Kömür ve nükleeri azaltıp, yenilenebilir enerjiye ağırlık vermek gerek
İklim değişikliğinin toplumlar, ekonomiler ve ekosistemler için büyük bir tehdit oluşturduğu gerçeğinden yola çıkarak, L’Agence Française de Développement (AFD), Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (MURCIR) ve İstanbul Politikalar Merkezi- Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi “İklim Değişikliği ve Kalkınma Politikaları Nasıl Uyumlu Olarak Sürdürülebilir?” başlıklı bir konferans düzenledi.
Konferans, 2015 Aralık ayında Paris’te gerçekleşecek İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP21) öncesinde bir adım niteliği taşıyor.
Fransa, bu süreçte önemli bir rol üstleniyor. Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili’nin de konferansta dikkat çektiği gibi, “Fransa aynı anda iki zorlukla baş edecek: Ev sahibi ülke olarak, iki hafta süresince binlerce delege ve gözlemciyi ağırlayacak ve COP’un başkanlığını yürüten ülke olarak oybirliği ile varılacak bir mutabakatın oluşmasını sağlamak için kolaylaştırıcı görevini üstlenecek.”
Büyükelçi Laurent Bili’nin şu sözlerinin altını çizmekte fayda var: “İklim sistemindeki ısınma hiçbir tartışmaya meydan bırakmayacak nitelikte. Tespit yeterince açık: Kolektif bir bilinç uyanmadıkça ve genel bir seferberlik ortaya konmadıkça, yapılan şey, sonraki nesillerin geleceğini ipotek altına almaktan öteye gitmez. 2015 yılı iklim konusunda birçok toplantının gerçekleştirileceği bir yıl olacak ve tüm bunlar, yılsonunda Paris’te düzenlenecek 21. Taraflar Konferansı (COP21) ile doruk noktasına ulaşacak.” Küresel ısınma ile mücadelede genel bir seferberlik; kolektif bir bilinç şart. Tabi ki her bir ülkenin de ev ödevini tamamlaması ve kendi hedeflerini ortaya koyması gerekiyor.
Bu kapsamda, konferans sırasında Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) Türkiye Direktörü Bertrand Willocquet ile sohbet etme fırsatımız oldu. Willocquet, 18 ay önce Türkiye’ye gelmiş. AFD’nin Türkiye’deki misyonu ve çalışmaları hakkında şu bilgileri veriyor:
Herkesin kazanması için Paris’te anlaşma şart
“Paris İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’ndan beklentiler çok yüksek. Dünyanın geleceği buradan çıkacak anlaşmaya bağlı. Eğer uluslararası ortak bir uzlaşma sağlanamazsa, bu gezegenimizin geleceği açısından bir felaket olur. Kyoto Protokolü başarılı olamadı. Bunun nedeni, belki imzalandığı 1996 yılının ‘erken’ olmasıydı. Dünya iklim konusunda yeterince bilinçli değildi. Bugün ise herkes hazır. Sadece hükümetler değil, şirketler, bankalar, belediyeler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları gibi tüm aktörler işin içinde. Önemli olan herkesin masaya ne koyacağı ve ortak bir noktada uzlaşma sağlanması. Herkesin kazanması için anlaşma şart. Aksi taktirde herkes kaybedecek.”
10 yılda 2 milyar euro finansman
“AFD, 10 yıldır Türkiye’de sürdürülebilir büyümeyi destekliyor. Bugüne kadar gerçekleştirilen 2 milyar euroluk finansman desteğinin yarısından fazlası sürdürülebilir projelere sağlandı. Bunların arasında yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliği yatırımları, sürdürülebilir şehirlerin gelişmesini sağlayan kamu ulaşımı, atık ve su yönetimi gibi projeler ön plandaydı. Bunun yanı sıra, 2011 yılından bu yana Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte yürütülen çalışmalara 300 milyon euro finans desteği sağlandı. Kuraklığa karşı geliştirilen projeler, ormanların korunması ve geliştirilmesi bu çalışmalar arasında yer aldı.”
İstanbul metrosu, OSB’ler ve yeni belediyeler
“2015 yılında çevre odaklı çok sayıda proje gündemimizde. İstanbul Belediyesi’nin metro hattını uzatma çalışmalarına destek veriyoruz. Organize Sanayi Bölgeleri’nde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımlarına finansman sağlıyoruz. Yeni belediyelerle, kentsel gelişim, atık ve su yönetimi gibi alanlarda çalışmalarımız var. Diğer yandan özel sektör kolumuz Proparco, enerji verimliliği ve sağlık alanlarında proje finansmanı sağlıyor.”
Türk bankaları yeşil projeleri destekliyor
“Verilen tüm kredilerin çevresel etkilerinin dikkate alınması çok önemli. Türk bankaları da bu konuda oldukça bilinçliler. Geçtiğimiz süreçte, yatırımların çevresel risklerine yönelik teknik destek ve danışmanlık sağladık, eğitimler verdik. Türkiye’de bankalar UN Global Compact (BM Küresel İlkeler Sözleşmesi) çerçevesinde hareket ediyorlar ve bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik vizyonu hızla gelişiyor.”
Türkiye, 1 puanlık büyüme için Fransa’dan %50 daha fazla enerji tüketiyor
“Sadece temiz enerji üretimi değil, akıllı şebekeler gibi, enerji tasarrufunu ve verimliliğini destekleyen konular da çok önemli. Bu alanlarda önemli yatırım fırsatları var. Türkiye, bir puanlık büyüme için Fransa’ya oranla yüzde 50 daha fazla enerji tüketimi gerçekleştiriyor. Türkiye ve Fransa, hidroelektrik dışında, doğal kaynak açısından zengin ülkeler değiller. Enerjilerinin çok büyük bir bölümünü ithal ediyorlar. Enerji bağımlılığı her açıdan risk oluşturuyor. Ekonomik kalkınma ile küresel ısınma arasında dengeyi sağlayabilmek çok önemli. Geleceğin teknolojilerine yatırım yapmak ve bu sayede karbon emisyonlarını azaltarak büyümeyi gerçekleştirmek gerekiyor. Türkiye’nin enerji miksi çok fazla kömüre dayanıyor. Fransa’nın enerji miksinin çok büyük bir bölümünü de nükleer oluşturuyor. Bu enerji miksini değiştirmek; kömürü ve nükleeri azaltıp, yenilenebilir enerjilere ağırlık vermek gerekiyor. AFD; kömür ve nükleer santrallerine finansman sağlamıyor. Zaten bunlar çok yüksek maliyetli yatırımlar.”