KOBİ’lerin koçu, finans doktoru
Başlık, Endüstri Radyo’daki programımın adı, bugünkü yazımızın da konusu…
T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni KGF destek paketlerinin sunumuna Haber Global’in davetli akademik yorumcusu olarak katıldım bu sefer. TV yorumlarına çıkmadan önce mutlaka dersimi çalışırım. Türkiye’nin esnaflara yönelik ilk kredi kartını bankacı iken İSTESOB ile çıkarmıştım, en büyük ticari ve tarım kredi kart portföyünü ve KOBİ Bankacılığı pazarlama bölümünü yönettim. TESK ile esnaflara yönelik ücretsiz finansal okuryazarlık eğitimlerini de üniversitede gerçekleştirdim. Bu yüzden esnaflar ve KOBİ’ler (ve tarım ekonomisi) hem ilgi alanım hem de iş hayatımın bir parçası. Bu bilgiler ışığında en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim.
Tek ihtiyaç kredi değil
Bankacılar, KOBİ’lere ve esnaflara yönelik paket, ürün, proje çalışmalarında ya işin doğası ya da önceliği gereği kredi ve finansal ürünleri öncelikler. Benzer bir durum KGF ve benzer teşvik paketlerinde de var. Oysa KOBİ’lerin ve esnafların ve serbest meslek mensuplarının tek ihtiyacı kredi, sermaye yani para değil ki. Deneyimlerimin özeti, mali müşavirinden finansallarını talep etmemiş, bunlara bakmamış, ana firmadan alacağı komisyonu takip etmeyen, yatırım fizibilitesi veya mali analiz nasıl yapılır bilmeyen, bilanço esasına göre çalışmayanlar dâhil bütçe yap(a)mayan ve bu konularda desteğe, yönlendirmeye ihtiyaç duyan çok sayıda kişinin olduğu.
KOBİ’lerin ve esnafın desteğe ihtiyacı var
KOSGEB’in KOBİ Koçluğu, mentörlük ve danışmanlık desteği, TİM’in inovasyon odaklı mentörlük projesi Inosuit gibi örneklerin artması, üniversitelerin benzer çözümlere destek sunması bu anlamda çok elzem. KOBİ’lerin ve esnafların e-ticaretten dijital pazarlamaya, liderlikten stratejik yönetime, ihracattan finansal yönetime birçok konuda desteğe ihtiyacı var. Ayrıca ulaştırma, iletişim, satış, insan kaynakları, lojistik, verimlilik gibi daha bir sürü konuda bilgiye ve organizasyonel gelişime ihtiyaçları var. Özetle, bölgesel bazlı teşviklerden proje finansmanı kapsamlı, odaklı ve kontrollü, segmentlere ve stratejik önceliklere ayrılmış teşvik ve destek paketlerine geçmek çok kıymetli ancak yeterli değil.
Akademisyenler ve ekonomistler toplantısında dile getirmiştim. TROY kartın bu anlamda kazanımı, kullanımı ise çok önemli. Kayıt içi ekonomi, proje finansmanı odaklı kullanım ve daha bir sürü açıdan çok faydalı. En önemlisi Türkiye’nin dünyaya ihraç edebileceği yerli ve milli finansal hizmet ve ürünlerin know-how’ını içeride tutması açısından.
Türkiye’nin lokomotifi KOBİ’ler ve esnaf
TESK verilerine göre Türkiye’de 2 milyon 150 bin esnaf var. Bunlar 2 bin 994 esnaf odasına bağlı. İstanbul kabaca yüzde 10’dan biraz fazlası. 2022 yılında yeni tescil sayısı ile birlikte meslek ve sicil terk rakamında da geçmiş yıllara göre bir artış var. Oda kayıt masraf kalemleri toplamda yaklaşık 2 bin TL iken bunun yarısı odaya gidiyor. Ticaret odasında sicil kayıt ve gazete ilan ücretleri, marka başvuru harçları, tabela ve ilan masrafı ve vergileri, vb. kalemler dikkate alındığında yeni bir girişim için krediye ulaşmak zorken bunları esnaf ve mikro işletmelerin, girişimcilerin üstlenmesi de bir o kadar zor.
Genelde dünyadakine benzer şekilde yeni kurulan işletmeye kredi almakta zor. Melek yatırımcılık ve kitlesel fonlama süreçleri ise bazılarına (belki de çoğuna) hitap etmiyor. KOBİ’ler ise şirketlerin yüzde 99,7’sini, cironun yüzde 44’ünü, üretim değerinin yüzde 37’sini, ihracatın yüzde 30’unu, ithalatın yüzde 15’ini, çalışan sayısının yüzde 71’ini oluşturuyor. Fakat KOBİ’lere yönelik istatistiklerde ilgili kurumların verileri yeknesak değil, TESK’in verileri de yeterli değil.
Türkiye’nin lokomotifi olan bu segmentin kurumsallaşmasına yönelik çabalarda, bilgi çağında yukarıda saydığımız başlıklarda “IFC SME Toolkit” gibi platformlar gibi konuya bütünsel ve daha geniş çaplı bakmak gerekiyor. Tüm odaların mevzuatının bu bilgiler ışığında gözden geçirilmesinde fayda bulunuyor. Türkiye Ekonomi Modeli, alt bileşenlerinde bunlarla sürdürülebilir büyümeyi sağlar ve korur.