KOBİ'ler girişim sermayesini es geçmemeli
Ülkemiz ekonomisinin önemli dinamiklerini oluşturan, KOBİ'lere yönelik ihracat odaklı üretim, Ar-Ge ve inovasyon, işbirliği ve güç birliği, uluslararasılaşma ve kurumsallaşma, girişimcilik, istihdam, yeni pazarlar, iyi koşullu kredi, vergi istisnaları, yeni yatırımlar gibi temel alanlarda bir dizi devlet teşvik ve destek politikaları uygulanmakta.
Bu desteklerin kamu ayağını, Başkanlığını yapmaktan onur duyduğum başta KOSGEB olmak üzere Ekonomi Bakanlığı'na bağlı birimler, Bölgesel Kalkınma Ajansları, TÜBİTAK, TTGV, KGF gibi kuruluşlar oluşturuyor. Tarım ve hayvancılık alanında teşvik ve destekler ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı birimlerce uygulanıyor.
Yapılan ölçümleme çalışmaları sonuçlarına göre KOBİ'lerin bu desteklerden, sağlanan avantajlardan yeterince yararlanamadığı, hatta birçok işletmelerce bu desteklere ilgi gösterilmediği anlaşılıyor.
İlgi göstermeyen birçok şirketin ortak özelliğinin bu tip desteklerin kapsam ve miktarlarının oldukça dar ve düşük olduğu yönündeki ön yargısının doğru olmadığının da altının çizilmesi gerekiyor.
Kamunun dışında Özel sektörce sağlanan imkânlara bakıldığında ise bankaların dışında Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (GSYO) modelinin öne çıktığını görüyoruz.
Girişim sermayesi bir şirkete ortaklık yolu ile sermaye girişi sağlanması ve bu kaynağın da şirketin büyüme amaçlı bir yatırımını finanse etmesi ile sınırlı kalmamakta.
Kurumsal yönetim, know-how ve vizyonu transfer etme, yeni pazarlara girmesi, bilançosundaki borç yükü ve finansal giderleri azaltıp işletme sermayesini güçlendirerek ticari faaliyetlerini daha büyük bir rahatlık içinde yürütmesi ve günü çevirmekten büyümeyi ve gelişmeyi düşünür hale gelmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
Sektörde ilk oluşum; 1996 yılında Vakıfbank tarafından bir örnek model oluşturması amacıyla o dönemde yazılan mevzuat uyarınca kurulan, 2000 yılında borsaya kote olan Vakıf Risk Sermayesi Şirketi olmuştur.
2009 yılında ise kontrol hisselerinin satışı ile Vakıfbank bünyesinden çıkarak ismi Rhea Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı olarak değişen ve halen İMKB 100 içerisinde yer almış, bu bağlamda alanında öncü şirketlerinden biri konumunda.
Bildiğim kadarıyla ülkemizde SPK'dan izinli İŞ Girişim, Turkven Private Equity, KOBİ Girişim, İstanbul Girişim, Anadolu Girişim ve Gözde Girişim bu alanda faaliyet gösteren GS YO şirketleridir.
GSYO'lar, SPK tarafından düzenlenen mevzuat ve denetim çerçevesinde yatırımlarını yapan, kaynaklarını İMKB vasıtasıyla Türk sermaye piyasalarından sağlayan ve yatırımcılarına hisseleri İMKB'de işlem görmeyen özel şirketlerin büyüme potansiyellerine erişim sağlayan, bir portföy mantığı ile riski dağıtılmış ve çeşitlendirilmiş şekilde yönetilmektedir.
Girişim sermayesi yatırımları elbette kendi içinde önemli zorluklar ve riskleri içermektedir.
Özellikle KOBİ düzeyinde olan şirketlerde kurumsal birtakım süreçlerin oturmamış olması finansal yönetim ve takip anlamında sorunları beraberinde getirirken, özellikle aile şirketlerinde kurumsallığa geçiş sürecinde önemli direnişler oluşabilmekte ve planlanan adımlar istendiği kadar çabuk atılmayabilmektedir.
Fakat tüm zorluk ve risklere rağmen başarılı olan yatırımlarda ise oldukça yüksek getiriler sağlanması ihtimali bulunmaktadır.
Önümüzdeki günlerde GSYO'larda başarılı şirket öykülerini sizlerle paylaşacağım.
Not: Değerli Okurlarımız, Finansal Forum, Referans ve Cumhuriyet gazetelerinden sonra Türkiye ekonomisinin amiral gazetesi DÜNYA'da sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyorum...
Her perşembe birlikte olacağız. Eleştiri ve önerilerinizi lütfen esirgemeyiniz. Sizlerle buluşma olanağını sağlayan, Sayın Didem Demirkent'e , Sayın Osman S. Arolat'a, Sayın Rüştü Bozkurt'a ve Sayın. Hakan Güldağ'a teşekkür ederim..