Kısa vadeli fayda mülahazalarını aşmalıyız!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

SİYASET PENCERESİ / İlter TURAN Ülkemizin siyasal hayatından renklilik hiç eksik olmaz, ama bitirdiğimiz hafta boyunca biraz fazla heyecan yaşadığımızı teslim etmek gerekiyor. Geçen hafta Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'nin kapatılması için dava açması ile başladı, Ergenekon soruşturması çerçevesinde, başta İlhan Selçuk olmak üzere kamuoyunun tanıdığı isimlerin alelacele gözaltına alınmasıyla sona erdi. Her ne kadar siyaset sahnesindeki heyecan tekdüze hayatımıza hareket getiriyorsa da, böylesi olayların olmaması hepimizi daha mutlu edecektir. Olaylara her birimiz farklı tepkiler verebiliyoruz. Kimimize göre, demokratik bir ülkede partiler kapatılmamalıdır, kimimize göre, kanunlara uymayan partilerin kapatılması hukuk devletinin gereğidir. Kimimize göre, herkes gözaltına alınabilir, kimseye ayrıcalık tanınamaz; kimimize göre kıdemli bir gazeteci gözaltına alınmadan sorgulanabilir; gözaltına alınması gerekliyse, bunun makul zamanda ve üslupla yapılması daha uygundur. Olaylar karşısında Başbakan'ın, siyasi liderlerin, bazı gazete yazarlarının tepkilerine bakınca, kısa vadeli, araçsal yaklaşımların egemen olduğunu görerek endişeye kapılmamak mümkün değil. Örneğin, Ergenekon çerçevesinde gözaltına alınış biçimlerine bakalım. Düşüncelerine uzak düştüğüm bu arkadaşların gözaltına alınış biçimlerine itirazım var. İkâmeti, işi belli insanların sabaha karşı apar topar nezarethaneye sevkedilmesini kabullenemiyorum. Belki tutuklama saati polisin işini kolaylaştırıyordur ama, işin saygısızca yürütüldüğü aşikar. Şayet gözaltına alınan kişilere yapılan muameleye, fikirlerimiz ayrılıyor diye karşı çıkmazsak, kolluk kuvvetlerinin aynı muameleyi herkese uygulama alışkanlığının süregelmesini benimsemiş oluruz. Bir başka zaman benzer uygulamalara muhatap olursak, şikayetçi olmak hakkını bulamayız; mağdur edilenleri desteklemezsek, başkalarını bizi desteklemesini beklemeye hakkımız olmaz. Ama bakıyorsunuz, Başbakan memnuniyetsizlik ifade etmiyor, operasyonu onaylıyor, uygulanış biçimi konusunda sessiz kalıyor. Bazı yazarlarımız memnuniyetlerini gizleyemiyorlar. Kısa vadede tatmin bulabilirler. Uzun vadede kendilerini de tehdit altına alan uygulamaların devam etmesine katkıda bulunduklarını bilmem farkındalar mı? İktidar partisinin kapatılma talebiyle yargıya başvurulmasında da benzer bir durum var. Ana muhalefet partimiz hukuka saygılı olmalıyız diyor. Halbuki, karşımızda ancak siyaset aracılığıyla halledilecek koskoca bir sorun var. Yargıyı etkilemeye çalışmadan, partilerin kapatılması ile ilgili yasal düzenlemeleri gözden geçirmek pekala mümkündür. Siyasetin aracılığıyla çözmemiz gereken işleri yargıya havale ederek rahatımıza bakacak olursak, yargıya taşıyamayacağı siyasi bir yük vererek haksızlık etmiş oluruz. Bunun sonucunda, her partinin yargıyı kendi meşrebine uygun yargıçlarla doldurması tabiileşir. Toplumun her kesimine ve düşüncesine eşit mesafede olacak bir kurum, şu veya bu siyasi akımın destekçisine dönüşür. Kısa vadede beğeneceğimiz kararlar üretebilir ümidi ile, onu uzun vadede yaralayacak yükler tahmil etmek, yargının yansızlığını ve bağımsızlığını zedeler. Sonuçta hepimiz kaybederiz. Siyasi tavır ve eylemlerimizde kısa vadeli kazanç mülahazalarına kapılarak, uzun vadede hepimizi daha mutlu ve huzurlu kılacak bir demokratikleşme çizgisinden uzaklaşıyoruz. Sayın büyüklerimiz, acaba ne yaptığınızı farkında mısınız? Yoksa, benden sonra tufan mı diyorsunuz? Kısa vadeli fayda mülahazalarını aşmalıyız!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019