KOBİ'lerin vadesi stratejiyle uzar!
İlgili kamu kurum ve kuruluşlarına ödenmediği için birikmiş çok çeşitli ve çok sayıda borç kalemine yükümlüleri lehine "yeniden yapılandırma" imkânı sağlayacak "torba" tasarı TBMM Genel Kurulu'nun gündemine girmiş bulunuyor.
Tasarı içerdiği borç türleri bakımından, Plan ve Bütçe Komisyonu aşamasında ilave edilenlerle birlikte "çok çeşitli" hale gelse de, ekonomi ve iş dünyası açısından asıl vergi, sosyal güvenlik primi gibi yükte ve ödemede ağır kalemleri kapsayan yönüyle ilgi çekiyor.
Bu iki kalemin dışında başta borç türleri de tasarının "yeniden yapılandırma" hükümleri arasında yer alıyor. Ama, ana kalemler Maliye'nin vergi, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sigorta primi alacakları.
Durum şu: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun toplam birikmiş alacağı 49 milyar 560 TL. Bu rakamın 29 milyar 713 bin TL'si SSK, 19 milyar 847 TL'si Bağ-Kur yükümlülerine ait.
Maliye'nin toplam vergi alacakları ise 90 milyar TL civarında tahmin ediliyor ki bunların arasında vergi yargısına intikal etmiş "ihtilaflı" borçlar veya alacaklar de yer alıyor. Aksi halde, borç yapılandırmadan yararlanmak isteyeceklere "açılmış davalardan vazgeçmek" ve "dava açmamış olmak" gibi şartlar koşulmazdı.
Borcun vadesi uzar mı?
Merkezi idare, Maliye, SGK ve yerel yönetim kurum ve kuruluşlarının, tasarıda belirtilen türler itibarıyla toplam alacak miktarları bilinmiyor. Bu konuda net bir bilgi yok. Ama, sadece vergi ile sosyal güvenlik primi alacaklarının büyüklüğü, çoğu borçlu KOBİ'lerin, yapılandırmayla da ağır bir yük altına gireceklerini gösteriyor.
Bir süredir KOBİ dünyasında seslendirilen ve şimdilik "soruldukça" destek çapı genişleyen "borç vadeleri uzatılmalı" talebinin arkasındaki kaygı bu olsa gerek. Tasarıda küçük ve orta ölçeklileri de kapsayan şirket veya firmalara tanına iki ayda bir ödemeli 18 taksit toplam 36 ay imkânı,
"iç" ve "dış" etkenli sorunlarla baş etmeye çalışan küçük ve orta ölçekli işletmeler için yetersiz bulunuyor.
Bu talebin haklılığı, haksızlığı tartışılabilirdi; şayet, KOBİ dünyası sözcülerinin ısrarla dile getirdikleri "adaletsiz" ve "eşitsiz" ayırımlar olmasaydı… Yani, spor kulüplerine, siz bunu futbol kulüpleri olarak anlayın, 84 ay; sanayide, hizmetlerde, tarımda üreten, satan, dağıtan KOBİ'lere 36 ay vade… KOBİ'ler, futbol kulüplerine tanınan kolaylığı istemekte haklıdır!
Vade sorunu "torba" tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi sırasında da tartışıldı. Özellikle komisyonun CHP'li ve MHP'li üyeleri bu adaletsizliğin giderilmesi için uğraş verdiler; KOBİ'ler için ödeme vadelerinin 60 aya çıkarılmasını istediler. Ancak, AKP'li komisyon çoğunluğun engeline takıldılar. Muhalefet, bu kez şansını genel kurulda deneyecek; vade uzatımını kabul ettirmeye çalışacak; ama, iktidar grubunun ikna edilmesi hiç kolay görünmüyor.
KOBİ'lerin vadesi!..
Bu arada, güncel sorunlarıyla boğuşmaktan stratejik sorunlarına eğilmeye pek fırsat bulamayan KOBİ dünyası için önemli ve "ömür vadesinin uzamasıyla" doğrudan ilgili "Türkiye Sanayi Stratejisi ve Eylem Planı 2011-2014" belgeleri ele alınmayı, konuşulmayı, tartışılmayı, eleştirilmeyi bekliyor.
Gerçi belgeler açıklanalı çok olmadı; ama, bu durum siyasi yönetim ve bürokrasi tarafından dikkate değer bir iddiayla hazırlandığı vurgulanan ve 72 eylemi içeren dört yıl süreli strateji belgesini ihmal etmeyi, görmemezlikten gelmeyi, ciddiye almamayı gerektirmiyor.
Çünkü, sanayi sektörünün liderleri, temsil kuruluşları Türkiye'nin ve tabii kendilerinin sanayi stratejisine duydukları ihtiyacı, yıllardır hemen her fırsatta ısrarla dile getirdiler, hazırlanmasını istediler. Bunların arasında KOBİ'ler de bulunuyor.
Ne var ki, yaklaşık iki aydır gündemin bir köşesinde takılı kalan strateji ve eylem planı belgeleriyle ilgili olarak sanayi dünyasında ne bir "ses" ne de bir "nefes" duyuluyor!
Oysa, Türkiye'nin önüne sanayi sektörü ekseninde "…orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssüne dönüştürmek" gibi anlamı, muhtevası, nasıl olabileceği didik didik tartışılmaya değer bir hedef koyan strateji ve eylem planı en az "torba" tasarı kadar ilgi çekebilmeli. KOBİ dernekleri hareketlenmeli!