KKM kur farkı gideri ekonomik kalkınma desteklerini yakaladı

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ naki.bakir@dunya.com

Kur Korumalı Mevduata (KKM) son bir yılda bütçeden yapılan kur farkı ödemesi, aynı dönemde teşvik, destek, sübvansiyon şeklinde tüm alanlara yapılan stratejik önemdeki “ekonomik/mali transferler”in toplam tutarını yakaladı.

Önceki ekonomi yönetiminin, dövize yönelişi önlemek, “liralaşma”yı artırmak hedefiyle 2021 sonunda başlattığı ve birikimlerini TL mevduatta değerlendirenlere vade sonunda bankanın verdiği faizle kur artışı arasındaki farkı devletin ödeme taahhüdünde bulunduğu KKM’nin toplam hacmi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 4 Ağustos itibarıyla 3 trilyon 282,4 milyar liraya ulaştı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı temmuz ayı merkezi yönetim bütçesi verilerine göre de bütçenin “ekonomik/mali transferler” kaleminde yer alan KKM’ye kur farkı ödemeleri Ağustos 2022-Temmuz 2023 dönemini kapsayan son bir yılda 91,4 milyar lira oldu. Aynı kalemde yer alan KOBİ’ler ve girişimcilere teşvikler, teknolojik ürün destekleri, bireysel emekliliğe devlet katkısı, çeşitli sübvansiyonlar gibi çok sayıdaki alana son bir yılda yapılan ödemelerin toplamı da 96,3 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.

Buna göre devletin merkezi bütçeden, para ile para kazanma esaslı rantiye faaliyeti olan bu uygulama kapsamında aktardığı tutar; yatırım, üretim, Ar-Ge, inovasyon, ekonomik gelişim, kalkınma gibi açılardan stratejik önem taşıyan ekonomik aktörler ve faaliyetlere verdiği desteklerin toplamını yakaladı.

Son 12 ayda bütçenin “ekonomik/ mali transferler” kalemi toplamda 187,7 milyar liraya ulaşırken, bu kaynağın yaklaşık yarısının, yatırım, üretim yapan, istihdam gerçekleştiren aktörlerin ekonomik kalkınma faaliyetleri yerine rantiye kesimine gittiği dikkati çekti.

KOBİ’lere sembolik hibe

Bütçenin ekonomik/mali transferler kaleminden bireysel emekliliğe devlet katkısı olarak son bir yılda aktarılan tutar 17,5 milyar, yatırım teşvikleri kapsamında istihdam destekleri 3,8 milyar, yerli savunma sanayii ürünleri finansman desteği 2,1 milyar, demiryolu yolcu taşıma sübvansiyonu ile yatırım teşvikleri kapsamında finansal destekler yaklaşık 2’şer milyar, KOBİ ve girişimci hibe desteklerinin toplamı ise 1,4 milyar lira. Bu dönemde, evrensel hizmet haberleşme giderleri 831 milyon, yeraltı kömür işletmelerine işçi maliyetlerini karşılama desteği 578 milyon, KOBİ’lere finansman destekleri ise sadece 375 milyon lira oldu.

Son bir yılda “teknolojik ürün tanıtım ve pazarlama”, “tasarım tescil”, “temel bilimler mezunu Ar-Ge personeli istihdamı”, “teknoloji odaklı sanayi hamlesi”, “üst fonlara ve girişim sermayesi fonlarına desteklemeler” alanlarına ise herhangi bir aktarma gerçekleşmediği dikkati çekti.

Toplam yük 152 milyar

Aralık 2021’de devreye alınan KKM uygulamasında ilk ödemeler, 3 aylık vade tercihinde bulunan hesap sahipleri için Mart 2022’de 11,7 milyar lira olarak gerçekleşmişti.

3, 6, 9 ve 12 ay vadeli olarak açılabilen KKM’ye bütçeden her ay yapılan kur farkı ödemeleri, ilgili vadede bankanın verdiği faizle dövizdeki kur artışı arasındaki farka göre değişkenlik gösterdi.

Kur artışlarının faiz oranını aşmadığı sadece Kasım 2022 ve Mart 2023’de kur farkı ödenmezken, kurların yükseldiği aylarda yüklü tutarda olmak üzere diğer aylarda sürekli fark ödendi. En yüklü kur farkı ödemesi ise uygulamanın 17’nci ayı olan 34,5 milyar lira ile bu yılın temmuz ayında yapıldı. KKM için uygulamanın başından bu yana yapılan toplam kur farkı ödemesi ise temmuz sonu itibariyle 152 milyar lira.

Mevduat KKM ile liralaştı mı?

Kurları yükselten ve enflasyonu da tetikleyen “dövize hücum”un önüne geçmek için 2021 sonunda başlatılan KKM’nin de dövize endeksli bir enstrüman olması nedeniyle ekonomi çevrelerinde hâkim görüş, bunun döviz mevduatından farkı olmadığı yönünde. Ulusal parayı yabancı paraya endekslemenin, ulusal paraya güveni azalttığı ve KKM’nin her an yeniden dövize yönelerek ekonomide şoklar yaşatabileceğine işaret ediliyor.

Ödenen kur farkının da özünde faiz olduğu ve bunun devletçe üstlenilmesinin kamu maliyesine gereksiz bir yük ve risk olduğu ifade ediliyor. Ekonomide liralaşmayı artırma hedefiyle başlatılmasına karşın, mevduat hacminde yerli-yabancı para payı hesaplanırken, KKM yabancı para hanesinde değerlendiriliyor. Buna göre 4 Ağustos itibariyle 12,6 trilyon lira olan toplam mevduat hacminin, 3,3 trilyonluk KKM hariç tutulursa 4 trilyonunu TL mevduat ve KKM de ona dahil edilirse 8,6 trilyonunu döviz mevduatı oluşturuyor.

Böylece mevduat hacminde yabancı para ve yabancı paraya endeksli kısmın payı yüzde 68’e ulaşmış durumda. Aralık 2021 sonunda 5,3 trilyon lira olan toplam mevduat hacminin 3,4 trilyon lira ile yüzde 64’ünü yabancı para oluşturuyordu. Bu da mevduatta liralaşma yerine “dolarizasyon”un arttığı anlamına geliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bütçede aslan payı faize 26 Haziran 2024
Ekonomiden daralma sinyali 25 Haziran 2024