Kitlesel, duygusal trendler ve finansal davranışlar üzerindeki etkileri-
Alper Koç / Yatırım Finansman Menkul Değerler
Sosyal, ekonomik, toplumsal gelişmeler, kitlesel duygularda yaşanan negatif ya da pozitif trendlerin sonucunda ortaya çıkarken, bu trendlerin oluşturduğu coşkunluk, aşırı iyimserlik, kendine aşırı güven gibi mania hali ya da tam tersi, kitlesel endişe, kötümserlik, güvensizlik gibi depresif duygusal ruh hali, ister istemez kitlelerin finansal davranışlarını da etkiler ve bunun sonucunda finans piyasaları da bir aşırılıktan diğerine doğru sürüklenir. Peki bugün geldiğimiz noktada, küresel duygusal trend ne yönde ilerliyor?
2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya ölçeğinde yaklaşık 50 yıl süren son pozitif duygusal trend sonlarına yaklaşırken, insanlık aşırı iyimser psikoloji içerisinde hızlı globalleşme sonrası güzel gelecek umutlarıyla yeni yüzyıla girdi. Fakat çok kısa bir süre sonra 11 Eylül 2001 olayıyla sarsıldı. Bu tarihten sonra gelişmiş Batı dünyasıyla Ortadoğu coğrafyası arasındaki uçurumlar gittikçe büyürken, yaşanan işgaller, bölgesel çatışmalar, korku ve endişenin toplumlarda giderek büyümesini sağladı. Küresel duygusal trendin büyük değişim sinyalleri verdiği bu dönemde finans piyasaları ise 2007 senesinin yaz aylarında, tarihte görülen en büyük aşırılık noktalarına varmış, alınan risklerin, varlıkların çok üzerindeki oranlara kadar varmasına yol açmıştı. 2007 senesi sonlarına doğru başlayan geri çekilme dalgası, aslında dünyada gelecekte yaşanacak ve çok uzun yıllar sürecek büyük derecede bir tarihsel düşüş dalgasının henüz çok başlangıcında olduğumuzun ilk sinyallerini veriyordu.
Dünyanın bugünkü görünümüne baktığımızda, o günlerden bugüne korkunun, endişenin, öfkenin, gelecek umutsuzluğunun gittikçe arttığını, beraberinde dünyanın genelinde milliyetçilik ve çatışma eğilimlerinin her geçen gün güçlendiğini görüyoruz. Yakın geçmişte Ortadoğu'da yaşanan işgaller, ABD'de, Avrupa'da ve Ortadoğu'da son yıllarda gittikçe yükselen milliyetçilik ve karşıtlık duyguları, Gürcistan-Rusya gerginliği, Yunanistan'da geçen sene yaşanan toplumsal isyanlar ve ardından Fransa'da yapılan toplumsal eylemler, İran'da geçtiğimiz haziranda meydana gelen toplumsal olaylar ve yaşanan şiddet, baskı, geçtiğimiz haftalarda Çin'de yaşanan toplumsal olaylar ve katliamlar vs., yeni yüzyılın başında başlayan küresel negatif duygusal trendin hızlanarak ilerlediğini ve daha gidecek çok yolu olduğunu gösteriyor. Bütün bunlarla birlikte 2007 sonlarında başlayan küresel kriz sonucu servetlerde yaşanan kayıplar, hızla artan küresel işsizlik, dünyanın genelinde açgözlü bir şekilde gittikçe artan borçlanma hırsı, kitlelerde yaşanan güven kayıpları, toplumların sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin geleceğini tehdit ediyor, aynı zamanda gelecekte dünyada yaşanması olası yeni toplumsal isyanların, bölgesel çatışmaların ve ardından büyük ekonomik, sosyal, toplumsal değişimlerin sinyallerini veriyor. Bu konu çok daha geniş bir biçimde ele alınabilir, fakat biz burada bitirirken şu soruyla son noktayı koymak istiyorum:
"Yaklaşık 100 sene süren ABD ve Avrupa eksenli, hatta 300 seneye yakın süren Anglosakson merkezli bir tarihsel yükseliş dalgasının sonuna gelindiğinin sinyallerinin alındığı ve küresel negatif duygusal trendin hızla ilerlediği bir dünyada, eskimiş paradigmalarla bugünün sorunlarına çözüm bulmaya çalışan ülkeler ne kadar başarılı olabilecek ve bu yüzyılın başında başlayan küresel düzeydeki devasa düzeltme dalgası önümüzdeki yıllarda daha da acımasızca ilerlerken, bugün konuşulan V,W, L, U tipi düzeltmelerin hangisi uzun vadede akıllarda kalacak?"