Kişisel marka olmak
Uzm. Murat SERT - Dr. Business Yönetim Danışmanı
Yaşadığımız zaman diliminde o kadar çok bilgi kirliliği ve sosyal programlama var ki insan yeni güncel değerler ve anlayışlar arasında kayboluyor. Genel olarak okuyan bir toplum değiliz, bu nedenle aklımızı kullanmak yerine gözlerimize inanmayı seçiyoruz. İş hayatı ev hayatı sosyal hayat olsun pek çok farklı disiplin arasında sıkışmış durumdayız. Bu noktada hayatta istediğimiz çıkışı yakalayamadıysak veya arzuladığımız başarıya ulaşamıyorsak kendi kişisel markamızı yaratmak bir çözüm olabilir.
Çoğu zaman doğru işler yapmak çok çalışmak iyi biri olmak yeterli olmayabilir, asıl olan çevrenizin size olan algılarını yönetmektir. Kişisel marka olmak sadece ünlülerin, iş adamlarının, profesyonellerin işi değildir. Hayatta başarılı olmak isteyen, çevresiyle iyi ilişkiler kurup sürdürülebilir bir gelişim sağlamak isteyen herkesin görevidir. Günümüzde artık herkesin kendi kişisel markasını yaratmaya ihtiyacı var. Bu da farklılıklarınızı ortaya koyma, özgün olma, değer yaratma ve diğer insanların algılarını yönetmekle mümkün.
Çevremizde iş hayatında hızla yükselen, mutlu bir aşk ve aile hayatı yaşayan, girdiği toplulukta saygınlık gören ve sevilen, ticari faaliyetlerini iyi bir şekilde geliştiren pek çok insanın sırrı kendi kişisel markalarını yaratmış olmalarıdır. Bizler yaşadığımız her hüsranın ardından nasip kısmet morfinine sarılıp kendi başarısızlığımızı kabullenmek yerine kendimizi aklamaya çalışırız, gerçekte nasip de kısmet de onu kovalayanındır. Pek çoğumuza hayat ikinci bir şansı vermeyebilir, ya da sadece tek fırsatımız vardır. O halde kendimizi marka olarak görüp kendi kişisel markamızı yaratmanın vakti çoktan gelmiş ve hatta geçiyor olabilir.
Üst satırlarımda da bahsettiğim üzere görselleşmiş bir düşünsel algı düzeyinde yaşıyoruz. Bizler kendi markalaşma sürecimizi yönetmezsek bunu başkaları bizim yerimize hatta aleyhimize olacak şekilde yapacaktır. Hayat tesadüflere bırakılacak kadar ucuz değildir, özellikle de kendi hayatınız. Çoğu zaman sizin kendiniz hakkındaki düşünceleriniz pek önemli değildir, önemli olan insanların sizi nasıl algıladığıdır.
Gelelim kişisel markaya, nedir bu kişisel marka?
Aslında buna kısaca insanın hayata karşı duruşu ve çevresine verdiği mesaj diyebiliriz. Daha da derine inersek, sizi siz yapan farklılıkların ve ayrıcalıkların yarattığı toplumsal değerler ve algıların toplamı şeklinde de özetleyebiliriz, yani bir nevi ortaya koyduğunuz kimliktir.
Peki, kendi kişisel markamızı nasıl yaratırız?
Markalaşma süreci ilk önce hedef pazar kitlesi, pazar koşullarının analizi, ürününüzün ihtiyaçları karşılama oranı ve kalitesi, pazardaki rakipler, fırsatlar ve tehditler gibi konuları ele almak ve değerlendirmek ile başlar. O halde siz ilk önce kendinizi, bir ürünmüş gibi görmekle ve pazara ürün arz eden bir firmanın pazarlama sorumlusu gibi düşünmekle işle başlayın. Kendinizi ‘Ben’ markası için çalışan biri gibi görün. Bir markanın sorumlusu olmak; sizin ortaya ne koyduğunuzla ilgili değil, pazarın ne istediğiyle ilgili düşünmek demektir.
Yapmanız gereken ilk iş, hedef alanınızı belirleyip pazar analizinizi yapmaktır. ‘Ben’ markası için ne gibi fırsatlar ne gibi tehditler var bunları ortaya koyun. Hedef alanınızdaki koşullar nelerdir, geleceğe yönelik ön görüler nelerdir, çevrenizde ne gibi sorunlar var sizin ne çözümleriniz var, hangi derde deva neye çare oluyorsunuz bunları bir gözden geçirin.
Durum tespiti yaptıktan sonra kendinizi ele alın, güçlü ve zayıf yönlerinizi tek tek değerlendirin. Kendinizi rakipleriniz ile kıyaslayın ve onların neresindesiniz bunu belirleyin. Ayrıcalıklarınızı, yeteneklerinizi, en iyi yaptığınız işleri ortaya koyun eksikliklerinizi belirleyin. Zayıf yönlerinizi güçlendirirken güçlü yönlerinizle farklılığınız ortaya koyun. Hedef alanınızın beklentilerine ve ihtiyaçlarına göre kendinizi yeniden tasarlayın. Kendi marka kimliğinizi ve kişiliğinizi değer yaratacak ve farklılığınızı ortaya koyacak şekilde bir inşa planı çıkarın.
İnsanların sizi nasıl algıladığı konusunda tespitlerde bulunmaya çalışın ve geri beslemeler alın. Algıları tasarladığınız kişisel markaya uygun olarak değiştirmeye çalışın ve bu yönde kendinize pazarlama ve tanıtım süreçleri programları hazırlayın. Rakiplerinizin yerine tercih edilebilmek için ortaya güçlü nedenler koyun. Kendi kişisel markanızın gelişimi için bir takvim oluşturun, hedeflerinizi belirleyin. Bu hedeflere ulaşabilmek için eylem planlarınızı adım adım uygulayın.
Faaliyetlerinizi sürekli gözden geçirin ve kişisel markanızın gelişiminde geçen süreye göre hayatınızda nasıl farklılıklar oldu, ne sonuçlar elde edildi, kendi kişisel ağınız nasıl gelişti, neler öğrendiniz bunları tek tek değerlendirin. ‘Ben’ dediğiniz kişisel markanızın talep edilen bir değere dönüşme oranını belirlemeye çalışın.
Özgün olmak, kendiniz olmak, samimi olmak kendi kişisel markanızı sağlam temeller üzerine kurar ve kişisel markanız sizin olumlu nitelikleriniz ile yükselir. ‘Ben’ isimli markanıza başarılı bir ambalaj yani imaj giydirmelisiniz. Bu doğrultuda kendi tarzınız ve yöntemleriniz olmalıdır, bir başkasına benzemeye çalışmayın ne kadar da uğraşsanız o olamaz ve bir taklitten öteye geçemezsiniz. Özgün olun, kendi hikâyelerinizi oluşturun, duygusal bağlantılar kurun, kendi talebinizi yaratın, kendinizi pazarlayın.
Kendi kişisel markanızı oluştururken elbette olmazsa olmazlarımız ve tüyolarımız vardır, bunlara kısaca değinecek olursak en başta etkili iletişim gelir. Sosyal medya araçlarını etkin olarak kullanmaya başlamalı ve içeriklerinizi hedefleriniz doğrultusunda oluşturmalısınız. Bilgi kirliliğine yer vermemeli basit sade anlaşılabilir olmalısınız.
Giyiminiz yaşam biçiminiz hayat felsefeniz sürekli gözler önünde olacağı için kendinize sürekli özen göstermek zorundasınız. Bu doğrultuda imaj ve itibar yönetimi kavramını gündeminize almanız gerekmektedir.
Kendi değerleriniz, kurallarınız, sınırlarınız, etik anlayışınız olmalıdır. Kısaca net ve şeffaf olmalısınız. İnsanlar sizi anlamakta zorlanmamalı.
Sürekli gündemi takip edip güncel olmaya çalışın ve daima uzun süreli düşünüp geleceğe yatırım yapın.
Değişime ve yeniliğe açık olun, içinde bulunduğunuz koşulların gereklerine uygun davranış modelleri ve eylem planları oluşturun.
Hedeflediğiniz alanda sürekli var olmaya çalışın, size değer katacak insanlarla buluşun. Gerek olursa size stratejik ortak olacak bir partner bulun.
Hedef kitlenizi dinleyin, insanları anlamaya çalışın, kiminle etkileşimde bulunmak istediğinizi iyi belirleyin. Görünür ve erişilebilir olun.
İnsanlara yardımcı olmaya çalışın, onların eksikliklerini varlığınız ile doldurun. Siz nasıl bir markaysanız hitap ettiğiniz insanlarda sizin bir müşterinizdir. O halde bir müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati yaratmaya çalışın.
İnsanların zihinlerinde konumlanacak ve değer ifade edecek kavramlar bulmaya çalışın ve onları sahiplenin.
En iyi bildiğiniz işleri yapın, en iyi şeyleri yapın. Kendi alanınızda otorite olun ve başarı hikâyelerinizi oluşturun…