İngilizce "keep it simple stupid" den Türkçe'ye mealen "aptallığın lüzumu yok basit tutun" diye çevirebileceğimiz deyişin en geçerli olduğu yerlerden biri de iş tanımlarıdır. Bir zamanlar işçi sendikaları iş tanımlarını işverenlerin "işini iyi yapmıyor" bahanesiyle keyfi işten çıkarma uygulamalarını önlemek amacıyla bastırırlardı. 1980'li yıllarda yönettiğim bazı araştırmalarda bazı işverenlerin bu uygulamaya nasıl karşı çıktıklarını hatırlarım.
Her neyse, öyle gözüküyor ki sendikaların güçlü olduğu seneler geçtiğinden iş tanımları artık işverenler için vazgeçilemez olmuş. Resmi! tanımına göre iş tanımı yapılacak işi, işin amacını, işin yapılması için gereken nitelikleri, işin yapılması sırasında kullanılması gereken araç ve gereçleri ve pozisyonun diğer pozisyonlarla ilişkisini anlatan dokümanlardır.
Bilmiyorum kaçınız iş tanımı yazdınız, kaçınız iş tanımını okuyarak işe girdiniz ve açınız size tanımlanan işi yapıyorsunuz. Bu konuda bilimsel bir araştırma yok ama en azından bunca senedir benim gözlemlediğim çok az işletmeci tanımlanan görevi yapıyor. Sözün kısası bu işte bir iş var!
TFF Milli Takımlar Komitesi Başkanı Selim Koray: "Görevimin ne olduğunu ben de bilmiyorum" deyince sosyal medyada bir sürü tepki aldı. Sayın Koray cesaret göstermiş. Sözlerindeki "ben de" ne ben, ne de beni işe alanlar biliyor demek olsa gerek! Bu garabetin sorumluluğu önce hangi işe eleman aldıklarını anlatamayan işverenlerde sonrada ne iş yapacağını açıkça anlamadan işe başvuranlardadır.
Bu neden böyle oluyor? Cevabı basit. İş tanımlaması yapılırken işverenlerin kullanacakları bir standart model yok. İşe başvuranların hangi işe başvurduklarını anlamaları için kullanacakları bir soru bataryası da yok. İşler "aşağı yukarı herkes yapıyor biz de yapalım, bunu ve başka ne gerekiyorsa onu yapacak bir eleman alalım" diye yazılıyor, esas beklenti yazılmıyor. Tanımlar uzuyor işin özü laf salatası içinde kayboluyor. KISS ilkesi takip edilmiyor. Başvuranlar da "ekmek parası" filan derken bir yerde haklı olarak fazla irdelemiyorlar.
Bunun çözümü var ve de bu iş çözümlenmeli. Çözümü anlatmadan önce size gerçek bir iş ilanını kısaltarak vereyim: "Firmamızın ve Türkiye'de mümessilliğini yapmakta olduğumuz firmaların ürünlerinin tanıtım çalışmalarını takip etmek, sektörel fuar, sergi, kongre gibi etkinlikler için gerekli hazırlıkların takibini yapmak, firmamızın katalog çalışmasını yönlendirmek ve Web tabanlı iş takip programımızın daha etkin kullanımını sağlamak işleri için gereken grafik, reklam ve tanıtım çalışmalarını yürütebilecek tecrübeye sahip, iş takibi ve dosyalama disiplinine hakim, dinamik, aktif çalışmaktan hoşlanan, sorumluluk alabilecek, pazarlama stratejileri hakkında tecrübeli, tercüme yapabilecek kadar iyi seviyede İngilizce bilen elaman aranıyor".
Bunca zamandır yazdıklarımı okudunuzsa bu iş tanımının neden neresinden tutsanız elinizde kalacağını hemen görmüşsünüzdür. Bu tanımı yapanlar istisna değil.
İnanmazsanız araştırın, eğlence niyetine iş ilanlarını, iş tanımlarını okuyun. Ama dikkatli kelime kelime okuyun. Kullanılan kavramları tanımlamaya çalışın. Söz gelimi yukarıdaki ilanda geçen "ürünlerin tanıtım çalışmalarını takip etmek", "gerekli hazırlıkların takibini yapmak", "katalog çalışmasını yönlendirmek", "pazarlama stratejileri hakkında tecrübeli" ne demek? Bu işe girecek "Pazarlama Sorumlusu" gerçekte neyi, neden, nasıl yapacak? Sözün kısası dostlar bu tür ilanlar "Söğüt dalına yuva yapacak mandanın yavrusunu kapacak sineği bulacak şahin bakışlı bir eleman aranıyor" demek kadar anlamlı.
Hem işverenler hem de iş arayanlar için KISS uygulayarak başlayalım. Önce işlerin bir sınıflandırması (taksonomisi) gerekir. Ayrıntılarda kaybolmanın gereği yok. İşletmelerde sadece iki işlev olduğuna göre iki çeşit iş vardır. Bu sınıflandırma okurlarıma tanıdık gelecektir. İşletmeler mal ve hizmet üretmek ve bunu pazarlamak işlevlerinin yönetildikleri yerdir. Bu işletmelerde işlerin soysal (generic) sınıflandırmasını yapmak için yeterli bir ilkedir ama N.F. Kısakürek'in deyişiyle sizlere "sadeliğinden tuhaf gelebilir" lütfen sabredin. Bu ilkeden hareketle öncelikle maalesef artık üzerinde durulmayan aslında son derecede önemli olan "line manager" (kurumun işletmesinde karar sorumluluğu olan yönetici) ve staff (yöneticilere uzmanlık hizmeti veren ancak karar sorumluluğu olmayan elemanlar) ayrımını yapacak ve işlev amaçları yönünden soysal bir iş sınıflandırması yapacağız. Kullanırsanız çok faydasını göreceksiniz.
Sağlıcakla kalın