Kitap fuarları harikalar diyarıdır

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Kasımda İstanbul’dan yelken açan kitap fuarları, okurların güçlü rüzgârlarıyla pupa yelken kent kent sürüyor… İşte sıra İzmir Kitap Fuarı’nda, bu cumartesi (yarın) başlıyor… Fuar demek yayıncılarla, yazarlarla, okurlarla ve tabii ki kitaplarla buluştuğumuz mutlu anlar demek. Kapısından girer girmez “Faruk Harikalar Diyarı’nda!” demek:

“Alice ablasının yanında, bankta boş boş oturmaktan sıkılmaya başlamıştı. Bir iki defa ablasının okuduğu kitaba göz atacak oldu. Fakat bunda ne bir resim vardı, ne de bir konuşma. Alice, resim ya da konuşma olmayan kitapların ne yararı var, diye düşündü.

Hava çok sıcak olduğu için sersemlemiş ve uykusu da gelmişti. İçin için papatya toplamanın uygun olup olmayacağını düşünüyordu. İşte o sırada kırmızı gözlü, beyaz bir tavşan Alice'nin hemen yanından geçti.

Bunda olağanüstü bir şey yoktu. Hatta Alice hayvanın, ‘Eyvah! Eyvah! Çok geç kalacağım!’ demesine bile şaşırmadı. Daha sonra düşününce, buna şaşmak gerektiğine karar verdi ama nedense o anda bu durum küçük kıza pek doğal gelmişti.”

İzmir’de de kendimi harikalar diyarında hissedeceğim… Kültür Park’taki fuarın salonlarında ziyaretçiler, hızlı, telaşlı bir şekilde o stanttan bu standa koşuşturacaklar. Ellerinde, yayınevlerinin amblemlerini taşıyan içleri kitap dolu poşetler bulunacak. Kitapçı raflarında yeterince yer olmadığı için oralarda rastlayamadıkları kitapları satın alarak başlayacaklar önce alışverişe, sonra “Aaa şu da çıkmış, aa bu da varmış!” diye diye sürüp gidecek satın alma uğraşları.

En sevdiğim kitaplardan biri olan Alice Harikalar Diyarı’ndan özellikle söz ederek başladım. 1865 yılında ilk baskısı yapılan kitapta Alice, kız kardeşi ile pikniğe çıkar. Elinde kocaman bir masa saati sürekli "Geç kaldım" diyen bir beyaz tavşanın arkasından gitmesi ve tavşanın girdiği deliğe bakarken oradan içeriye düşmesiyle başlar masal. Alice, artık harikulade bir dünyanın içerisindedir…

Söylediğim gibi ben de kitap fuarlarına geldiğimde bunu hissederim. Beni heyecanlandıran, şaşırtan kitaplarla karşılaştıkça o beyaz tavşanı arar gözlerim teşekkür etmek için; çoook yıllar önce beni, kitapların dünyası ile tanıştırdı diye…

The Beatles'ın "Lucy in the Sky with Diamonds" şarkısından Nabokov'un, Murathan Mungan’ın yapıtlarına kadar birçok eserde kendini anımsatır Alice bizlere. Bense onu hiç unutmamışımdır. Vazgeçilmez kitaplarımdan birisidir. İşte fuar, hayalimdeki bu kitabı bizzat yaşamamın bir fırsatıdır: Hep gülümseyen Cheshire Kedisi gibi de hissederim kimi zaman. Bu arada yine Alice gibi, ama üzerinde “Beni ye” yazmayan, fakat kuytularda bulduğum lokantalarda zeytinyağı şenliği duygusu uyandıran İzmir lezzetlerini de ihmal etmem. Alice’in boyu uzamıştır ya kurabiyeyi yerken bende de tattığım zeytinyağlılar, çeşit çeşit bahar otlarıyla kimi değişiklikler olacaktır mutlaka! Fuar günleri, hele İzmir’deyseniz bir düş gibi çabucak gelir geçer… Üzerimde ağır, ama tatlı bir yorgunluk da bırakır… Biliyorum bu sene 30 Nisan Pazar akşamına kadar sürecek İzmir Tüyap Kitap Fuarı sonrası güzel bir rüya görmüşçesine mutlu döneceğim bu kentten…

Bu rüyayı fuara gelemeyenlere anlattığımda ise onu göremedikleri için, çok, ama çok üzülecekler… Ama neyse ki yarından itibaren dokuz günleri var Egeli kitap dostlarının fuara gelip harikalar diyarından aldıkları kitaplarla düşler görmeleri için… Bu yazım, Gaziantepli kitapseverler için de bir çağrı… Çünkü, onlar da 9-14 Mayıs tarihleri arasında Gaziantep Üniversitesi Mâvera Kongre ve Sanat Merkezi’ni ziyaret edecekler Tüyap Kitap Fuarı için… Hissediyorum ki harikalar diyarında bulunmaktan çok, ama çok mutlu olacaklar…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar