Komşularla ticaretin önemi ve siyaset

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Biz, komşularla ticaretin önemini 1990’lı yıllarda kavrayıp önemsedik. O dönemde yüzde 4’ler seviyesinde olan komşularla ticaretimizi son yıllarda yüzde 30’lar seviyesine yükselterek önemli bir paya ulaştırdık.

Bunu gerçekleştirirken, daha  önceki yıllarda aramızda siyasal sorunlar ve kırgınlıklar olan, çatışma kültürünün hakim olduğu komşularımızla ilişkilerimizi uzlaşma kültürü içersinde olumlu hale getirmemiz önemli rol oynadı.

“Komşularla sıfır sorun” sloganının gündeme gelmesiyle siyasal yumuşama daha da gelişirken, “Arap Baharı” olaylarının ardından uygulanan dış siyasal girişimler, bazı komşularla ilişkilerimizi olumsuz etkilerken, dış ticaretimize de frenleyici sonuçlar getirdi.

Şimdilerde, Suriye ticaretimiz durma noktasına gelirken, o ülke üzerinden geçerek gerçekleştirdiğimiz Körfez ülkeleri ticaretimizde de olumsuzluklar yaşadık. Bunu Ro-Ro ile Mısır üzerinden sürdürme yolunu seçtik. Ancak, bu ülkede cunta yönetiminin iktidarı sonrası siyasal gerginlik artarken,  bir yandan Mısır’dan geçerek üçüncü ülkelere yapılan satışlarımızda önemli engeller gündeme gelmeye başladı.

Arkadaşımız Naki Bakır’ın haberinde Mısır’la ilişkilerimizin kötüleşmesinin Afrika ticaret ticaretimizi olumsuz etkilediği belirtiliyor. Bunun yanında  bu ülkedeki 250 Türk yatırımcısının 2 milyar  doları aşan yatırımları konusunda da ikili işbirliği anlaşmamıza karşın, tedirginlik yaşandığının altı çiziliyor. Büyükelçimizin “istenmeyen adam” ilan edilip geri gelmesine kadar büyüyen siyasal olumsuzluğun  yaratacağı yeni olumsuzluk üzerinde de duruluyor. Türk-Mısır ortak savunma üretim ve tedarik işbirliği projesinin ve Mısır’ın 10 adet insansız hava aracı ANKA alım kararına da gelişmelerin olumsuz yansıyabileceği belirtiliyor. Türkiye-Mısır arasında geçen yılki ticaret hacmi yüzde 73’ü ihracat, yüzde 27’si ithalat olmak üzere bizim açımızdan pozitif sonuç verir şekilde 5 milyar 21 milyon dolardı. Bu yılın ilk dokuz ayında benzer paylarla geçen yılın yüzde 73’ü oranında 3 milyar 711 milyon dolar seviyesindeydi. Ancak, son aylarda önemli bir durgunluk yaşanmaya başlandı. Mısır’da yatırımı olan firmalarımızın temsilcileri de gelişmelerden tadirgin olduklarını, kısa sürede ilişkiler normaleşmezse sorun yaşayabileceklerini belirtiyorlar.

2012 yılında yüzde 54’ü ithalat ve yüzde 46’sı ihracat olmak üzere toplam 21 milyar 886 milyon dolarlık dış ticaretimiz olan İran ticaretimizde ise yeni ve olumlu gelişmeler bekleniyor. Bunun nedeni  İran’ın sorun yaratan, yaptırımlara neden olan nükleer araştırmaları konusunda Batılı ülkelerle anlaşması ve İran’a 7 milyar dolarlık yaptırım hafifletilmesine gidileceğinin belirtilmesi.

Dün ilk gelişme dünyada petrol fiyatlarındaki gerileme bütün ülke borsaları ile BIST 100 endeksinin yükselmesi oldu. BİST endeksi 76 bin 900 seviyesine yükseldi. Amerikan Doları da gün içersinde 2 liranın altını gördü, birleşik faiz de 8.88 seviyesine geriledi.

İran-Batı anlaşmasının gelişmelerini değerlendiren uzmanlar, önümüzdeki dönemde de petrol fiyatında gerilemelere ve altın ticaretindeki olumlu artışlara   neden olarak  bu ülke ile dış ticaretimizde sonuçlar alınacağı  tahminini yapıyorlar. Konuyu değerlendiren Bakan Çağlayan da ocak ayında İran’a seyahat düzenleyeceğini belirterek, “İran’ın yeni yönetimi 6 aylık geçici anlaşmayı kalıcı hale getireceğini ümit ediyorum. İran’ın gördüğü zarar ortadan kalkacak. Türkiye bundan en karlı çıkacak ülke olacak” değerlendirmesini yaptı.

İran’daki gelişmeler bütün dünyada olumlu sonuç yaratır ve petrol fiyatlarını hızla aşağıya çekerken, bunun bizim dış ticaretimiz ve enerji fiyatları nedeniyle cari açığımızı da olumlu etkileyeceği görülüyor. Mısır’la olumsuzluk yaratan siyasal ilişkilerimizde ise yumuşama ve iyileşmeye gerek duyuluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar