Kitlesel algılama ve piyasalar

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Alper KOÇ / YATIRIM FİNANSMAN MENKUL DEĞERLER

Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aylarda dünya finans piyasalarında yaşanan kötümserlik süreci sonrası ABD hisse senetleri piyasaları, uzun yıllar sonra mart ayı başında, en düşük değerlerini görüp, ardından bir kaç haftalık sert tepki yükselişleriyle  % 27'ye varan oranlarda prim yaptılar. İMKB 100 Endeksi de, dünyada yaşanan iyimserlik dalgasından payını aldı ve IMF anlaşmasına yönelik beklentilerle birlikte 29.000'li seviyelere kadar yükseldi. Peki yaşanan iyimserliğin öncesinde ve dip noktalar görüldükten sonraki süreçte  kitlesel algılamalar ne yönde değişti?  Daha önceki yazılarımızda, en düşük noktaların görülmesinden bir kaç gün önce, kitlesel algılamadaki kötümserliğin, son dönemlerde görülmedik ölçüde arttığından bahsetmiştik. Nitekim o haftalarda ardı ardına ABD Yatırım Fonları Piyasası'ndan yüklü miktarda kitlesel para çıkışı gerçekleşmişti ki miktarı üç haftada 60 milyar USD'ın üzerine çıkmıştı. Öte yandan ABD ekonomisi ile ilgili en kötü veriler de arka arkaya geliyor ve gelecekle ilgili karamsarlık gittikçe artıyordu! İşte böyle bir algılama içerisinde başlayan tepki yükselişleri, bir kaç haftada yaşanan % 25-30 arası  primlerle bugüne kadar geldi. Benzer bir süreç yurtiçinde de yaşandı. Bu konuyla ilgili daha çok örnek verebiliriz ama yerimiz yetmez. Buradan çıkaracağımız sonucu tek cümleyle özetlersek;  Finans piyasalarının temel dinamiklerini, ekonomilerde yaşanan gelişmeler ve rakamsal beklentiler değil, bu gelişmeler ve beklentiler karşısında kitlesel katılımcıların duygularında yaşanan negatif ve pozitif trendler belirler. Finans piyasalarında oluşan düşüş ve yükseliş dalgaları, bu trendler sonucu oluşur ve fiyatlar da kitlesel duyguların, bir aşırılıktan diğer aşırılığa savrulmasıyla yönünü bulur.! Aşırılıkların bitişi her zaman, kitlesel katılımda aksi yönde yaşanan konsensüs ile oluşur. Bunun örnekleri gerek ABD piyasalarına geçtiğimiz 100 yıl içerisinde, gerekse İMKB kısa tarihi içerisinde defalarca kez yaşandı. İMKB'ye gelecek olursak, mart ayı içerisinde 22.500- 23.000 endekste konsensüs halinde oluşan negatif kitlesel katılımcı algılaması, son dönemlerin en yükseğindeyken başlayan yükseliş, endeksi 29.000'lerin üzerine atmayı başardı. Bu yükselişin uzun vadeli bir ayı piyasası içerisinde orta vadeye dönük bir tepki yükselişi olduğundan daha önce bahsetmiştik. Soru şu: Orta vadeli tepki yükselişi ne zaman son bulacak? Bunun cevabını da önümüzdeki günlerde, her zaman olduğu gibi kitlesel katılımcı algılamasında yaşanacak iyimserliğin bir konsensüs haline geldiği zaman dilimi verecek. Pozitif algılama, ABD'den gelen iyimser uzun vadeli makro yorumların ve IMF anlaşması beklentisinin de etkisiyle gittikçe bir konsensus haline dönüşüyor. Önümüzdeki dönemde içerideki pozitif algılama daha da artarsa, bir savrulmayla İMKB 100'ü 32.000- 33.000 aralığına, hatta 36.000'lere dahi taşıyabilir. Fakat olası böyle bir savrulma bile henüz uzun vadeli perspektifte düşüş trendinin bittiği anlamına gelmeyecektir. Finans piyasaları tarihinde, kitlesel algılamada aksi yönde bir konsensüs oluşmadan büyük yükseliş dalgalarının başladığı görülmedi. Peki en kötünün gelecekte yaşanacağı konusunda bugünlerde bir konsensüs var mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017