Koalisyon zorunluluğu vatandaşı rahatsız etmedi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Koalisyon hükümetleri kimilerine göre ülkeyi adeta batırır, kimilerine göre istikrarsızlığın en büyük nedenidir ya hep... "Tek parti hükümeti olsun da nasıl olursa olsun"cular belki biraz da kişisel çıkarları bozulacağı için vatandaşın da koalisyondan çok çektiğini ve böyle bir hükümeti hiç istemediğini dile getirirler ya sürekli... Ama gerçek pek de öyle değilmiş, koalisyon hükümeti zorunluluğu vatandaşı hiç rahatsız etmemiş. 

7 Haziran seçimi geride kaldı; sandıktan tek parti hükümeti çıkmadı, bir koalisyon kaçınılmaz, bu gerçekleştirilemezse bir erken seçim görünüyor ufukta. Sanılır ki böyle bir tablo, vatandaşın ekonomik anlamda karalar bağlamasına yol açar. En azından vatandaşın böyle davranmasını gönülden isteyenler var. "Bakın" diyecekler, "Koalisyon daha kurulmadan, zorunlu olduğu anlaşıldığı andan itibaren vatandaşın ekonomiye bakışı nasıl da bozuldu; bir de koalisyon hükümetinin kurulduğunu, işlerin tümden sarpa sardığını düşünün, neler olacak neler"... 

Söylenmese de zihinlerden geçen, hatta umulan buydu değil mi... İşler kötüye gitsin, vatandaşın ekonomiyle ilgili beklentileri bozulsun, moraller sıfıra insin, böylece "Koalisyon kötüdür" şarkısı söyleyenler daha bir coşkuyla sürdürsünler şarkılarını. Ama olmadı, olmadı çünkü vatandaşın ekonomiye bakışı haziran ayında olumsuz yönde seyretmedi, hatta tam tersine biraz olsun düzeldi.

Üstelik bunu sokakta üç kişiye mikrofon uzatarak yapılan çalışmalara dayandırıyor değiliz. Dayanak noktamız, resmi veriler.

Güven endeksi arttı 

TÜİK ile Merkez Bankası'nın ortaklaşa oluşturdukları tüketici güven endeksi haziran ayında 66.4 düzeyinde oluştu ve mayıs ayındaki 64.3'e göre yüzde 3.4 arttı. Yani tüketicinin ekonomiye duyduğu güvende seçim yaşanan ve sandıktan koalisyon  zorunluluğu çıkan bir ayda artış oldu.  

Tüketici güven endeksini oluşturan dört ana kalemden hanenin maddi durum beklentisine ilişkin olan endeks haziran ayında yüzde 2 artış göstererek 87.9'a çıktı. Genel ekonomik durum beklentisinde de yüzde 4.7'lik artış oldu. Bu endeks, söz konusu artışla 89.5'e yükseldi. Tasarruf etme ihtimalini gösteren endeks ise yüzde 1.3 oranında gerileyerek 19.5'e indi.

Bu arada, işsiz sayısı beklentisini gösteren endeks yüzde 4.8 artışla 68.9'a çıktı. Ancak, bu endeksteki artış, işsiz sayısında azalma beklendiği anlamına geliyor. Söz konusu endeksin gerilemesi ise bu kez işsiz sayısında artış beklendiğine işaret ediyor. 

Yani tüketici güven endeksini oluşturan dört alt kalemden üçünde mayıs ayına göre iyileşme beklentisi içinde olunduğu dile getirildi. 

Bir başka ifadeyle vatandaş, seçim yaşanan ve sandıktan tek parti iktidarının çıkmadığı, koalisyonun zorunlu hale geldiği haziran ayında ekonomiye güveninin azalmadığını, aksine yüzde 3.4 oranında arttığını dile getirmiş oldu.

Güven sınırı hala çok uzak

Ne var ki, bu artış ekonomiye güven duyma sınırının halen çok uzağında olunduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tüm güven endeksleri gibi tüketici güven endeksi de sıfır ile 200 arasında bir değer alıyor ve 100'ün altı karamsarlığa,

100'ün üstü iyimserliğe işaret ediyor. Biz ise haziranda kısmi bir iyileşme sağlamakla birlikte güven sınırın üçte ikisi dolayında salınmaktayız. 

Tüketicinin güveni bugünden sonra yüzde 50 artarsa, 100 sınırını ancak yakalayabileceğiz. O da, şu koşullarda ve kısa vadede hiç mümkün görünmüyor. 

Yani biz uzunca bir süre daha, güven sınırı olan 100'ün çok altında, bir başka ifadeyle "güvensizlik içinde" zaman zaman güvensizliğimizin azaldığı dönemlerle teselli bulmaya çalışacağız. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar