KOBİ kredileri de takipteki KOBİ kredileri de artıyor
Ülkemiz ekonomisinin yüzde 3’lük bir seviyede beklentinin altında büyüme gerçekleşmesi nedeniyle yapılan tartışmalarda, "Yeni bir coşku yaratacak, yeni bir heyecana yol açacak, atılım sağlayacak” yenilenmeye ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Bunun sağlanması ile “verimlilik artırılarak” büyümemizi yukarı çekebileceğimiz öne sürülüyor.
Verimliliği artırmak için, ucuz hammadde ve düşük kaliteli, emeğe dayalı modelin, artık büyümeyi ivmelendiremez noktaya geldiği, değiştirilmesi yolunda yeni bir kalkınma modeline ihtiyacımız olduğunun altı uzmanlarca çizildi. Bu modelde KOBİ’lere verilecek destekle üretimde yerli hammadde kullanımının katma değeri artırıcı sonuca odaklanması gerektiği de belirtiliyor. Bu, bir yandan KOBİ’lerde emek kalitesinin yükseltmemizi gerekli kılıyor.. Öte yandan katma değeri artan üretim için KOBİ’lerin işbirlikleri ve birleşmelerine destek verecek adımlar atması ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
1990’larda toplam krediler içersinde KOBİ kredileri yüzde 4’ler seviyesindeydi. Takipteki KOBİ kredileri ise yüzde 2’lerin altındaydı. Bu durum son yıllarda bankacılık sektörünün KOBİ kredilerini artıran birçok paketle piyasaya girmelerine yol açtı. Bankaların KOB’lere verdikleri kredilerin, toplam krediler içindeki payı hızlı artış gösterdi.
Arkadaşımız Hüseyin Gökçe’nin bugün gazetemizde yer alan KOBİ kredileri konusundaki haberine göre, bu yıl bir yandan, kredi kullanan KOBİ sayısı ve kullandıkları kredi miktarı artarken, bir yandan da KOBİ’lerin takipteki kredilerinin de arttığını görüyoruz. Bu yılbaşından bu yana takipteki KOBİ kredileri 2 milyar 416 milyon lira artarak 11 milyar 156 milyon liraya yükselmiş durumda. Bunun sonucunda takipteki KOBİ kredileri, toplam KOBİ kredilerinin yüzde 3.8’i oranına yükselmiş durumda. Bankacılık sektöründe toplam takipteki kredi miktarı ise 36 milyar lira ile yüzde 2.9 seviyesinde. Bu sonuçlar KOBİ’ler açısından olumsuz bir tabloyu ortaya koyuyor. KOBİ’lerin takipteki kredi oranının, toplam takipteki kredi oranının üstüne çıkmış durumda. Bu, bankaların KOBİ’ler açısından daha seçici olması sonucuna yol açacaktır. Büyük firmalar hem TL hem döviz kredilerini KOBİ’lere göre daha ucuza, daha imkanlı elde ediyorlar. Bu, bankaların KOBİ kredilerinden daha yüksek getiri elde ettikleri şeklinde de okunabilir. KOBİ kredilerinin artmasına bunun rol oynadığını biliyoruz, ama, bankaların seçici davranacakları bir tablonun ortaya çıktığını da görüyoruz.
KOBİ’lerin takipteki kredilerinin artmasının nedenlerine baktığımızda, daralmanın yaşandığı dönemde iç piyasada ödeme sorunu yaşanması olumsuz etkilerden birini oluşturuyor. Çek Yasası'nda değişiklikle hapis cezasının kalması da ödemelerdeki sorunları artıran bir başka konu. Kurdaki yükselişte KOBİ’ler açısından olumsuzluklar yarattı. Suriye, Irak, Rusya gibi pazarlarda ihraç geliri azalması ve jeopolitik sorun yaşayan pazarlara ürün satan KOBİ’ler, ödemedeki aksamalar nedenilyle, kredi ödemelerinde zorluklar yaşıyorlar. Hatta bir bölümü bu pazarlardaki daralma ile ticaretllerini yürütemez hale geliyorlar.
Yeni bir coşku ile büyümemizi yukarıya çekebilmemiz için ekonomimizin kılcal damarlarını oluşturan KOBİ’lere yeni desteklerle, ivme verilmesi gerekir. Bu durumda, KOBİ kredilerinin toplam içindeki payı artarken, takipteki KOBİ kredi oranı, genel oran seviyesine ve altına inebilir. Coşku ve umut yaratılması için KOBİ’lere verilecek desteklerin gündeme alınması gerekir.