Kısır döngüyü besleyen ve sorunları ağırlaştıran tepkisellikler!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta genelinde yaşananlar ve gündemin üst sıralarına ipotek koyan gelişmeler, gerek küresel ve gerek ulusal açıdan sağlıklı bir durumun söz konusu olamadığını tescil ediyor. Sorunların ağırlaşması pahasına gün kurtarılırken, sistemik kırılganlığın artıyor olmasına bağlı güvensizlik giderek daha belirleyici oluyor. Hatırı sayılır oranda enerji biriktirmiş jeopolitik fay hatlarına ilişkin müdahaleler ise, endişe yüklü tepkisel tavırları ön plana çıkararak panik eğilimleri tetikleme riskini bünyesinde taşıyor.

Ülkemizdeki Siyasi İrade, çok yönlü tepkilerin yoğunluğu nedeniyle ‘galiba haklılığımızı iyi anlatamadık’ endişesi ile bu eksiği tamamlamak yönünde bir şeyler yapmaya çalışıyor; muhtemelen bunun sonucu değiştirmeyeceğini biliyor, fakat algıların bu yöne kayması için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Davul çala çala gelen ve fazlası ile geciktirilmiş Barış Pınarı isimli operasyona yönelik tepkiler, anormallik sınırlarını fazlası ile zorluyor!

Türdeş hamleleri görece güçlüler yaptığında dut yemiş bülbüle dönen kesimler, kırılganlığı tetikleyebilecek hamle bizden geldiğinde akıl tutulması yaratacak şiddette ağzını açıyor ve kapayamıyor; kendi korku ve zaaflarını sergilerken, geniş kesimler açısından korku duvarlarının daha kırılgan hale gelmesine katkı yaparak bindiği dalı kesmekte olduğunu kavrayamıyor.
Ne demek istediğimizi açıklamaya çalışalım! Küresel dengeler çok sorunlu ve aşırı kırılgan; yıkıcı olabilecek ve sistemik çöküşü başlatabilecek türden panik eğilimlerin yaşanması olasılığının artması, etkili ve yetkili kesimler açısından yok edilemeyecek bir karabasan niteliği taşıyor. Geçmişi düzeltemeyecek ve güçlülere laf edemeyecek durumda olan kesimler, günün kurtarılmasını zorlaştıran ve güçlü olmayan kesimlere aşırı tepki veriyor; yapılanın haklılığı veya çok iyi anlatılmış olması sonucu değiştiremiyor.

Barış Pınarı harekatı, Orta Doğu’daki dengeleri farklılaştırabilecek bir dizi gelişmeyi tetikleme riskini bünyesinde taşıyor. Bölgesel konularda uzlaşı şansının olmaması ve vesayet savaşlarının arkasındakilerin çıkar çatışmasının büyüklüğü, konuyu birincil kırılganlık unsuru haline getiriyor; ülkemizin eylem ve hedeflerine, diğer kesimlerin tepki vermeden sakin kalması olasılığı ise pek yüksek görünmüyor. Olası herhangi bir sürpriz, gelişmeleri kontrol dışına çıkararak küresel ölçekte panik eğilimleri tetikleyebilir ve yıkıcı olabilir.

Diğer olumsuzluk unsurlarına ilişkin iyimser haber yoğunluğu, ülkemizin Fırat’ın doğusuna yaptığı güvenli bölge girişiminden bağımsız olmayabilir! Eğer terazinin olumsuzluklar kefesi bu gelişmeler nedeniyle ağır basmaya başladı ve panik atak riskini artırdı ise, olumluluklar tarafına durumu dengeleyerek paniği önleyecek yeni masallar koymanız gerekir!

Bu nedenle sormak gerekiyor; Barış Pınarı operasyonu devreye girmemiş ve kırılganlıkları uyarmamış olsa idi, ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmelerinde yeni bir ateşkes olasılığı gündeme gelir miydi? Ya da İngiltere ile Avrupa Topluluğu arasındaki anlaşmasız boşanma olasılığını geçici olarak azaltacağı düşünülen haberler fırına verilir miydi? Bu ölçüde büyük korkular yaşayan ve panikleyenler, yönlendirme amacı ile dillendirdikleri yaptırımları uygulama cesareti sergileyebilir mi? Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmaya abone olanların, sözleri veya eylem girişimleri ne yazık ki pek itibarlı olamıyor!

Her gelen yıl, sorunların ağırlığı ve artan kırılganlıklar açısından gideni aratıyor. Küresel ölçekte içine düşülen durgunlaşma eğiliminin kıskacından kurtulmanın reçetesi yazılamıyor. Bunun yarattığı olumsuzluklara ek olarak, sosyal ve siyasi gerginliklerin tehlikeli olabilecek şekilde yükselmesi ve yıkıcı küresel krizler yaşanması olasılığının artması engellenemiyor. Bu kısır döngü çıkar çatışmalarını besleyerek geleceği karartıyor. Tüm bunları inkar ederek geniş kitleleri yönlendirebilmek ise hızla olanaksızlaşıyor. Bu olumsuzlukların farkında olanlar, korkularını tetikleyecek her şeye aşırı tepki veriyorlar. Sonuç almak ve fırsatlardan yararlanmak isteyenlerin, söz konusu kesimler nezdindeki korku ve açmazları kendi lehine kullanma becerisini geliştirmesi gerekiyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar