KOBİ Zirvesinden notlar...
KOSGEB, TOBB ve TOSYÖV işbirliği ile düzenlenen “KOBİ’lerin Orta Gelir Tuzağı’ndan Kurtulma Stratejileri” ana temalı XI. KOBİ Zirvesi 12-13 Mart günlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi.
Açılış konuşmaları sonrası programda yer alan oturumlarda; sanayi ve ticaret odaları ve STK başkanları ve uzmanlardan oluşan konuşmacılar, görüşlerini dile getirdiler.
Örneğin, TOSYÖV Başkanı Yalçın Sönmez konuşmasında,
“1- Güçlü bir beşeri sermayeye ihtiyacımız var; Eğitim bireylerin ve toplumun niteliğini dönüştürmektir.
Niteliksel dönüşümün görüntüleri; buluştur, Ar-Ge’dir, İnovasyon’dur, teknoloji geliştirmektir, tasarımdır, markadır, yüksek katma değerli üretimdir. KOBİ’leri orta yüksek ve yüksek teknolojili üretime geçirmeli ve bu süreçleri desteklemeliyiz.
2- Kalkınma temelimiz üretimdir; kalkınmamızın temeli imalattır, sanayileşmedir. Ekonomide toplam net satışta imalatın payı 2006 yılında yüzde 27.0 iken, bu pay 2013’te yüzde 25’e geriledi. Toplam finansal harcamamızın İmalat sanayine gideni 2004 yılında yüzde 39 iken 2014 yılında yüzde 21'e gerilemiştir. Hızla üretime dönmemiz gerekiyor.
3- Üretim denilince akla KOBİ’ler gelir; imalatımızın yapısı çoğunlukla geri teknolojili üretime dayanıyor. Ürettiğimizin yüzde 70’ini düşük teknolojili ürünler oluşturuyor.
4- Yüksek teknolojili sektörlere itibar; Yüksek teknolojili üretim gerektiren sektörlerden kaçıyoruz. Düşük teknolojili, kısa vadede, anlık, yüksek rant getiren sektörlere yöneliyoruz.
5- KOBİ’ler ve ileri teknoloji; KOBİ’ler dönüşüp ileri teknolojiye geçebilir mi? Bu sorunun cevabını yine KOBİ’ler verecektir.
6- Kırsal kalkınma ihmale gelmez; İmalatçı KOBİ denilince sadece OSB’lere, KSS’lere bakılmamalı.
Kırsalda da imalatçı KOBİ’ler var. Cari açığı düşürmede turizmden sonra imkan sunan ikinci sektörümüz, tarımdır” başlıklarıyla yaptığı konuşma zirvenin ana temasını özetliyordu..
KOSGEB’in yeni Başkanı Recep Biçer’in, Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulmak için KOBİ’leri büyütmek gerektiğine vurguladığı konuşmasına” İthalata daha az bağımlı olan, aynı zamanda imalat KOBİ’lerin büyük bir çoğunluğu henüz ihracatla tanışmamıştır.
Bunun için ihracata ilk adım gerçekleştiren KOBİ’lere ‘lojistik destek’ adı altında yeni desteği çok kısa sürede devreye alacağız” sözleriyle yeni desteğin müjdesini veriyordu.
İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim de konuşmasında; Ekonomik verilere göre Türkiye düşük–orta gelir düzeyine 1955’te ulaşmış ve 50 yıl sonra 2005’te yüksek–orta gelir düzeyini yakalayabilmiştir. Bugün 10 bin 970 dolarlık kişi başı gelire sahibiz. Türkiye, ‘Orta Gelir Tuzağı’nda göreceli olarak en uzun süre kalmış olan üç ülkeden birisi.
Ancak 60 yıllık bu esarete son verme zamanı geldi. Yeni hedef kişi başı 12 bin dolar hedefini geçerek yüksek gelirli ülkeler sınıfına ulaşmak.
Peki, bunu nasıl yapacağız? Yüksek ama istikrarlı ve dengeli yani kalıcı bir büyüme ile yapacağız. Bizim artık yeni bir başarı hikayesine ihtiyacımız var. Hedefimiz sadece ihracatta yeni rekorlar kırmak olmamalı.
Bugün üretimimizin yüzde 70’e yakını ‘Düşük Teknolojili’ ürünlerden oluşuyor. Yeni hedef yükte hafif, pahada ağır ürünler. Türkiye'nin 1.60 dolar olan kilo başı ihracat fiyatını gelişmiş ülkeler seviyesi olan 3 doların üstüne mutlaka çıkarmalıyız. Artık ürün değil marka satan bir ülke olmanın vakti geldi. Modayı takip eden değil, modayı yaratan; teknolojiyi kullanan değil, teknoloji ihraç eden bir ülke olmalıyız” sözleri konuşmanın ilgi çeken bölümleriydi..
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’nın: “Orta Gelir Tuzağı’nı aşmak için odağında sanayinin olduğu yeni bir ekonomik kalkınma modeline ihtiyaç var. Oluşturulacak yeni ekonomik kalkınma modelinde Türkiye’nin KOBİ gerçeğinin mutlaka göz önünde bulundurmalı” sözleri uyarı niteliğindeydi.
Son konuşmacı Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım’da, KOBİ’lerin yaklaşık 190 milyar dolar dış ticaret gerçekleştirdiğini hatırlattı. Ekonominin dinamizmi, sağlığı ve makro ekonomideki başarılarda KOBİ’lerin önemli olduğunu anlatan Yıldırım, “pek çok krizi hızlı şekilde aşmayı ve normalleşmeyi KOBİ’lere borçlu olduğumuzu hatırlatmak isterim” sözlerine bakanlık olarak yapılan çalışmaları anlatarak devam etti.
Konuşmalardan ve katılımcılardan edindiğim izlenim ise hükümetimizin açıkladığı “Güçlü ve Dengeli Büyüme için Yapısal Dönüşüm Programı”nı olumlu karşılamakla birlikte “bir an önce uygulamaya geçilmesi için bir takvim açıklanmalı” yönündeydi..