Kişisel bağlanabilirlikte yeni bir aşama geliyor

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Gelin bu hafta sizi Bosch Ortadoğu ve Türkiye Başkanı Steven Young ile sanal bir dünyada gezintiye çıkarayım. Çünkü kişisel bağlanabilirlikte yeni bir aşama geliyor. Bu sanal dünya şu anda geliştirilen ürünleri, sunduğu platformları ile gayet gerçek aslında. ‘Y’ kuşağı ile başlayan, ‘yeni tüketici’ de bu dijital dünyada olmaya şimdiden hazır bile… İşte Steven Young “O zaman geleceğin dünyasında yer almak için Sanayi 4.0 ve dijital devrimin içinde olmak gerekli” diyor. Enerji verimliliği ve dünyanın korunması ise bu değişimin en önemli sonucu olacak.

Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Werner Struth, geçtiğimiz aylarda düzenlenen Las Vegas Tüketici Ürünleri Fuarı’nda (CES 2017) ‘kişiselleştirilmiş bağlanabilirlik trendlerinde’ yeni bir aşamadan ve Bosch’un bu konudaki stretejilerinden bahsediyordu… Ben bu fuara katılma fırsatı bulamadım ancak işaret ettiği gelişimin önemi yüksek… Tüm ürün ve çözümlerin kişiselleşmesinden bahsediyor aslında. Bosch da burada öncü şirketlerden biri… Ben de istedim ki günlük değil bu trendleri konuşalım bu hafta… Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young ile yeni dünyanın ana hatlarını tarif etmeye çalıştık…

SANAL BİR DÜNYA OLUŞUYOR

Hemen konuya gireyim. Young oluşan yeni dünyayı şöyle tarif ediyor: “Sanal bir dünya oluşuyor dijital devrimlerle birlikte, bunun da amacı sadece hayatımızı daha konforlu ve kaliteli hale getirmek değil. Doğal kaynaklarımızı daha verimli kullanmak ve dolayısıyla çevreye daha az zarar vermek, daha az enerji tüketimi. Biliyorsun ‘enerji verimliliği’ çok ciddi bir konu. Esasında enerjinin en püf noktası nerede biliyor musun? Üretirken değil tüketirken yani ne kadar daha az enerji tüketen bir hayat tarzı oluşturursak ürünlerimizde, teknolojilerimizde o kadar daha az enerjiye ihtiyaç duyarız ve dolayısıyla çevreye o kadar az zarar veriririz. Bütün ekosistemin içindeki püf nokta tüketimi kontrol altına alabilmek. Bu önemli, nesnelerin interneti önemli, endüstri 4.0 çok önemli… Anlatacak çok şey var.”

KİŞİSEL ASİSTANLAR DÖNEMİ

Evet gerçekten anlatacak çok şey var ama yerler sınırlı… Kimler ne kadar dikkat ediyor bu toz duman arasında onu da tam bilmiyorum. Ana trendlerden bahsedersek Steven Young bunları şöyle derliyor: “Şimdi baktığımızda, bağlanabilirlikte kişiselleştirmeyi bir sonraki aşamaya geçiriyoruz. Yaşamımızın her alanında bir yardımcımızın olması için çalışıyoruz. Örneğin; Kuri, Vivatar, Mykie, Retrofit, eCall… Bunlar bazı yeni akıllı asistanlarımızın adları. Mobilite ve akıllı servislerin bir araya geliyor. Otomobil, bulut aracılığıyla akıllı eve veya akıllı şehre bağlandığında daha fazla ölçülebilir faydalar göreceğiz.” Steven Young’ın bahsettiği dönüşüm otomobilleri de etkiliyor: “Bağlanabilirlik, otomobilleri dört tekerlekli asistanlara dönüştürüyor. Ve tabii dünyada Endüstri 4.0 dönüşümü çoktan başlamış durumda. Türkiye de bölgesel bir merkez olarak yerini daha da sağlamlaştırmak istiyorsa üretim teknolojilerinde Endüstri 4.0 dönüşümünün gerisinde kalmamalı. Bunun için adımların bir an önce atılması gerekiyor. Bosch Türkiye olarak Sanayi 4.0 uygulamalarını kendi fabrikalarımızda uyguluyoruz ve bu tecrübelerimizi ve birikimlerimizi Türkiye’deki sanayi şirketleriyle paylaşıyoruz. Kişisel asistanlar, otomobilin yeni fonksiyonları gibi inanılmaz şeylerden bahsediyoruz. İşin aslında inanılmazı, bunların bugün gerçek olması, gelecekte değil…

EV ASİSTANI ‘KURİ’

Hani evdeki asistanlardan bahsettik… Örneğin Bosch’un geliştirdiği Kuri ne yapıyor? “Kuri hayatını kolaylaştırmak için, güvenliğini sağlamak için pek çok şeyi yapabiliyor. Bir kere akıllı bir robot. Şimdi evdeki anneyi, babayı, çocukları, 4 veya 6 kişiyi ayrı ayrı ayırt edebiliyor. Mesela çocuk okuldan eve geldi anneye mesaj atıyor cep telefonuna, ‘kızımız geldi, oğlumuz geldi’ diyebiliyor. Eve istenmeyen bir kişi girdiği zaman onun yabancı olduğunu farkedip hemen uyarı mesajı da gönderebiliyor. Küçük çocuğa masal okuyabiliyor. Kadınlara evin işlerinde yardım ediyor. Örneğin yemek tarifl eri bulabiliyor. Evdeki buzdolabı, fırın gibi araçlara bağlanıp onları kontrol etmenizi sağlayabiliyor.”

ÜRÜN DEĞİL, ÇÖZÜM ÖNE ÇIKACAK

Tüm bunlar aslında iş yapma biçimimizde de temel değişimlere neden oluyor. Neleri değiştirecek diye baktığımızda Steven Young bunu şöyle anlatıyor: “Temel konu ürün değil çözüm öne çıkacak. Beyaz eşyada da otomotivde de nerede ne kullanıyorsak. Şimdi bunla bağlantılı şunu da söyleyeyim tüketici davranışı da çok değişecek. Biz birçok araştırma yapıyoruz. Örneğin; otomobil sahibiyseniz bu otomobili aslında sadece yüzde 4 oranında kullanıyorsunuz. Otomobil genel ortalamada yüzde 96 bir yerlerde yatıyor. Gündüz işteyken yatıyor gece siz uyurken yatıyor, kullanmıyorsunuz. Dolayısıyla yüzde 4 otomobil kullanmak için, otomobile o kadar para yatırmak yeni neslin işine gelmiyor. Onlar hem esneklik istiyor, hem de ekonomik verimlilik istiyor. Otomobil kiralamak için bugün ya günlük kiralayacaksınız fahiş fiyatlar ödeyeceksiniz veya bir şirketle 1 yıllık, 3 yıllık anlaşma yapacaksınız değil mi? Bu da değişiyor siz artık istediğiniz tip otomobili, illa modeline uymak zorunda değilsiniz; çok lüks olabilir, cabrio olabilir, spor tipi otomobil olabilir saatlik kiralayacaksınız, dakikalık kiralayacaksınız veya bir güzergah için kiralayacaksınız.”

GEN ‘Y’ İÇİN HER ŞEY DOĞAL

Peki bunları kimler nasıl talep edecek. Böyle bir pazar ortamı oluşabilecek mi? Young zaten hali hazırda üretimlerin başladığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: ‘’ Gen-y sonra da gen-z geliyor. Şimdi onlar her şeyi dijital dünyada yapıyorlar. Hayat akışları, hayat değerleri çok farklı ve orada bu dijital dünya gen-y için özellikle çok doğal bir şey. Bizim gibi olağan üstü bir ürün ya da farklı bir şey değil. Çünkü onlar bu dünyaya doğdular, üç aşağı beş yukarı bu dünyada yetiştiler daha doğrusu şöyle söyleyeyim, onlar için her şey dijital dünyada zaten, dolayısıyla o dünyada olan her şey onlar için doğal hale geliyor.”

Yaşam şekli nasıl olacak?

Steve Young’dan tüm konuştuklarımız, gelişen teknoloji, hayaller çerçevesinde yaşam şeklimizden bahsetmesini istedim. Bakalım size nasıl gelecek? “Yaşam biçimimiz şöyle olacak: Otomobilin akıllı evinle bağlantı içinde ve akıllı evindeki ısıtma soğutma cihazları, güvenlik cihazları beyaz eşya cihazları kendi içinde bir bağ içinde… Daha sonra otomobil eve geliyor, öğleden sonra ev bunu algılıyor. Cep telefonu veya otomobil neyse doğal olarak zaten iletişim içinde ondan sonra sormaya başlıyor. Eve geliyor musun? Evet… Isıtmayı ben 18 derece tuttum, 22 dereceye çıkartayım mı evin ısısını? Çünkü evde kimse yok gün boyunca ondan sonra boşu boşuna gaz harcamaya gerek yok. Yine enerji verimliliğine geri dönüyorum sarfiyat kısmında. Evet diyorsun… Ben 40 dakikada evi 18 den 22’ye çıkartabilirim diyor. Ev komut sisteminden, ısıtma sistemine bir talimat gidiyor. ‘Saat 6,5’ta patron eve geliyor. Ev 22 derece olsun’ Ona göre o komutunu alıyor. Ondan sonra buzdolabı diyorki; bunu iki şekilde yapabilirsin buzdolabı içindeki kamerayı ya ayarlayabilirsin, yumurta rafındaki yumurta sayısı 2 ye düştüğü zaman otomatik alarm verecek sana. Cep telefonuna mesaj gelecek, bak yumurta seviyesi düştü eve gelirken uğra ve al diyecek. Veya direkt sipariş verecek. Veya sen alışveriştesin ya da başka bi yerde bir göreyim dolabın içinde ne var diye kamera ile online olarak kontrol edeceksin. Buzdolabının içinde ne kadar süt kalmış anında bakabileceksin. Sabah çıkmadan rostonu fırına bırakmıştın. Akşam eve gelince rostom hazır olsun diye talimat vereceksin ama evde kimse yok. Ondan sonra fırın başlayacak ısınmaya. Nasıl kendisi biliyor rosto piştiği zamanı. Fırın içinde oksijen sensörümüz var bizim. Oksijen sensörü oksijen seviyesini ayarlayıp ona göre diyor ki; ‘çok pişmiş ya da orta pişmiş. Ben artık şimdi kapatıyorum’ diyor. Ve sen artık eve geldiğin zaman evin ısınmış bir halde, yemeğin hazırlanmış, ev ihtiyaçların eksiksiz tamamlanmış. Ve evde kimse yokken bütün bunlar oluyor kendiliğinden. Böyle bir hayata giriyoruz biz şu an… Çok uzak değil.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar