KOBİ'lere devlet desteklerini iyi değerlendirmek lazım
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve mali sorunlara yönelik sanayiciler, KOBİ'ler ve teknoloji girişimcilerinin üzerindeki maliyet yükünü hafifletmek, rekabet avantajları sağlamak ve bu süreçten güçlenerek çıkmalarını sağlamak amacıyla bir dizi önlemler almaya başladı. Bakanlık bünyesinde yürütülen, “Destek ve Önlem Paketi” çalışmaları tamamlandı. Kurban Bayramı öncesinde 16 maddelik paketi kamuoyu ile paylaşıldı.
FCS Fidan Consulting&Strategy Kurucu Ortağı Yönetim Danışmanı Bülent Fidan, bu konu temelinde yaptığı açıklamada, “Devletimizin almış olduğu teşvik ve destek kararları çok isabetli, son açıklanan 16 maddelik paket sanayicimize, KOBİ’lerimize ve ihracatçılarımıza can verecek.
Bu program kapsamında KOSGEB ve Kalkınma Ajansları yeni hibe çağrıları, yeni destek programları açıklayacak. Teknoparklara 100 milyon TL destek transfer edilecek. KOBİ’lerin KOSGEB’e olan borçları 2019 yılına ertelenecek, teşvik belgesi kapsamında yatırımcılara arazi tahsisi talepleri hızlandırılacak. TSE, Türk Patent ve Marka Kurumu'na yapılan müracaatlarda indirim yapılacak. Tüm bunlarla beraber KOBİ’lerin, sanayicilerin önündeki bürokratik engeller azaltılacak" diyor.
Bunların dışında bu paket öncesinde de uygulanan birçok hibe ve devlet yardımı programı olduğuna dikkat çekiliyor. Üretim ve bilişim sektöründe 2018 yılından itibaren yeni istihdam sağlayan işverenler SGK primi ödemiyorlar, diğer sektörlerde faaliyet gösteren işverenler de büyük indirim alabiliyor.
KOSGEB girişimcilerimize 150 bin TL destek sağlıyor, bu tutar pek yakında 250 bin TL ve 360 bin TL’lik iki yeni program ile güçlenecek; girişimcilerimize büyük imkanlar sağlanacak. KOSGEB ile her işletme en azından iki çalışanın maaşının yarısını KOSGEB’den destek olarak alabiliyor. Bu anlamda KOBİ'ler devlet desteklerini çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Burada önemli bir nokta da, “Hakkaniyet” prensibinin uygulanmasıdır. Daha önce dağıtılan kredilerde bazı şirketlerin hiç yararlanamadıkları bazılarının ise çok az yararlandıkları anlaşılıyor. Yararlanım prensiplerinin açık şeffaf ve hakkaniyet ölçüleri güdülerek aleni hale getirilmelidir. Önce başvuran veya başka bilinmeyen kriterler söz konusu olmamalıdır.