Kızıldeniz: Uluslararası lojistiğin yeni sınavı

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE [email protected]

Kızıldeniz…7 Ekim sonrası Gazze’de yaşananların olası etkileri arasında pek akla gelmezdi. Dünyanın en fakir ülkelerinden Yemen, Kızıldeniz girişini kontrol ediyor.

Dünyanın en zengin ülkeleri ise uçak gemileri ile bölgedeler. Ancak sorun aşılabilmiş değil ve Yemen gibi bir ülke tüm dünyayı lojistik anlamda kilitlemiş durumda. Kızıldeniz, coğrafi açıdan Asya ve Afrika kıtalarını ayıran, stratejik açıdan Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan ve nihayet Uzak Doğu’yu Ortadoğu’ya yakınlaştıran, iki bin km uzunluğunda bir deniz.

Önemli bir deniz ticaret yolu

Dünya ticaretine konu malların %12’si Kızıldeniz üzerinden taşınıyor. En son Japonya, Kızıldeniz üzerinden mal sevkiyatını durdurduğunu açıkladı. Yemen; Çin ve Rusya dışındaki ülkelerin gemilerinin geçişine izin vermeyeceğini duyurdu.

Tüm bu gelişmeler ülke olarak bizi doğrudan etkiliyor. Ayrıca Çin ve Rusya istisnası küresel kutuplaşmanın daha da derinleşeceği anlamına geliyor… Kızıldeniz’de bu kısıtlamaların devam etmesi sonucunda ülkelerin önüne iki seçenek çıkıyor.

Hava kargonun tercih edilmesi veya deniz yolu ile Ümit Burnu’nun (Güney Afrika’nın çevresi) tercih edilmesi. Her iki durum da artan kargo maliyeti demek. Bu ise sonuçta üretim maliyetlerinin ve enflasyonun yükselmesine yol açıyor. Nakliye maliyetinin yaklaşık olarak iki ila dört kat arttığı ve böyle devam ederse Pandemi döneminden daha ağır şartların oluşabileceği öngörülüyor.

Maliyetlerin yanı sıra navlun talebinin artması, mevcut gemilerin talebi karşılayamaması ve teslimat sürelerinin de uzaması söz konusu. Kargo maliyetlerinin ve kargo transferlerinin zamanında yapılamasının, gıda ürünleri kadar tarımsal üretim girdilerini de doğrudan etkileyeceği açıktır. Tarımsal üretim girdileri bu anlamda çok stratejik bir öneme sahip.

Gübre başta olmak üzere zirai ilaç, tohum ve yem gibi girdilerin tarımsal üretimi doğrudan etkilemesi ve neticede arz ve talep esnekliklerinin düşük olduğu tarımsal ürün piyasalarında aşırı fiyat oynamalarının görülebilmesi kuvvetle muhtemel. Kızıldeniz üzerinden Süveyş Kanalı bağlantılı rota, tarım ürünlerinin yanı sıra petrol açısından da önemli. Gıda ve enerji, ülkelerin yumuşak karınları…

Hürmüz Boğazı’nın da büyük ölçüde İran’ın kontrolünde olması bir başka potansiyel risk. İran, bu kozu sıklıkla Batı’ya karşı kullanıyor. Ülkemizin jeostratejik önemi artıyor Tüm bu gelişmeler Zengezur Koridoru’nun bir an önce hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor.

Bilindiği üzere Zengezur Koridoru’nun, Azerbaycan’ın batısı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni bağlaması planlanıyor. Zengezur Koridoru, Cumhuriyet öncesinde Kafkasya ve Hazar Denizi üzerinden Orta Asya’ya bağlantıyı sağlayan yoldu. Bugün, Asya ve Avrupa arasında yeni bir ticaret yolu (yeni İpek Yolu) ve Türk Birliğini sağlayabilme potansiyeli. Ülke olarak elbette ki bu durumdan birçok açıdan olumsuz etkileneceğiz.

Ancak Çin mallarının Avrupa’ya sevkiyatının kısıtlanması ve maliyetli olması, ülkemiz için, pandemidekine benzer bir ihracat artışı sağlayabilir. Ancak son tahlilde tüm dileğimiz, bölgemiz başta olmak üzere tüm dünyada barış ve güvenliğin bir an önce tesis edilmesi. Özellikle de Gazze’deki İsrail katliamlarının bir an önce durması hepimizin temennisi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar