KKTC euronun peşinde
Gazetelerden öğrendiğimize göre KKTC TL’den euroya geçme kararı almış. Birleşmiş Milletler tarafından tanınmasa da, ülke bağımsız, istediği kararı alabilir diyebilirsiniz. Fakat kazın ayağı öğle değil. KKTC Türkiye sayesinde kuruldu. Gençler 1974 yılını hatırlamaya bilir. O tarihte Kıbrıslı Türklerin yaşam hakkını Türkiye sağlamıştı. Bunun bedelini de en az onlar kadar, Türkiye’de ödedi. Kıbrıs hareketi sonrasında sözde müttefiklerimizin uyguladığı ambargolar, Türkiye’nin 1970’li yıllarda yaşadığı ekonomik krizin nedenlerin başında yer aldı
Kıbrıs’ta yıllarca süren bir görüşme trafiği yaşandı. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinde Birleşmiş Milletlerin çözüm planını kabul etti. Halk oylamasına gidildi, KKTC evet dedi, Kıbrıs Rum Kesimi hayır dedi. Türkiye ve KKTC ortada kaldı. Bu arada Kıbrıs Rum Kesimi AB üyesi oldu.
On üç yıllık AKP iktidarı dış politikada defalarca tökezledi. İlki de bu oylama oldu.
İzlenen dış politikanın etkisi ile Kıbrıs’ta da inisiyatifi kaybettik. KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı farklı çizgide bir politika yürütüyor. Son olarak da ülkenin TL’den Euro’ya geçme kararını verdi.
Ancak bu kararın Türkiye’den ayrı bir politika yürütme hevesinden öte, ekonomik yönünü Başkan düşünmemiş gözüküyor.
Birkaç yıl önce KKTC Merkez Bankası'na eğitim vermeye gitmiştim. Bu sayede ülkenin Merkez Bankası’nın durumunu da daha rahat gözlemleme fırsatım olmuştu. Bu kararı duyunca tekrar verilere baktım. Durumda çok bir değişiklik yok. Ülkenin bütçe gelirlerinin yaklaşık %30’u Türkiye’nin yaptığı hibelerden oluşuyor. Yani bu aktarım yapılmasa KKTC ekonomisi çöker. Bu elbette kabul edilemez. Ekonomideki bu çarpık yapılanmadan KKTC kadar Türkiye’de sorumlu. Çünkü KKTC’yi üretim yapmaz hale getirdik. Küçük sanayi yok olma noktasına geldi, tarımsal üretim fazlasını sadece Türkiye’ye ihraç edebiliyor. Türkiye’de tarımın halini düşünürsek, KKTC’nin bunda da pek şansı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Diğer yandan Türkiye’de kumarı yasaklarken, KKTC serbest olmasını sağladık, 2001 krizi sonrası AKP’nin de teşviki ile ülkeyi kıyı bankacılığına sürükledik. Bu bankaların bazıları geçmiş yıllarda battı. Kıbrıslı Türkler bundan dolayı “bizi kumara siz alıştırdınız” diyorlar. Son on yıldır da yandaş kapitalizmini ülkeye soktuk. Orada da gayrimenkul tahsisleri havada uçuştu. Alan aldı, KKTC’de bu konuda sokaktaki vatandaşların söylediklerini duysanız, inanamazsınız.
Tüm bunları düşünce KKTC’ye hak verebilirsiniz. Ancak bu kararın uygulamaya girmesi ile artık ülkeni yarı bağımsız hali de ortadan kalkacak. Bir anlamda Kıbrıs yeniden birleşecek. Ancak bu birleşik devlette güçsüz olacak. Çünkü ekonomisi zayıf olduğu için AB’deki tüm riskleri üstlenmiş olacak. Üstelik devletinin ulusal parası olmadığı içinde bir iktisat politikası yürütemeyecek. Tıpkı Yunanistan gibi olacak, zaten ülke şu anda iflas noktasına çok yakın.
Kıbrıs Rum Kesimi ekonomisi son üç yıldır büyüyemiyor, 2014 yılından ekonomi %2,3 oranında küçüldü. Bundan dolayı da enflasyon oranı negatif, Ağustos ayı oranı %-1,9. Kıbrıs Rum Kesimi AB’nin en yüksek bütçe açığı oranına sahip. Bütçe açığı/GSYH oranı %8,8. Bundan dolayı da kamu borç stoku/GSYH oranı da %107,5 düzeyinde.
Özetle KKTC euroya şimdi geçerse, mevcut durumdan daha kötü bir ekonomik yapı ile ortaklık yapmış olacak. Fakat Başkan, KKTC Kıbrıs’ta bir kent, “İl” olsun, bize yeter diyorsa, ekonomik gerçekleri ihmal edebilir.
Türkiye’nin buna bir yanıtı olur mu? Sanmıyorum. Çünkü hayalci dış politikanınkıpırdayacak hali yok.