı açısından bir dezavantaj söz konusudur.

2018-2022 döneminde yüksek faiz ve kur krizi sonrası yaşanan Covid 19 pandemisinin ekonomideki olumsuz etkileri sonucu gündeme gelen konkordato süreci 2022 sonlarına doğru azalmış olmasına rağmen 2023 yılının ilk altı ayında yaşanan ekonomik ve finansal sorunlar nedeniyle tekrar gündeme gelmeye başlamış bulunuyor.

Netice itibariyle; ilgili kanunun günün koşullarına göre güncellenmesinde fayda bulunuyor. Geçmişte yaşanan bazı aksaklıklara veya olumsuzluklara rağmen, gelinen noktada gerek konkordatoya bakan Sayın Ticaret Mahkemesi heyetlerinin deneyimli ve başarılı kararları, gerekse görevlendirilen uzman konkordato komiserlerinin edindikleri tecrübeleriyle borçlu ve alacaklılar yönünden konkordato müessesesi olumlu bir sürece gelmiş bulunuyor. Dolayısıyla, sürecin amacına uygun ve iyi yönetilmesi halinde hem borçlu hem de alacaklı yönünden çare olabilmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar